Başörtülü doktora hakaret eden CHP’li meclis üyesinin yargılanmasına başlandı
Başörtülü doktora hakaret eden CHP’li meclis üyesinin yargılanmasına başlandı
Filyasyon ekibindeki başörtülü Doktor Tuba Taşkın Öztürk’e “Ama senin kafanda şu şey varken ben sana nasıl güvenebilirim? Beni zehirlemeyeceğini nereden bilebilirim” şeklinde sözler söyleyen CHP’li Meclis Üyesi İsmail Hakkı Temel’in yargılanmasına başlandı.
Filyasyon ekibindeki başörtülü diş hekimi Tuba Taşkın Öztürk’e “Ama senin kafanda şu şey varken ben sana nasıl güvenebilirim? Beni zehirlemeyeceğini nereden bilebilirim” şeklinde sözler söyleyen Bahçelievler Belediyesi CHP’li meclis üyesi İsmail Hakkı Temel hakim karşısına çıktı. Temel, duruşmadaki savunmasında hakaret kastının olmadığını söyleyerek, “Müştekiden özür diliyorum. Ben kurban seçildim gibi düşünüyorum. Basında, televizyonda din düşmanı gibi gösterildiğimi düşünmeye başladım” dedi.
“Hakaret kastım yoktu”
Bakırköy 32’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanık İsmail Hakkı Temel ile müşteki Tuba Taşkın Öztürk hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Savunması sorulan İsmail Hakkı Temel, belediye meclis üyesi olduğunu söyleyerek, “Toplantıya katılmadan önce pandemi sebebiyle test yapılmaktaydı. O gün test yapılması için gitmiştim. Ayrıca bir gün önce aşı olmuştum. O gün ‘bunun bir zararı olur mu hemşire hanım?’ diye sordum. Bana ‘ben hemşire değilim, doktorum’ deyince müştekiye bir zararı olursa doktor elinden zehirlendi derler gibi bir ironi yaparak durumu dile getirmek istedim. Hakaret kastım yoktu. Böyle anlaşılmış olmasından dolayı çok üzüldüm. Özür de diledim. Halen de böyle bir sebeple burada olduğum için üzgünüm. Müştekiden tekrar özür diliyorum. Ben kurban seçildim gibi düşünüyorum. Basında, televizyonda din düşmanı gibi gösterildiğimi düşünmeye başladım” dedi.
Cumhuriyet savcısının talebi üzerine mahkeme başkanı, sanığın müştekiye, “Ama senin kafanda şu şey varken sana nasıl güvenebilirim” şeklinde ifade kullanıp kullanmadığını sordu. Sanık Temel öyle bir ifade kullanmadığını söyledi.
Müşteki Tuba Taşkın Öztürk ise o gün test yapmak için filyasyon ekibi ile orada bulunduğunu söyleyerek, “Sanık test için yanıma geldiğinde ağzını açmasını söyledim. Bunun üzerine direkt bana ‘senin kafanda o şey var ya ben şimdi sana nasıl güvenebilirim’ dedi. Bunun hoş olmadığını söyleyip uyarınca aynı şeyi tekrarladı ve ‘ya beni zehirlersen’ dedi. Zaten bu sözleri söylediği tanıkların beyanları ile de bellidir” dedi.
Sanık avukatı, müşteki Öztürk’e, “Hekimin tedaviyi reddetme hakkı vardır. Bunu neden yapmadığını sormak isteriz” dedi. Bunun üzerine doktor Öztürk, “Ben filyasyona başladığım zaman 4,5 aylık bebeğimi bırakıp görev aldım. O zaman da doğum izni alma hakkım vardı. Bunu kullanmadım. Aynı gerekçe ile tedaviyi reddetmedim” diye konuştu.
Mahkeme, dinlenilmeyen tanıkların dinlenilmesi ve olay anına ilişin kamera kayıtları varsa mahkemeye gönderilmesi için belediye başkanlığına yazı yazılmasına karar verdi. Sanık hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılmasına da hükmeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 4 Mart’ta meydana gelen olay anlatılmıştı. İddianamede, Tuba Taşkın Öztürk’ün Bahçelievler İlçe Sağlık Müdürlüğünde diş hekimi olarak görev yaptığı, ancak korona virüs pandemisi nedeniyle filyasyon ekibinde olduğu aktarılmıştı. 4 Mart günü Bahçelievler Belediyesi Nurettin Topçu Kültür Merkezi’nde Bahçelievler belediye meclis üyelerine toplu olarak korona virüs testi yapıldığı iddianamede belirtilerek, Temel’in müşteki Öztürk’e başörtüsünü kastederek “Ama senin kafanda şu şey varken ben sana nasıl güvenebilirim? Beni zehirlemeyeceğini nereden bilebilirim” şeklinde sözler söylediği açıklanmıştı. İddianamede Öztürk’ün şikayetçi olmasının ardından CHP’li Meclis Üyesi Temel’in ifadesinin alındığı belirtilmişti. Temel, iddianamede yer verilen ifadesinde kullandığı kelimelerin şaka maksatlı olduğunu ve yanlış anlaşıldığını, hakaret kastı ile hakaret etmediğini, sözlerinin yanlış anlaşılması nedeniyle müştekiden özür dilediğini ve hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini beyan etmişti.
İddianamede olay tarihinde aleni ortamda müştekiye söylenen sözlerin hakaret suçunu oluştuğu anlatılarak İsmail Hakkı Temel’in ‘kamu görevlisine görevinden ve mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden dolayı alenen hakaret’ suçundan 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.