Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş, "Biz, kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken bugün ne yazık ki bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Ülke olarak, kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir." dedi
Bakan Göktaş, TBMM Genel Kurulunda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.
"Güçlü Aile, Güçlü Toplum, Güçlü Türkiye" hedefiyle çalışmalara devam edeceklerini ifade eden Göktaş, bu kapsamda ailenin güçlendirilmesi, dinamik nüfusun desteklenmesi, aktif ve sağlıklı yaşlanmanın teşvik edilmesinin öncelikleri arasında yer aldığını söyledi.
Sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümlerin habercisi olan demografik değişimlerin, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi olduğuna, genç nüfusun dinamizmini korumanın ve nüfusun yaşlanmasına karşı etkili önlemleri almanın önemine vurgu yapan Göktaş, "Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde bir Nüfus Politikaları Kurulu oluşturuyoruz. Bu kurulla nüfus politikalarını bütüncül yaklaşımla ele alarak ulusal bir Nüfus Eylem Planı hazırlayacağız. Bakanlığımızda yeni kurduğumuz Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığıyla da bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.
Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi'ni Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 5 ilde pilot olarak başlattıklarını anımsatan Göktaş, doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın ile Osmaniye'yi de dahil ederek proje alanını genişlettiklerini belirtti.
Göktaş, "Proje kapsamında bugüne kadar 5 bin 350 çiftimize 802 milyon lira kredi ödemesi gerçekleştirerek kurdukları yeni yuvalarına katkıda bulunduk. 12 bin 326 gencimize evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Bu projemizi ülke geneline yaygınlaştırarak daha fazla gencimizin faydalanmasını hedefliyoruz." ifadesini kullandı.
Aileleri tüm bireyleriyle güçlendiren bir perspektifle düzenledikleri evlilik öncesi eğitim ve aile eğitim programlarıyla 6,7 milyon kişiye destek olduklarını anlatan Göktaş, sosyal politikalara yön vermesi amacıyla kuracakları Aile Enstitüsü çalışmalarında son aşamaya geldiklerini dile getirdi.
Bu yıl devrim niteliğinde iki yeni ve önemli mekanizmayı daha hayata geçireceklerini bildiren Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların ilki Sosyal Risk Haritası'dır. Bu uygulamayla kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve bağımlılık gibi tehditleri önceden belirlemek için hane bazlı bir erken müdahale sistemi oluşturuyoruz. Şehir, ilçe ve mahalle düzeyinde hazırlayacağımız sosyal risk haritaları sayesinde koruyucu ve önleyici mekanizmalarımızı daha da güçlendireceğiz. Bu çalışmayla henüz vakalar ortaya çıkmadan müdahale kapasitemizi artırmış olacağız. Pilot illerde başlattığımız, ikinci yenilikçi uygulamamız ise Aile Rehberi Sistemi'dir. Talep eden her ailenin bir aile rehberine sahip olmasını sağlayarak, vatandaşlarımıza, sosyal hizmetlerimizi hızlı, güvenilir ve kolay bir şekilde ulaştırmayı amaçlıyoruz."
Kadını ve aileyi birbirinin karşıtı, rakibi gibi gösteren yaklaşımların doğru olmadığını vurgulayan Göktaş, aileyi ve kadını, birbirini güçlendiren, birbirine güç veren, toplumun iki temel unsuru olarak nitelendirdi.
"Sahte çatışmalara müsaade edemeyiz"
Kadınların güçlenmesinin, toplumun ve ailelerin güçlenmesi anlamına geldiğini ifade eden Göktaş, kadının şiddet gördüğü bir ortamda güçlü aile bağlarından ve toplumsal huzurdan söz edilemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Kadınlar özgürse, hakları korunuyorsa, o ailede çocuklar sevgi dolu bir ortamda büyür. Kadınlar eğitimli ve güçlü olduklarında, geleceğe güvenle bakan nesiller yetişir. Sağlıklı ve güçlü ailelerde kadınlar var olan potansiyellerini daha iyi açığa çıkarır. Bu nedenle kadınların haklarını savunmak ile aileyi korumak arasında sahte çatışmalar yaratılmasına asla müsaade edemeyiz. Nitekim, sağlam temeller üzerine kurulu bir aile yapısı bugünün değil, yarının da garantisidir. Bu nedenle aileyi korumak bir tercihten öte, toplumsal varoluşumuzun da teminatıdır. Biz içinde sevgi, saygı, merhamet, sorumluluk ve dayanışmanın olduğu aileleri korumayı ve güçlendirmeyi önemsiyoruz. Hedefimiz her ailenin bu değerler doğrultusunda güçlü ve sağlıklı olmasıdır."
Çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici hizmetler kapsamında köklü bir dönüşüme imza attıklarını, ev tipi bakım modelini uygulamaya geçirdiklerini söyleyen Göktaş, 1366 çocuk evi ve çocuk evleri sitelerinde, 14 bin 561 çocuğa hizmet verdiklerini bildirdi.
Göktaş, 2 bin 229 çocuğu farklı sanat dallarıyla 6 bin çocuğu da sporla tanıştırdıklarını belirterek, şu anda 46 çocuğun milli sporcu olduğunu, bu yıl 421 çocuğun da üniversiteye yerleştiğini aktardı.
Yıl içinde, devlet korumasında yetişen 1329 gencin daha kamu kurumlarına atanmasıyla kamuda istihdam edilen genç sayısını 63 bin 536'ya ulaştırdıklarını dile getiren Göktaş, "Yıl sonuna kadar devlet korumasında yetişen gençlerimiz için yeni bir atama daha gerçekleştireceğimizi bu vesileyle paylaşmak isterim." açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürütülen "Gönül Elçileri Projesi" ile 10 bin 374 çocuğun, koruyucu ailelerinin yanında hayatlarına güvenle devam ettiğini, koruyucu aile çalışmalarını daha da ileri taşıyarak geçici ve profesyonel koruyucu aile modellerini hayata geçirdiklerini anlatan Göktaş, bugüne kadar 20 bin 116 çocuğu evlat edinme hizmetinden faydalandırdıklarını, 170 bin 270 çocuğa da kendi ailelerinin yanında destek olduklarını söyledi.
Çocukları her türlü istismardan ve tehlikeden korumanın, herkesin ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayan Göktaş, "Ülkemizin herhangi bir noktasında risk altında bulunan bir çocuğu tespit ettiğimiz anda, zaman kaybetmeden gerekli önlemleri alıyoruz. Bakanlık olarak müdahil olduğumuz tüm davalarda çocuğun üstün yararını gözeterek gerekli müdahaleleri ivedilikle gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir ihmal ve suistimal şüphesi dahi olduğunda anında soruşturmalarımızı açıyor, gereğini yerine getiriyoruz." bilgisini verdi.
Dijital bağımlılığın ciddi bir soruna dönüştüğüne dikkati çeken Göktaş, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planı ile dijitalleşmenin getirdiği tehlikelerle mücadele ettiklerinin altını çizdi.
Avustralya, İspanya, Norveç, Fransa, ABD ve Güney Kore gibi birçok ülkenin, çocukların sosyal medya kullanımına yönelik yasal düzenlemeleri gündeme aldığını ve hayata geçirdiğini hatırlatan Göktaş, şunları kaydetti:
"Göreve geldiğimiz günden beri ülkemize özgü bir model geliştirmek için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Aileleri, çocuklarımızı ve uzmanları dinlediğimiz çalıştaylar düzenledik. Eğitimciler, psikologlar, çocuk gelişimciler, dijital platform temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdik. İlgili bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlarımızla yoğun istişarelerde bulunduk ve nihayetinde, çocuklarımız için dijital medya ve oyun platformlarına dair yasal bir düzenlemenin yapılmasının artık elzem olduğunu gördük. Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz. Bakanlığımızın öncü rolü ve tüm tarafların aktif katılımıyla hayata geçirilecek bu yasal düzenlemeyle çocuklarımıza daha güvenli bir dijital dünya sunmak istiyoruz."
"Engelli ataması" müjdesi
Evde Bakım Yardımı ile 544 bin 142 engellinin bakımını üstlenen yakınlarına aylık 9 bin 77 lira ödeme yaptıklarını, 423 kamu ve özel bakım ve rehabilitasyon merkeziyle yaklaşık 37 bin engelliye yatılı hizmet verdiklerini belirten Göktaş, 137 gündüzlü bakım ve rehabilitasyon merkezinde engelli bireylerin öz bakım ve sosyal yaşam becerilerini geliştirirken ailelerine yönelik rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunduklarını anlattı.
Gelecek yıl 16 ilde daha yaygınlaştıracakları "Bireysel Sosyal Hizmet Danışmanlığı Modeli" ile otizmli bireylere ve ailelerine birebir destek sunacaklarını ifade eden Göktaş, "Engelli istihdamını teşvik eden programlarımızla bugüne kadar binlerce engelli vatandaşımızı kamu ve özel sektörde istihdam ettik. Yaptığımız engelli atamasıyla kamuda engelli istihdamında 12 kat artış sağlayarak 70 bin 878 engellinin kamuya yerleştirilmesini sağladık. Yeni yılda, yeni bir engelli ataması daha gerçekleştireceğimizin müjdesini milletimizle paylaşmak isterim." diye konuştu.
