Engelli haklarında son durumun ve yaşanılan sorunların anlatıldığı programda dinleyicilerin soruları da yanıtlandı. Tezel’in konuşmasında dikkat çeken başlıklardan bazıları ise engellilerin çalışma hayatı, emeklilik süreçleri ve sosyal hayattaki hakları oldu.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel, Sarıyer Kent Konseyi Engelliler Çalışma Grubu’nun düzenlediği konferansla Sarıyerli engelli vatandaşlarla bir araya geldi. Programda engellilerle alakalı bir bakanlığın kurulması gerektiğine vurgu yapan Tezel, böylelikle süreçlerin daha kolay ilerleyebileceğine dikkat çekti. Programa katılan isimler arasında Şişli İşitme Engeller Derneği Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Güler Dağıdır, Güngören Belediye Meclis Üyesi Nuran Ortaçlı, Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi Erdem Göksel’in yanı sıra Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Coşkun, Sarıyer Belediye Meclis Üyeleri Hayrettin Dereli, Mustafa Balcı ve Ayşen Ağma’da vardı.
TÜRKİYE'DE ENGELLİLERLE ALAKALI BİR BAKANLIĞA İHTİYAÇ VAR
Türkiye'de engellilerle alakalı bir bakanlığa ihtiyaç olduğunu söyleyen Tezel, “yasal olarak yüzde 40 ve üzerinde raporu olanlara engelli ediyoruz. Yasalar yüzde 39’u engeli saymıyor mesela. Bu oranlara göre insanlara haklar verip pozitif ayrımcılık yapabiliyoruz. Ancak hükümet özürlülerin engel oranlarını değiştirdi. Bu güncellenen rakamlarla iş başvurusu yaptığımızda karşımıza büyük sorunlar çıkmaya başladı” dedi.
ENGELLİLERİ ANNE - BABAYA MUHTAÇ ETTİLER
Engellilerle alakalı yasalarda yapılan düzenlemeler ile 2015 yılından sonra engelli bireylere verilen maaşlarda değişti diyerek konuşmasına devam eden Tezel, öncesinde yüzde 40 oranında engelli olan kişilere devlet maaş veriyordu bu oran değişince bu bireyler dışarı çıkıp bir bardak çay içmek için bile ailesine muhtaç duruma geldi. Geldiğimiz noktada tüm ailenin geliri toplanarak ailedeki kişi sayısına bölünerek engelliye verilecek maaş belirleniyor. Burada bir yasa değişikliği gerekiyor. Bununla alakalı teklifimizi meclise sunduğumuzda da masrafın fazla olacağına dair bir geri dönüş alıyoruz. 2013 ve 2015 yıllarında hastalıkların oranlarını düşürdüler. Böylelikle Türkiye'de 13 milyon özürlü birey sayısı şimdiki hesaplamalar ve oranlara göre 3 milyona düşürüldü. Önceden özürlü sayılan bireylerin çoğu şimdi engelli sayılmıyor. Burada bireysel olarak elde edilecek başarılar ve çözümler çok zor ama toplu olarak mücadele edersek çok daha hızlı ve kesin sonuçlara ulaşmamız mümkün olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
BEN ÖLDÜKTEN SONRA ÇOCUKLARIMA NE OLACAK?
Engelli anne babaların en büyük korkusunun kendilerinin ölümünden sonra çocuklarına ne olacağı düşüncesi olduğuna değinen Tezel, bu konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Ben öldükten sonra çocuklarım ne olacak? Anne babalar özürlü çocukları için prim ödeyerek onları emekli etmeye çalışırlar. Yüzde 60'dan fazla raporları olan çocuklar anne babanın maaşını hem de ikisini birden alma hakkına sahiptir. O yüzden sizler hayattayken ayrıca bir ödeme yapmanız gerekmiyor. Eğer engelli çocuk bir işe girebilmiş ve emekli olmuşsa ancak o zaman anne ve babasının emekli maaşından yararlanamıyor. Ama emekli olmadığı müddetçe annesinin ve babasının maaşından onlar vefat ettikten sonra yararlanabiliyor.”
MALULEN EMEKLİ OLMAK YA DA ÖZÜRLÜ EMEKLİSİ OLMAK
Kafaları karıştıran bir konu olduğuna vurgu yapan Tezel, son olarak özürlü bireylerde emeklilik konusuna da değindi. Malulen emekli olmakla özürlü emeklisi olmak arasında farklar olduğunun altını çizen Tezel, konuya ilişkin şunlara değindi: “Malulen emekli olursanız emekli olduktan sonra çalışıp para kazanamazsınız. Çalışmaya devam ederseniz de emekli maaşınızı alamazsınız. Ama özürlü emeklisi olursanız sonrasında çalışabilirsiniz ve emeklilik paranızı da alabilirsiniz. Seçenek size kalıyor devlet sizi zorunlu olarak malulen emekli yapma hakkına sahip değil. Malulen emekli olanlar daha fazla maaş alır, özürlü emeklisi de normal emekliden daha fazla alır.”