Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (MHP) partisinin grup toplantısında konuştu.
MHP lideri Bahçeli, partisinin ve Cumhur İttifakı'nın sağlık çalışanlarının her zaman destekçisi ve dert ortağı olduğunu ifade ederek, “Ancak Covid-19 hastalığının şiddetlendiği dönemlerde vatandaşlarımızı korkuya sevk eden, endişeleri körükleyen, Türkiye'nin sağlık kurumlarını, sağlıktaki göz kamaştırıcı politikaları tartışmaya açan küçük bir azınlığın kara propagandalarını da unutmuş değiliz” dedi.
Türk Tabipler Birliği'ni hedef alan Bahçeli, şunları kaydetti:
“Türk Tabipler Birliği'nin, bu kara propagandanın sevk ve idaresinin yapıldığı nifak yuvası olarak her tertibe, her yalana, her iftiraya sarıldığı aleni bir gerçek olarak karşımızdadır. Bunlar mesleğe başlarken ettikleri Hipokrat yeminlerini çiğneyen, hekimliğin itibarına menfur ideolojik saplantılarla zarar veren yüz karalarıdır. Şimdi de diyorlar ki, hekimlerimiz Türkiye'yi terk ediyorlarmış. Bilmiyorlar ki, kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan hekimlerimizin hiçbir yere gittiği veya gitmeyi düşündüğü yoktur.”
Türk Tabipler Birliği'ne göre Türkiye'nin sağlıkça iflas bayrağını çektiğini belirten Bahçeli, “İstediler ki, dünya çapında isminden gururla bahsettiren, onlarca ülkenin yardımına koşan, mazlumlara elini uzatan Türkiye Covid'e teslim olsun, boyun eğsin, ortaya çıkacak kaos şartları yeni bir siyasi denklemi tetiklesin. Eğer bu ülkeden gitmesi gereken birileri varsa, o da Türk Tabipler Birliği'nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Haydi buyursunlar, gidişleri olsun da dönüşleri olmasın” diye konuştu.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınadıklarını ve onlara yapılan her saldırının kendilerine yapıldığına inandığına dikkati çeken Bahçeli, “Covid-19 hastalığı vesilesiyle hayatlarını kaybetmiş sağlık çalışanlarımıza, aziz vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmetler diliyor, bu melanet hastalığın sonuna yaklaşmaktan da memnuniyet duyuyorum. Her gecenin bir sabahı vardır, o sabahın ışığı ufukta görülmüştür. Her yokuşun bir inişi vardır, o iniş kısa süre sonra adımlarımızla buluşacaktır” ifadelerini kullandı.
"Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür, vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iki günlük Diyarbakır gezisi esnasında, “Tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir” diye konuştuğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:
“Müstevlileri aratmayan bir zihniyetin figüranı olmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür, vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kılıçdaroğlu'nun şahsıyla müsemma karanlık tarihini bilemeyiz, kaldı ki kirli tarihinden müşteki olmasının bizce bir mahsuru yoktur. Şayet kastettiği Türkiye ve Türk milletinin tarihi ise, önce Çanakkale'ye bakmasını, önce Milli Mücadele yıllarından ibret almasını, sonra da zillet emellerini tekrar gözden geçirerek aklını başına devşirmesini bilhassa tavsiye ederim. Kılıçdaroğlu kendisiyle, kendi tarihiyle yüzleşebilir. Bizce bir sakıncası yoktur. Hatta beklenen de budur. Ancak Türk tarihiyle yüzleşme niyeti varsa, söylemek istediği buysa, uyarıyorum ki bu tarih Kılıçdaroğlu'nun tarihi değildir, buna hiç hakkı yoktur. Yozgat'ta başka, Diyarbakır'da başka konuşan bir siyasetçiye güven duyulamaz.”
Bazı siyasi partilerin Rusya'ya ağır yaptırım uygulanmasını istemelerinin ve S-400 konusunu sıkça gündeme taşımalarının başkalarının ajandalarına müzahir hareket ettiklerinin tevsiki ve teyidi olduğunu savunan Bahçeli, “Türkiye'yi çok yönlü etkileyen bir savaş ortamında bile milli ve ahlaki siyasetten mahrum olan siyasetçilerin Batı'nın gizli gündemine nasıl kapılandıkları ne yazık ki tüm berraklığıyla ortaya çıkmıştır. Bu doğru değildir, meşru değildir, adil değildir, milli çıkarlarımızla uyumlu hiç değildir. Taşeron siyasetçilerin Türkiye sevgileri yalnızca laftadır. Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumu temkinli, tedbirli ve çok boyutlu bir dış siyaset takibini gerektirmektedir.
