38 yaşındaki Meral Kara, 4 kez tüp bebek tedavisi gördü, her denemesi hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Finans müdürü olarak çalıştığı şirketten anne olmak umuduyla ayrıldı. Kariyerinden vazgeçip sonunda en büyük hayaline ulaşacağı tedavi yolunu tercih etti. Verdiği mücadelenin ve özverinin karşılığını alarak geçtiğimiz aylarda oğlu Mustafa Kuzey’i dünyaya getirdi.

2009 yılında evlenen Meral-Evren Kara çifti anne-baba olmaya karar verdiklerinde doğal yollarla gebelik elde edilemeyince doktora başvurdu. Yapılan testlerin sonuçlarında problemin çikolata kistlerinden kaynaklandığını ve çocuk sahibi olabilmenin tek yolunun tüp bebek tedavisi olduğunu öğrendiler. Zaman kaybetmeden tedaviye başlayan çift ilk denemede hayal kırıklığına uğradı. 10 yıl boyunca 4 kez tüp bebek tedavisi gördüler ama her denemeleri başarısızlıkla sonuçlandı. Yaptıkları araştırmalar sonucu Bahçeci Tüp Bebek Merkezi Kurucusu Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci ile tanıştılar. Meral Kara, son umut olarak başladıkları bu tedavide stresten tamamen uzak durmak ve tedavisine yoğunlaşmak istiyordu. Yoğun iş temposunda bu mümkün olamayacağı için bir tercih yapmak zorundaydı ve anne olma umuduyla işinden ayrılıp, kariyerinden vazgeçip tedavi yolunu tercih etti. Hayatının dönüm noktası olan bu karar onu en büyük hayaline kavuşturmak için büyük bir adım oldu. Uygulanan kişiye özel tüp bebek tedavisi sayesinde öncelikle çikolata kisti problemi çözüldü sonrasında transfer edilen embriyo bebek haberini aldılar. Geçtiğimiz aylarda oğlu ‘Mustafa Kuzey’ i dünyaya getiren anne Meral Kara, “10 yıl boyunca çok uğraştık, pes ettiğimiz bir noktaya gelmiştik ama her şeye rağmen doktorumuza çok güvendik. Çok şükür annelik duygusunu tattım. İsteyen herkese aynı mutluluğu yaşamasını dilerim” dedi.

“Elde edilen sağlıklı embriyo donduruldu”
Kara çiftinin tedavisini başarıyla yürüten Prof. Dr. Mustafa Bahçeci uygulanan tedavinin detaylarını şu şekilde açıkladı: “Meral Hanım’a uyguladığımız tüp bebek tedavisi sonucunda 2 tane blastokist embriyo (5’inci Gün embriyosu) dondurduk ve bu iki embriyonun kromozom sayısını belirlemek için NGS dediğimiz prenatal genetik test uyguladık. İki embriyodan bir tanesinin normal kromozom sayısına sahip olduğunu gördük. Bunu takiben, her iki yumurtalıkta bulunan çikolata kistlerinin ve rahim kas tabakasında saptanan adenomyosis bulgularının doğurganlık üzerine olumsuz etkilerini azaltmak için 3 aylık baskılayıcı iğne tedavisi uyguladık. Yeterli baskılanma sağlandıktan sonra yaptığımız dondurulmuş-çözülmüş embriyo transferi sonrası sağlıklı bir gebelik elde ettik”.

Stresin tüp bebek tedavisine etkisi
Stresin tüp bebek tedavisine etkisi aktaran Prof. Dr. Bahçeci, “Tüp bebek tedavisi gören çiftlerin çoğu yoğun bir stres yaşar ve bu stresin tedavinin başarısını etkileyebileceğinden endişe duyarlar. Tüp bebek tedavisi, çiftlerin streslerinden kolayca etkilenmeyen başarılı ve güvenli bir yöntem olsa da süreç boyunca stres yönetimi önemli bir yer tutar. Tüp bebek tedavisi gören birçok çift için başarılı olamayacakları düşüncesi stresin önemli bir kaynağıdır. Bu oldukça doğaldır, özellikle kısırlıkla mücadele eden çiftler için tüp bebek tedavisi yıllardır hayalini kurdukları aile için gerçek bir şansı temsil etmektedir. Bunun dışında hem iş hayatımızda hem de günlük yaşamımız içerisinde birçok problemle mücadele ederek strese maruz kalıyoruz. Yapılan araştırmalar tüp bebek tedavisi görürken stresli veya endişeli olan kadınların, stres ve kaygılarını başarılı bir şekilde yöneten kadınlara göre hamile kalma ihtimallerinin daha düşük olduğunu ortaya koymuştur. Bu anlayışla tedaviye başlayacak olan çiftlerimize hayallerine kavuşacakları güzel haberleri alabilmek için stres yönetimini sağlamalarını öneriyoruz. Bu yönetimi tek başına sağlamakta güçlük çeken çiftler gerekiyorsa bir psikolog desteği alabilir ya da kendilerine zaman ayırarak yoga, meditasyon ve nefes terapisi gibi alanlara yönelebilir” diye konuştu.