Bisiklet tutkunu Bandırma’dan Antalya’ya pedal çevirdi
Bisiklet tutkunu Bandırma’dan Antalya’ya pedal çevirdi
Bandırma’dan Antalya’ya 22 saat 52 dakikada giden 34 yaşındaki bisiklet tutkunu Özcan Güler, yolculuğunu anlattı. Yolculuk süresinde hiç uyumayan Güler, 575 kilometre yol kat ettiğini söyledi.
İstanbul’da yaşayan 34 yaşındaki bisiklet tutkunu Özcan Güler, Bandırma’dan İstanbul’a bisikletle gitti. Grafik tasarımcısı Güler, 22 saat 52 dakika süren ve sadece 58 dakika mola yaptığı yolculuğunda hiç uyumadan bisiklet sürdü. 19 Haziran Cuma akşamı işinden çıktıktan sonra feribota binen ve Bandırma’ya giden Güler, Cumartesi günü planladığı saat geldiğinde pedal çevirmeye başladı. Yaklaşık 24 saat süren yolculuğun ardından ise Antalya’ya vardı. Neredeyse hiç mola vermeden pedal çeviren Güler, yaşadığı macerayı anlattı.
“24 saat içerisinde Antalya’ya gitmiş oldum”
Uzun sürüşlerin tutkunu olduğunu belirten Özcan Güler, “Uzun sürüş olarak şehirlerarası tutkumdu. Dünya çapında bir sürüş düzenlendi. Aynı anda 216 tane bisikletçi, 24 saat içerisinde ne kadar fazla kilometre yapabiliri denedi. Ben de Türkiye’den hiç yapılmadığı için bu duyguya hem ortak olmak hem de Türkiye’de de bunun yapıldığını göstermek istedim. Hava şartları doğrultusunda da Antalya’ya gitme kararı verdim. 22 saat 52 dakika toplam, 58 dakika molayla beraber 24 saat içerisinde Antalya’ya gitmiş oldum. 575 kilometreyi tamamladım. Bu sürüşün şöyle bir özelliği var. Yaptığınız kilometre kuş uçuşu olarak hesaplanacağı için düz bir paralel şekilde olması gerekiyor. O yüzden düz rota olarak seçtiğimde ise Bandırma’dan Antalya’ya doğru tamamlamaya çalıştım” ifadelerini kullandı.
“Bizi birleştiren şey bisiklet oldu”
Eşiyle bisiklet sayesinde tanıştıklarını anlatan Güler, “34 yaşındayım, özel bir şirkette grafik tasarımcı olarak 10 yıldır çalışıyorum. Benim İzmir’e gitme planım vardı. Eşimde İzmir’e olan planımı görmüş. Daha sonra sosyal medya üzerinden bu vesileyle tanışıp arkadaş olduk. Bizi tanıştıran bisiklet oldu. Bunun üzerine bulup beraber bisiklet sürmeye başladık. Güzel bir arkadaşlığımız oldu. Kafamızın uyuştuğunu görünce evliliğe doğru adım attık. Bizi birleştiren şey bisiklet oldu. O da bisikleti çok seviyor. Bisikletle balayına Karadeniz’e gittik. Karadeniz’e gitmek hayalimdi. Eşim de Karadenizli olunca güzel denk geldi. Dağ bisikletlerimizi hazırladık. Uçakla bütün malzemelerimizi taşıdık. Kamp yaparak 6 günlük bir macera yaşadık. Çok keyifli ve güzel oldu” şeklinde konuştu.
