36 milyon dolarlık kaldırım taşı dolandırıcılığı ile ilgili davanın görülmesine başlandı
Çin’e bakır yerine kaldırım taşı göndererek 36 milyon dolarlık vurgun yapan dolandırıcılık şebekesi yöneticileri ve üyelerinin yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan sanıklar suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme ara kararında 4 tutuklu sanığın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Çin’e bakır yerine kaldırım taşı göndererek 36 milyon dolarlık vurgun yapan dolandırıcılık şebekesi yöneticileri ve üyelerinin yargılanmasına başlandı. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 12 tutuklu 4 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmaya, tarafların avukatları da katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Tayfun Gıcır, iddianamede geçen sigorta poliçesini görmediğini ve imzalamadığını söyleyerek, “Araba tamir bakımı yaparım. Hasan Kayacıköse, dış hizmet alımlarında bir eksiklik yapıldığını, bu durumu aşmak için firma dışından birinin sorumluluk alması gerektiğini, karakola gidilerek ifade verilmesi gerektiğini söyledi. Bana iş yolluyordu, minnet borcuyla ben beyan yazdım, imzaladım. Çıkar yok. Bir dönemimde hezeyanla yaptığım bir şeydi. Kaldırım taşıyla ilgim yok, görmedim. 9 aydır tutukluyum, tahliyemi istiyorum” dedi.
Sanık Vedat Ulusoy ise, hurda bakır alış satımı yaptığını, kardeşi Ferhat Ulusoy’un şirketinde pazarlama işleriyle ilgilendiğini, bu olayın başında da sonunda da olmadığını belirtti.
Sanık Dursun Koçyiğit, sanıklardan Saime Koçyiğit’in eşi olduğunu, eşinin şirket sahibi olduğunu, kendisinin de işlerle ilgilendiğini belirterek, “Söz sahibi eşimdir. Kaldırım taşıyla ilgili bilgim yoktur. Bu durumu gelen maillerden öğrendik. Ben sevkiyatın kaç parça halinde gerçekleştiğini bilmiyorum. 1-2 kere sevkiyat yükleme esnasında bulundum. Bu yüklemeler külçe bakır üzerineydi. Benim ilgili firmaya gönderilen kaldırım taşlarıyla ilgili bilgim yoktur. Mühürlenen konteynerlerin içinde bakır vardı. Herhangi bir kaldırım taşı görmedim” diye konuştu.
Savunma yapan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi.
Mahkeme tutuklu sanıklar Bora İbiş, Orhan Mollaoğlu, Çağrı Koçoğlu ve Tayfur Gıcır’ın adli kontrol tedbirleri uygulanarak tahliyesine karar verirken, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmetti. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından son yılların en büyük yurt dışı bağlantılı dolandırıcılık operasyonu hakkında hazırlanan iddianamede, merkezi İsviçre’de bulunan şirketle, Tekirdağ’da bulunan şirket arasında saf bakır alımına dair yapılan sözleşmeye yer verilmişti. Sözleşme gereği saf bakırların Tekirdağ’dan Çin’in Lianyungang kentine 36 milyon dolar ödeme karşılığında gönderileceği anlatılmıştı. İddianamede firmaya sevkiyatın ulaştığı esnada konteynerlerde saf bakır yerine maddi değeri olmayan kaldırım taşı gönderildiğinin tespit edilmesi üzerine soruşturma başlatıldığı açıklanmıştı. Savcılık, örgüt yöneticisi sanıklar Hasan Kayacıköse ile Soner Çokyiğit’in ’suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ’nitelikli dolandırıcılık’ ve ’zincirleme olarak özel belgede sahtecilik’ suçlarından 33 yıl 3 aya kadar hapis ile cezalandırılmasını talep etmişti. Diğer sanıklar Saime Çokyiğit, Dursun Çokyiğit, Muammer Karaman, Orhan Mollaoğlu, Ferhat Ulusoy, Başak Yeşilbaş, Sinan Çokyiğit, Ufuk Çatalbaş, Tayfun Gıcır, Ramazan Öner ve Vedat Ulusoy’un ’örgüte üye olma’, ’nitelikli dolandırıcılık’ ve ’zincirleme olarak özel belgede sahtecilik’ suçlarından ayrı ayrı 29 yıl 3 aya kadar hapsi talep edilmişti. Sanıklar Sedat Uzun, Çağrı Koçoğlu ve Bora İbiş hakkında ise ’örgüte üye olmamakla birlikte yardım etmek’, ’nitelikli dolandırıcılık’ ve ’zincirleme olarak özel belgede sahtecilik’ suçundan aynı oranda hapis cezası talep edilmişti.