’’3 kuralla meme kanserine dur diyebilirsiniz ’’
Meme kanserinin erken teşhis edilebilmesi için yapılması gereken 3 işlemi açıklayan Genel Cerrah Doç. Dr. Ünal Sabancı, ’’Kadınların kendi kendini muayene etmesi, kadınların klinikte doktor tarafından muayene edilmesi ve mamografi (meme filmi) çektirilmesi gerekiyor ’’ dedi.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türünde bir tanesi. Tedavi yöntemlerindeki gelişmelere rağmen (Cerrahi, X-Işını, Kemoterapi) meme kanserinden ölüm, kadınlarda akciğer kanserinden sonra 2’nci sırada yer aldığı belirtiliyor. ’’Tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanserinde de erken evrede tanı konulması yaşam süresinin uzatmaktadır, bu amaçla dünyanın pek çok ülkesinde tarama programları uygulanmaktadır ’’ diyen Medicana Kadıköy Hastanesi Genel Cerrahı Doç. Dr. Ünal Sabancı, erken teşhisin önemi, risk faktörleri ve belirtileri hakkında açıklamalarda bulundu.
Meme kanserinin erken teşhis edilebilmesi için yapılması gereken 3 işlemi açıklayan Doç. Dr. Ünal Sabancı, ’’Kadınların kendi kendini muayene etmesi, kadınların klinikte doktor tarafından muayene edilmesi ve mamografi (meme filmi) çektirilmesi gerekiyor ’’ dedi.
Kendi kendine muayene hangi sıklıkla yapılmalıdır?
Kendi kendine muayene hangi sıklıkla yapılması gerektiği konusunda bilgi veren Dr. Sabancı, ’’Kadınların 20 yaşından itibaren ayda bir kez (adet başlangıcından sonraki 10 gün içerisinde) kendilerini muayene etmeleri önerilmektedir. Bu muayenede, özellikle deriye ve meme başına yakın olan tümörleri erken fark etme şansı olabilir. Ayrıca kadının meme kanserinin farkında olması ve bu hastalığı ciddiye alması için de kendi kendini muayeneyi öğrenmesi ve yapması şarttır. Muayene sırasında fark edilen en ufak bir değişiklik için doktora gidilmelidir. Ayrıca 30 yaşından itibaren her kadının yılda bir defa genel cerrahi uzmanı tarafından muayene edilmesi gerekir ’’ dedi.
Meme kanserinin oluşumunda risk faktörleri nelerdir?
Meme kanserinin oluşumunda risk faktörlerine değinen Dr. Sabancı, ’’Ailesinde ve yakın akrabalarında meme kanseri olanlar, ilk adetini 12 yaşından önce görenler, menopoza 55 yaşından sonra girenler, hiç doğurmayanlar, menapozda aşırı kilo alanlar, alkol ve sigara kullananların meme kanserine yakalanma riski daha fazladır. Annesinde meme kanseri olan kadınlar, annelerinin kansere yakalandığı yaşın 10 yıl öncesine giderek takiplerine başlamalıdırlar. Memede fark edilen tümörlerin hepsi kanser olmayıp çoğu iyi huyludur. Bunların tetkik edilerek doğru teşhisin konulması gerekmektedir. Bu da genel cerrahi uzmanlarının yapacakları değerlendirmelerle ortaya konur ’’ şeklinde konuştu.
Meme kanserinin belirtileri
Meme kanserinin belirtileri aktaran Dr. Sabancı, ’’Hastalar düzenli olarak klinik muayene yaptırmıyor ve mamografi çektirmiyor ise, memede fark ettikleri genellikle ağrısız, sert, sınırları düzensiz ve hareketleri sınırlı bir kitle (sertlik) ile doktora müracaat ederler. Bazen, meme başında çekilme, meme derisinde çöküntü, koltuk altında kitle ve meme başından kanlı akıntı yakınmaları olabilir. Bu durumlarda vakit geçirmeden doktora gitmelidirler. Bugün modern tıpta asıl amaç, memedeki kanseri henüz bir şikayet nedeni olmadan, düzenli çekilen mamografide henüz birkaç mm iken yakalamaktır’’ diye konuştu.
Dr. Sabancı, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Meme kanserinin kesin nedenini bilmiyoruz. Ancak, hormonal faktörler (östrojen ve progesteron gibi hormonlar) önemli rol almaktadırlar. Erken adet gören, geç menapoza giren, menapozda uzun süren hormon tedavisi alan, hiç doğurmayan kadınlarda meme kanserinin sık görülmesi bu faktörlerin rolünü doğrulamaktadır. Meme kanserinin tedavisinde de östrojen hormonunun etkisini yok eden ilaçların kullanılması ve bunların yararlı olması da bu görüşü desteklemektedir ’’.