“Kendime 3 mola verme hakkı tanıdım”
Antalya’ya giderken sağlıklı beslendiğini belirten Güler, “Antalya’ya giderken 18 tane sandviç yaptım. Bunun 5 tanesi evde kendi hazırladığım fıstık ezmeli olanlardı, enerji vermesi açısından. 13 tanesi de eski kaşarlıydı. Tuzlu çünkü, tuz kaybedeceğim için onun yerine geri gelmesi gerekiyor. Beyaz peynir, kırmızıbiber ve dana salam şeklinde sandviç hazırladım. Bunları çantamın içerisine paketledim. Saat başı kalorimi de takip ederek bisiklet üzerinde yemesi daha kolay oluyor diye minik ekmeklerle tükettim. Aynı zamanda hurma, yulaf, muz ve cevizden oluşan bir bar yaptım. Yiyeceklerimi kendim taşıyarak beslendim. Su olarak 9 litre neredeyse su içtim. Kendime 3 tane mola verme hakkı tanıdım. Planıma uyarak ilerledim. Bazen sağda solda hayratlar oluyor. Oralardan su takviyesi yaparak sürüşüme devam ettim. Benzin istasyonlarında sıra bekleme durumu oluyor. Bu benim için zaman kaybı çünkü zamanla yarışıyorum. Cuma günü iş çıkışı eve gelip hazırlandım ve hemen İDO’yla Bandırmaya geçtim. 1 saat koltuklarda uyudum. Daha sonra 12’de sürüşüm başlaması gerekiyordu. Yani 2 günde 1 saat uyudum” dedi.
“İşe pozitif enerjiyle gidiyorum”
İşe gitmeden önce bisiklet sürdüğünü söyleyen Güler, “İstanbul trafiği çok yoğun olduğundan dolayı sabah kalkıp bisiklet sürdüğünüz de sahiller de çok keyifli oluyor. Güneşin doğuşunu izliyoruz. Bu sayede pozitif enerjiyle işe gidiyorum. Antrenmanımı yapıp işe gittiğimde gün içerisindeki stresiniz geride kalıyor. Bunu da bu şekilde düzene oturttum. Buda aynı zamanda zamanı verimli kullanmama sebep oluyor. Daha erken uyanıyorum. Sabaha karşı 3’te veya 4te sürüşe kalktığım oluyor. 100 kilometre bandında sürüşler yapıp iş yerine gittiğim oluyor” şeklinde konuştu.
“Talep çok olunca bende Youtube kanalına daha özen göstermeye başladım”
Kendisi sayesinde bisiklet sürmeye başlayan insanlar olduğunu söyleyen Güler, “Uzun sürüşlerde hem bana hatıra kalsın diye hem de Youtube kanalımda paylaşmak için çekimler yapıyorum. Yaptığım çekimlerdeki duygularıma insanlar da ortak oldu. Bana bu vesileyle ulaşıp, benim sayemde bisiklete başlayanlar olmuş. Hatta çift olarak yazanlar bile oldu. ‘Aile olarak sizi izliyoruz. Eşimle beraber bizde bisiklet aldık, sizin gibi sürüşler yapmak istiyoruz’ gibi çok güzel tepkiler aldık. Beni bu tepkiler çok mutlu etti. Çünkü bunlar parayla satın alabileceğiniz şeyler değil. İnanılmaz motive oldum. Talep çok olunca bende Youtube kanalına daha özen göstermeye başladım. Eşimle beraber bu yoğun iş hayatımızın temposunda aynı zamanda ona da zaman ayırıyoruz. İnsanlara güzel örnek olabilmek bizi çok mutlu ediyor” ifadeleri kullandı.
“Tanışma serüvenimiz bisiklet sayesinde oldu”
Eşi ile tanışma nedeninin bisiklet olduğunu anlatan Tuğba Güler ise “Birlikte uzun yollara çıkmaya, şehirlerarası yerlere gitmeye başladık. Bu da benim aşırı hoşuma gitti. Evlendikten sonra beslenmem de tamamen değişti. Daha sağlıklı besleniyoruz, birbirimize destek oluyoruz. Böyle sürüşleri yapmak için önceden çok hazırlık yapmak gerekiyor. Youtube kanalı var onu da birlikte götürmeye çalışıyoruz. Fırsat buldukça bisikletlerimize atlayıp doğaya gidiyoruz. Onun dışında İstanbul’da yaşadığımız için şehir hayatından uzaklaşmak istiyoruz. Sosyal medyada konuştuk daha sonra buluşup birlikte sürüş yaptık. Birlikte vakit geçirdikçe birbirimizi daha iyi anlamaya başladık. Tanışma serüvenimiz bisiklet sayesinde oldu. Bizde evlenmeye karar verdikten sonra tatilimizi kesinlikle bisiklet yapmak istiyorduk. Otele gidip orada bir balayı geçirelim istemedik” diye belirtti.