15 Temmuz şehidinin babası: “Bir kuruşluk adama bir kuruşluk dava açtım ve kazandım”
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında şehit olan Yılmaz Ercan’ın babası Melih Fuat Ercan, darbe girişimini sokaklara çıkarak engellemeye çalışanlar hakkında sarf ettiği “it” kelimesi nedeniyle eski CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan’a 1 kuruşluk manevi tazminat davası açmıştı. Açtığı davayı kazanan şehit babası Ercan, “Bir kuruşluk adama bir kuruşluk dava açtım ve davayı da kazandım” dedi.
Eski CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan katıldığı bir radyo programında, 15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin 696 sayılı KHK ile sivillerin darbeyi önlemek için yaptığı eylemlerin hukuki, mali ve cezai sorumluluğu olmayacağı yönündeki kararı eleştirmişti. Konuşmasında “Bu düzenleme, benim bir sürü itim var, bunları salarım sokağa ve onlara af bile getirebilirim mantığını toplumda yayma anlayışıdır” diyerek “it” sözcüğünü kullanması ise tepkiye neden olmuştu. Hain darbe girişiminde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde şehit olan Yılmaz Ercan’ın babası Melih Fuat Ercan, eski vekil hakkında şikayetçi olarak 1 kuruşluk manevi tazminat davası açmıştı. Şehit babası Melih Fuat Ercan, açtığı davayı kazandı.
“Şehidimiz motosikletiyle onlarca yaralıyı hastaneye yetiştiriyor”
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında şehit olan oğlu Yılmaz Ercan hakkında konuşan Melih Fuat Ercan , “Darbecilere, ülkemizi savunmak adına şehidimiz, böyle bir kalkışmadan haberdar olduğunda saat 10 gibi Kısıklı’ya motosikletiyle gidiyor. Gittiğinde bir müddet sonra köprüde askerlerin birikim yaptığını duyuyorlar arkadaşlarıyla beraber. Sonra köprüye gidiyorlar. Saat 11’den sonra da köprüde silahla gelenlere karşı ateş ediliyor. Bunun karşılığında da tabii yaralananlar, kolu bacağı bir tarafa gidenler oluyor. Şehidimiz motosikletiyle saat sabah 03.25’e kadar onlarca yaralıyı hastaneye yetiştiriyor, diğer motosikletli arkadaşları gibi. Böyle insanlık, böyle asker, böyle bir vahşet olur mu düşüncesiyle saat 03.25’te en sonunda isyan ediyor. Motosikletiyle gişelerden çıkıp tankların üzerine motosikletini sürüyor, gişelerle tanklar arasına geldiğinde de hainler tarafından mermi yağmuruna tutulup, şehit ediliyor. Çocuğumu almak isteyen vatandaşlar ve ambulanslar ne kadar gayret etseler de hainler tarafından verilmiyor. Çocuğum sabah saat yedi otuza kadar, hainler teslim alana kadar orada yatıyor. Ancak hainler teslim olduğunda, çocuğumu alabilmek mümkün oluyor. Şehidimizi oradan o şekilde alabiliyoruz” dedi.
“Çok incitici, çok alçaltıcı, insanın yüreğine dokunan bir söz”
Melih Fuat Ercan, eski CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan’ın söylediği “it” kelimesi hakkında, “O da çok içler acısı bir sözdü. Yani hiçbir aklı başında vatandaşın, sıradan vatandaşın bile söylememesi gereken bir söz. Çok incitici, çok alçaltıcı, insanın yüreğine dokunan bir söz. Öyle şey olur mu, ne demektir yani “itlerine söylersin yani öbür gün sokağa çıkarlar” Biz hiç kimsenin iti değiliz. Biz it de değiliz, bu ülkenin hizmetkarı ve uşağıyız. Ülkem emreder, ben sokağa çıkarım. Bayrağım emreder, ben sokağa çıkarım. Ben bu ülkenin vatandaşıyım. Ekmeğini, suyunu, yağmurunu, güneşini, üzerinde, midemde hisseden iyi bir vatandaşım. Ülkem bana ne zaman emrederse ben sokağa çıkarım. Amerika’nın iti olmaktansa ülkemin de iti olmaya seve seve razıyım” diye konuştu.
“Bir kuruşluk adama bir kuruşluk dava açtım ve davayı da kazandım”
Melih Fuat Ercan konuşmasının devamında, “Ben bu incitici laftan, sözlerden sonra dedim ki “her medeni insanın yapması gereken şeyi yapmak lazım” Mahkeme ile bundan hesap sormak lazım, dava etmek lazım. Dava açtım ben. Ben de bir kuruşluk bir dava açtım kendisine. bir kuruş, çünkü benim gözümde, ederi bir kuruş. Daha küçük bir para birimi geçerli olsa onu da yapacaktım da maalesef yok. Dolayısıyla bu dava iki yıla yakın sürdü. ama sürmesinin sebebi de davalının avukatının, vekilinin duruşmalara gelmemesi. Nihayetinde de dün davamız sonuçlandı. Bu davada lehimize bir kuruş ödenmesine karar verildi. Benim hesabıma bir kuruş yatıracak. Ben isteseydim ona çok daha yüklü, maddi ve manevi tazminat davaları açardım ama bizim parayla pulla hiçbir işimiz yok. Onun ederinin bir kuruş olduğunu düşündüğüm için, onun ve bu şekilde düşünenlerin, hatta bu işe tiyatro diyenlerin ederlerinin bir kuruş olduğunu düşündüğüm için bir kuruşluk dava açtım ve onlara hayırlı olsun bir kuruşluk davanın neticesi. Bir kuruşluk adama bir kuruşluk dava açtım ve davayı da kazandım” dedi.