Azerbaycan önemli kazanımlar elde etti
Yakın Doğu Enstitüsü tarafından başlatılan “Küresel Gündem” panellerinde Dağlık Karabağ krizi tartışıldı. Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çıraklı, Azerbaycan’ın haklı davasında sahada ve masada önemli kazanımlar elde ettiğini söyledi.
Kısa süre önce Yakın Doğu Enstitüsü tarafından başlatılan “Küresel Gündem” panellerinin ilkinde “Kafkasya Krizi ve Bölgesel Yansımaları” başlığı altında Dağlık Karabağ krizi tartışıldı. “Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Siyaseti”, “Türkiye’nin Dağlık Karabağ Krizine Bakış Açısı ve Azerbaycan - Türkiye İlişkileri”, “Bölgesel Aktörlerin Dağlık Karabağ Sorununa Yaklaşımları ve Çözüm Senaryoları” ve “Uluslararası Silahlı Çatışmalar Hukuku Çerçevesinde Dağlık Karabağ Sorunu” başlıkları altında sunum ve konuşmalar yapılan panelin moderatörü, Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çıraklı Azerbaycan ve Ermenistan’ın vardığı anlaşmayı ve olası sonuçlarını değerlendirdi.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 27 Eylül 2020’de başlayan çatışmalar kısa sürede şiddetlenerek savaşa döndü ve Dağlık Karabağ’ın çevresinden içlerine doğru yayılmaya başladı. Aradan geçen yaklaşık 1,5 aylık zamanda Azerbaycan’ın askeri olarak büyük bir üstünlük kurduğu savaş, taraflar arasında imzalanan anlaşmayla son buldu. 9 Kasım gecesi duyurulan anlaşma ile Azerbaycan, kurduğu askeri üstünlüğün ve Birleşmiş Milletler kararlarına da yansıyan haklılığının bir sonucu olarak önemli kazanımlar elde etti.
Anlaşmayla birlikte Ermenistan, 1994’ten bu yana işgal altında tuttuğu, Dağlık Karabağ’ı çevreleyen Azerbaycan topraklarından çekilmeyi kabul etti. Ayrıca taraflar ellerinde bulundurdukları Dağlık Karabağ topraklarını da ellerinde tutmaya devam edecek. Bu, Azerbaycan’ın 1,5 ayda Dağlık Karabağ’da kontörlüne aldığı bölgede kalıcı olacağı anlamına geliyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya arasında imzalanan anlaşmaya göre Türkiye’nin de Karabağ’da konuşlanacak barış gücünde yer alacağını açıkladı. Anlaşmaya göre Ermenistan’ın işgali altındaki Kelbecer 15 Kasım, Ağdam 20 Kasım, Laçin ise 1 Aralık’a kadar Azerbaycan’a teslim edilecek. Böylece Ermenistan ile Dağlık Karabağ arasında kalan bölgenin kontrolü yeniden Azerbaycan’a geçecek. Buna karşın Ermenistan-Karabağ ile Azerbaycan-Nahçivan arasında da geçiş koridorları oluşturulacak.
Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi diyalog belirleyici olacak
Ermenistan’ın Karabağ’ın çevresindeki Azerbaycan topraklarından çekilme kararı sonrası varılan anlaşmayı değerlendiren Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çıraklı, anlaşma ile kapsamlı çözüm ortamı oluşturulduğunu ve Azerbaycan’ın önemli bir kazanım elde ettiğini söyledi.
Dağlık Karabağ’ın çevresinde bulunan, Birleşmiş Milletler kararlarına göre de, Azerbaycan’a ait olan topraklarının 30 yıldır Ermenistan’ın işgali altında olduğuna anımsatan Yrd. Doç. Dr. Çıraklı, “Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’daki temas hattının gerisine çekilecek olması, Karabağ’ın, Ermenistan’la bağlandığı koridorda Rusya barış güçlerinin konuşlandırılacak olması kapsamlı çözüm ortamı oluşturulduğunu gösteriyor. Azerbaycan haklı davasında sahada ve masada önemli bir kazanım elde etti” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Çıraklı, bölgedeki yeni dengenin kalıcı olmasında Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi diyaloğun belirleyici olacağını belirtti. Çıraklı şöyle konuştu: “Türkiye’nin gerek kamuoyu nezdinde, gerekse diplomatik anlamda Azerbaycan’ın yanında olması, Rusya’nın da kendi çıkarları yönünde devreye girmiş olmasıyla, yeni statükonun oluşumunda ve çözüm sürecinde Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi diyalog belirleyici olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Türk ve Rus güçleri çözümün garantörü olacak
Varılan anlaşmayla Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ sorununda yeni bir döneme girildiğini dile getiren Mustafa Çıraklı, varılan ateşkes mutabakatında, tarafların ateşkese uyması denetiminin verimliliğinin artırılması amacıyla barış gücü merkezi oluşturulacağına da dikkat çekti. Çıraklı: “Bu merkezde Rus ve Türk askerlerinin ortak faaliyet göstereceği muhtemeldir. İki ülke bu bağlamda ateşkesin sürdürülebilirliği ve varılacak nihai çözümün garantörü olacaklar” dedi.