Dış politikada duygusallık, hazırlıksızlık, sabit fikirlilik, manevrasızlık, dolduruşa gelmek, iddiaları milli imkânlarla desteklemekten aciz kalmak çok tehlikeli kırılmalara yol açacaktır. Devlet yönetmek başkadır, her rüzgâra yelken açmak başkadır. Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna politikası dengelidir, makuldür, milli hedef ve çıkarlarımızla muvafıktır. Hiç kimse ezbere konuşmasın. Hiç kimse gelişmelere yabancı başkentlerin merceğinden bakmaya kalkışmasın. Bu ülke ne çekmişse, Amerikalılardan daha çok Amerikancı olanlardan, NATO'dan daha çok NATO'cu davrananlardan, AB'den daha çok AB'ci geçinenlerden çekmiş, çekmeye de devam etmektedir. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Gelin Türk'ten daha fazla Türkçü olun dediğimizde köksüzlükleri deşifre olanların karşımıza geçip ahkam kesmeye esasen ne hakları ne de haysiyetleri vardır. Türkiye barışın müdafisidir. Haksız bir savaş cinayettir, cehalettir, çıkmaz sokaktır, sonu olmayan, sonucu bulunmayacak dehşet kapanıdır. Rusya-Ukrayna savaşı uluslararası düzenin bizce malum olan defolarını iyice gözler önüne sermiştir” diye konuştu.
"Kılıçdaroğlu, emojiyi bırak, ergenler gibi davranmaktan vazgeç, emelin nedir, hedefin nedir, kafanın içindeki asıl gündem nedir onu söyle, ondan bahset"
Bahçeli, Kılıçdaroğlu'na geçen hafta üç soru yönelttiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Dedim ki, dört parçalı Kürdistan'dan yana mısın, değil misin? Terörist Demirtaş'ın ailesiyle görüştükten sonra, İmralı canisinin ailesiyle de buluşacak mısın? Zillet ortaklarına, büyük Kürdistan'a taraftar olup olmadıklarını sormayı aklından geçiriyor musun? Bizim bir twitter mesajımızı alıntılayarak emojiyle cevap vermiş. Kılıçdaroğlu, emojiyi bırak, ergenler gibi davranmaktan vazgeç, emelin nedir, hedefin nedir, kafanın içindeki asıl gündem nedir onu söyle, ondan bahset.
Yanına alıp konuşturduğun bölücüler devlete ve millete meydan okurken çıtını çıkarmadın, sessizliğe çakıldın, zımnen de onayladın. Sözde Kürt sorununu tanıdığını, zilletin diğer partilerinin de aynı görüşte olduğunu açıkladın. Bir soru daha soruyorum, Diyarbakır'da PKK'lı teröristlerle görüştün mü? Eğer bu görüşme olduysa, teröristlere ümit verdin mi? Diyarbakır cezaevinde sözde işkence görenleri hatırladın da şehitlerimize bir Fatiha okumayı hiç düşündün mü? Kılıçdaroğlu, sorularım açıktır. Anlamadığın bir yer varsa elbette sorabilir, detaylı bilgi isteyebilirsin. Süren kısıtlıdır, ek süre talebin olursa bunu da değerlendirmeye hazır olduğumu, cevap vermeme hakkının saklı bulunduğunu özellikle bilmende yarar vardır. Fakat şunu da bil ki, sükût ikrardan gelir, sorularıma cevap vermediğin zaman hepsine evet dediğin kabul edilecektir. Emoji de seni kurtaramaz, kimlerin empozesi, kimlerin tekeli altında olduğunu artık gizleme şansın kalmamıştır.”
Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır annelerinin yanına gitmeye cesaret edemediğini söyleyen Bahçeli, “Çünkü Diyarbakır anneleri Kılıçdaroğlu'nun ortağı HDP'nin il binası önündeydi. Korku dağları sarmış, Kılıçdaroğlu analardan kaçmıştır. Utan utan, bu anaların yavrularını HDP kaçırdı, PKK'ya taşıdı. Tek kelime edebildin mi? En küçük tepki gösterebildin mi? Yapamazsın, çünkü bugünkü CHP, HDP'nin kostüm giymiş halidir. Bugünkü CHP, PKK'nın yedek kulübesidir ve bugünkü CHP, Aziz Atatürk'e ihanet etmiş, geçmişine sünger çekmiştir” ifadelerine yer verdi.