Yaşlı Destek Programı (YADES) ile yaşlıların ihtiyaçlarına birebir çözümler ürettiklerini, 459 kamu ve özel huzurevinde 30 bin yaşlının yatılı bakım ve rehabilitasyon hizmetinden faydalandığını kaydeden Göktaş, huzurevlerinde kalan ihtiyaç sahibi yaşlıların tamamının hiçbir ücret ödemediğini dile getirdi.
Bakan Göktaş, 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1'e, istihdam oranını ise yüzde 36,2'ye yükseltmeyi hedeflediklerini aktararak, "Bakanlığımız bütçesinin yüzde 50,6'sını, yani yarısından fazlasını kadınlar için ayırdığımızı özellikle ifade etmek istiyorum." dedi.
Kadına yönelik şiddeti, ülkenin geleceğini ilgilendiren ve topyekun mücadele edilmesi gereken hayati bir mesele olarak nitelendiren Göktaş, şu görüşleri paylaştı:
"Kadının temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden, toplum huzurunu bozan şiddet karşısında sessiz kalmadık ve asla da kalmayacağız. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ya da siber, hangi türde olursa olsun, kadına yönelik şiddetle mücadelemizi 'sıfır tolerans' ilkesi doğrultusunda büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. Tek bir vaka bile bizim için fazla bir vakadır. Bu mücadelemizi her zaman siyaset üstü bir anlayışla yürütüyoruz. 81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakalarını ve tüm iddiaları büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Tüm davalarda Bakanlık olarak biz varız, her aşamada mağdurların yanında biz varız. Kadına karşı şiddetle mücadelede siz, biz yok, hep birlikte varız."
"Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadı"
Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir projeyi daha hayata geçireceklerini vurgulayan Göktaş, "Vakalara müdahale gücümüzü artırmak adına, İçişleri Bakanlığımızla işbirliğinde, ALO 183 Şiddetle Mücadele Hattı'nı, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne entegre ediyoruz. Böylece, kolluk kuvvetlerimiz ve sağlık kuruluşlarımız ile eş güdümümüzü güçlendirerek, vakalara daha etkin ve hızlı müdahale edeceğiz." ifadesini kullandı.
Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) ile yaklaşık 2 milyon kişiye şiddetle mücadele alanında rehberlik ve danışmanlık hizmeti verildiğini, ülke genelinde 149 kadın konukevinde, kadınlara korunaklı bir yaşam alanı sunduklarını anlatan Göktaş, şunları aktardı:
"Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bir insan hakları mücadelesidir. Biz, kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken bugün ne yazık ki, bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Ülke olarak, kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir. Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur. Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye de dayanmamaktadır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim. Bu güçlü kanunumuzun, etkin bir şekilde uygulanmasının en yakın takipçisi yine biziz."
Kadına yönelik şiddet uygulayanlara yönelik cezaları ağırlaştıran, kapsamını genişleten düzenlemeleri hayata geçirdiklerini belirten Göktaş, tüm kurumlarla işbirliği ve eş güdüm içinde proaktif bir yaklaşım ve kararlılıkla mücadeleyi sürdürdüklerini vurguladı.
Bakan Göktaş, "Gelin, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi, bizleri kısır döngüye hapseden bu tartışmalardan çıkaralım. Bu mücadelemizde yanımızda olun. Bu çocuklar hepimizin çocukları, kadınlar hepimizin kardeşi. İnanıyoruz ki kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkili yöntem, güçlü bir toplumsal farkındalık oluşturmaktır." ifadesini kullandı.
Ülke genelindeki 1003 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile sosyal yardımları ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırdıklarını söyleyen Göktaş, sosyal yardımlardan faydalananların yüzde 82'sinin çalışamayacak durumda olan vatandaşlar olduğunun altını çizdi.
"Samimi bir niyetle beni arayıp da ulaşamayan hiçbir milletvekilimiz yoktur"
Genel Kurulda, bütçe üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye'nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her vakaya müdahil olduklarını belirtti.
Vakalardan etkilenenlere ivedilikle destek sağladıklarını dile getiren Göktaş, "Tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması, faillerin gereken cezayı alması için davalara dahil oluyoruz." dedi.
