‘Amasya semaveri’ne coğrafi işaret

Amasya’da 1800’lü yıllardan bu yana neredeyse her evde bulunup çay denildiğinde akla gelen şey olan ‘Amasya semaveri’ coğrafi işaretle tescillendi.
Haznesindeki suyun odun ateşinde kaynayıp çayın buharla demlendiği Amasya semaveri, şehzadeler şehrinin 16. coğrafi işaretli markası oldu. Amasya Valisi Mustafa Masatlı, “Amasya’ya baktığımızda çay denilince akla semaver gelmektedir. Özellikle bakır semaverde demlenen çayın tadına doyum olmaz” dedi.
Sabah kahvaltısından başlayarak yatana kadar günün her saatinde tüketilen çayın Amasya’da ve Anadolu’da sadece bir içecek değil aynı zamanda temel bir sosyalleşme aracı olduğunu belirten Vali Masatlı, “Çay günlük yaşamımızda sudan sonra en çok tüketilen içecek olmasının yanı sıra, tüm aile üyelerinin veya misafirlerin bir araya geldiği ve ortak değerlerin paylaşıldığı özel günler, törenler, etkinlikler ile toplantılarda da servis edilmektedir” diye konuştu.
Coğrafi işaret atağına öncülük ettiği kentin sahip olduğu 16 coğrafi işaret tesciliyle yetinmeyeceklerine işaret eden Masatlı, “Devam eden 24 tane daha coğrafi işaret çalışmamız bulunmaktadır. Kısmet olursa kalan 24 tane coğrafi işaretimizi de tescil ettirerek, coğrafi işaret sayımızı 40’a çıkarmayı hedefliyoruz. Bu çalışmaların nihayete ermesiyle, ilimizin köklü tarihi, kültürü ve geleneklerini de en iyi şekilde yansıtarak, bu alanda Türkiye’de önemli bir noktaya gelmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Büyük Amasya Oteli’nde düzenlenen tanıtım programında konuşan Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı da semaver ve çayın şiirlere bile konuk olduğunu örnekleriyle sıraladı.
Programa, AK Parti Amasya Milletvekili M. Levent Karahocagil, Amasya Esnaf Odaları Birliği Başkanı İsa Köse ve Amasya TSO Başkanı Murat Kırlangıç da katıldı.
El sanatlarının yaşatılmasına destek olan Vali Masatlı’ya üzerinde özel işleme olan el yapımı semaverden hediye eden semaver ustası Mustafa Sofu ise teneke, bakır ve çelikten yapılan çeşitlerinin bulunduğunu söyledi. Günümüzde işlemeli bakır semaver üretimine ağırlık veren Sofu, kendine özgü şekli olan bu özel eşyanın içini de kalay işlemine tabi tuttuğuna değindi.