Bin 100 lezzet noktası, seyahatseverlerin yeni gezi rotası oldu
Şef, seyyah ve araştırmacı Ömür Akkor, 25 yıllık birikimiyle hazırladığı “Türkiye Gastronomi Atlas’ında Türkiye’nin faklı ve az bilinen lezzetlerini bir araya topladı. Gezmeyi ve farklı tatlar denemeyi seven bireyler tarafından kitabın yoğun ilgi gördüğünü belirten ünlü şef, “Kitapta bulunan bin 100 lezzet noktası seyahatseverlerin yeni gezi rotası oldu” dedi.
Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesini ve bütün şehirlerini karış karış gezen Ömür Akkor’un Ketebe Yayınları’ndan çıkan “Türkiye Gastronomi Atlası” seyahatseverlere yeni lezzet noktaları ve gezi rotaları sunuyor. Anadolu’nun az bilinen, unutulmaya yüz tutmuş yemeklerini ve gezi rotalarını harita ve çizimleriyle anlatan Akkor, kitapta bin 100 lezzet noktası ve gezi rotası bulunduğunu aktardı.
Kitaba gösterilen ilgiden mutlu olduğunu ifade eden Akkor, “25 yıldır Türkiye’yi gezip notlar alıyordum. Bu notlarda Türkiye’nin en manzaralı yerlerine, en lüks ve pahalı restoranlarına ya da turistlerin en çok gittiği yerlere değil de yöresel halkın gittiği ve onların damak tadına birebir uyabilen ve onların övdüğü lokantalara yer verdim. Birkaç kuşaktır oralı olan insanlardan notlar aldım ve bunları bir rehber haline getirdim. Kitapta bin 100 nokta, bin 100 ürün, lokanta ve pazar var ”dedi.
“25 yıldır izlediğim lokantalar var”
Kitabın hazırlık sürecinden bahseden Akkor, “Yola çıkarken bu kitabı yazmayı hiç düşünmemiştim. Aslında bu kitabın ‘kervan yolda düzülür’ sözündeki gibi meydana geldiğini söyleyebilirim. 25 yıldır Türkiye’yi geziyorum. 10-11 yıldır da haritalar çiziyorum. Bu birikimlerin kalıcı olması adına kitap çalışmalarına başladım. Kitabın pratik, infografik olmasına ve grafik içermesine özen gösterdim. Son bir senedir yoğun bir yazma, çizme ve tekrar yerine gidip kontrol etme çalışmaları yaptım. Kitapta yaklaşık 25 yıldır izlediğim lokantalar var” diye konuştu.
Kitap her baskıda güncelleniyor
Lezzet keşiflerinde dikkat ettiği noktaları paylaşan Akkor, “Ürünün doğal yolla, doğru ve geleneksel yöntemlerle yapılmasına dikkat ettim. Onun dışında rafine ürün kullanılan bir yer var ise orayı yazmamaya özen gösterdim. Kitapta yer verdiğim rotaların zaten çoğu belli bir yılın üzerinde, birkaç kuşaktır oralarda. Benim için önemli olan bu yerlerin geleneksel olması, rafine ürünler kullanmaması, mesleğe dededen-babadan devam etmeleridir. Bunun yanı sıra kitabı her baskıda güncelleyerek devam ediyorum. Çünkü Türkiye’de benim rehberimin 5 katı kadar böyle yerler var. Türkiye’yi tek bir kitap ile tek bir atlas ile anlatmak mümkün değil. Her bir il, ilçe için atlas yazılabilir” şeklinde konuştu.
“Bayramın ilk günü et yerine, ciğer kavurun”
Kurban bayramı için de önerilerinde bulunan Akkor, “Genelde kurban etinin sert olduğundan şikâyet ederiz. Bu bakımdan sabah kesilen kurbanlar için et +4 derecede akşama kadar bekletilmeli. Böylece etin sertliği biraz daha gitmiş ve yumuşamış olacaktır. Bunun yanı sıra bayramın birinci günü et yerine ciğer kavurun. Hem daha yumuşak hem de daha lezzetli. Sonraki günler için de et, daha doğru kullanım için yapılacak yemeğe göre ayrılarak, muhafaza edilebilir” dedi.
Ciğer kavurma tarifi de veren Akkor, “Ciğeri küçük küçük doğrayın. Elinizde hayvan yağı var ise kullanabilirsiniz. Tencereyi ısıtın, soğanı ve ciğeri atın. Ciğer soğandan çok daha hızlı kavrulmuş oluyor. Soğan ile ciğeri 10 dakika kavurun. İçine kırmızı ve yeşilbiber atıp 10 dakika da hepsini beraber ve sebzeleri çok öldürmeden kavurun. Lavaşların içine ciğer ekleyip; üzerine limon, kimyon, biraz pul biber, maydanoz ve soğan serpip sarın. Şimdiden afiyet olsun” diyerek sözlerini sonlandırdı.