Yeri geldiğinde verilen takipsizlik kararlarına da itiraz ettiklerini vurgulayan Göktaş, "Tüm davalarda Bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor, onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Narin kızımızın mahkemesinde onun canına kıyanların en ağır cezayı alması için mücadele eden biziz. Avukatlarımızın savunması herkes tarafından takdir gördü. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ihmali nedeniyle hayatını kaybeden 5 yaşındaki Eda Nur evladımızın ailesinin yanında da biz varız."
İzmir'in Selçuk ilçesinde 5 kardeşin hayatını kaybettiği yangının ardından aileyi ziyaret ettiğini anımsatan Göktaş, "Gerekli tüm soruşturmaları ivedilikle başlattım. Bu olayda, her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın." diye konuştu.
Niğde'de bir rehabilitasyon merkezinde yaşanan olayın ardından gerekli tüm soruşturmaları başlattıklarını, 16 personelin açığa alındığını, 26 personel hakkında da bizzat Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Göktaş, soruşturma kapsamında 14 personelin tutuklandığını ve haklarında açılan davaya müdahil olduklarını bildirdi.
Çocukların haklarını korumanın ve onları her türlü siyasi manipülasyondan uzak tutmanın herkesin en asli sorumluluğu olduğunu vurgulayan Göktaş, şunları söyledi:
"Bu sorumluluğumuzu mağdur çocuklarımızın unutulma haklarını da gözeterek yerine getirmeye gayret ediyoruz. Milletvekillerimizin çocuklarımıza dair konuları takip ederken bu hassasiyetle yaklaşmalarını önemsiyorum. Kadınlar ve çocuklarla ilgili her türlü konu, siyaset üstü bir meseledir. Çocuklarımızın iyiliği için her türlü işbirliğine açık olduğumuzu, bana ulaşan tüm milletvekilleri çok iyi bilir. Samimi bir niyetle beni arayıp da ulaşamayan hiçbir milletvekilimiz yoktur. Ancak çocuklarımızın siyaset malzemesi haline getirilmesini kabul edemem. Çocuklarımızın, koruma adı altında suistimal edilmesine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak asla müsamaha göstermem. Gizlilik kararlarına rağmen onları ifşa edecek herhangi bir teşebbüsü iyi niyetli göremem. Bizim bu konuda tek bir amacımız var, üstün yararı ilkesini gözeterek çocuklarımızın mümkün olan en iyi şartlarda korunmasını ve bakımını sağlamak."
"Herkesin dönüp kendi karnelerine bakmalarını öneriyorum"
Göktaş, kadın hakları konusunda büyük mesafe katettiklerini belirterek, çok yakın bir zamana kadar Türkiye'de kadınların başörtüsü nedeniyle eğitim haklarından mahrum bırakıldıklarının, yasakçı ve vesayetçi zihniyet yüzünden eğitim, istihdam ve temsiliyet haklarından uzaklaştırıldıklarının altını çizdi.
Kadın haklarından dem vuranların, yıllarca bu adaletsizliklere sessiz kaldıklarını, kız çocukları ve kadınların, yıllardır terör örgütlerinin kirli emellerine feda edildiğini ve geleceklerinin çalındığını dile getiren Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllardır bunlara göz yumanlar, nasıl aynı zamanda kadın yoksulluğundan, kadın hakkından bahsedebiliyor? Kadınlar hakkında bizi haksız ithamlarla hedefe alan vekillerimize, biraz da Diyarbakır annelerinin seslerine kulak vermelerini öneriyorum. Sizin nazarınızda onlar kadın değil mi? Herkesin dönüp kendi karnelerine bakmalarını öneriyorum. Bu ülkede kadınlar için verilen mücadelede kimlerin nerede durduğunu milletimiz gayet iyi biliyor. Bu vesayet düzeniyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan mücadele etti, bu yasaklara son verdi. Eğitimden sağlığa, siyasetten akademiye, adaletten kültür ve sanata hayatın her alanında kadınların önündeki yasakları ve engelleri teker teker kaldırdık."
Bugün kadınların, her alanda söz sahibi olduklarını ifade eden Göktaş, "Bu elbette, hedeflerimizin tamamına ulaştığımız anlamına gelmiyor. Ancak yasaklarla bize yıllar kaybettirenleri de tarih asla unutmayacaktır." dedi.
Kadın konukevlerinin doluluk oranının yüzde 70 olduğunu dile getiren Göktaş, "Yerel yönetimlerin de kadın konukevi açma zorunluluğu var. Bakıyoruz, sizin belediyeleriniz kadın konukevi açmak bir yana, açılmış olanları da kapatıyor" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
10125,50%0,66
34,95% 0,03
36,76% 0,15
2981,32% 0,21
4825,25% 0,00