Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: ’’Kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz’’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ’’Afet yönetiminde, teknolojilerin yaygın olarak kullanımı, günümüzün en önemli gelişmelerinden biridir. Erken uyarı sistemleri, robotik ve insansız keşif araçları (İHA), mobil enerji tedariği teknolojileri ve yapay zekâ destekli afet lojistiği gibi yenilikçi çözümler, afet öncesinde ve sonrasında etkili müdahale imkânı sağlayarak can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu ihtiyacı gözeterek, kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz’’ dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Dijital Teknolojiler İş Konseyi tarafından hazırlanan Afet Teknolojileri Raporu’nun lansmanına katıldı. Yılmaz, afet yönetiminde kullanılacak teknolojilere değinirken, bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
Türkiye’nin, tarih boyunca deprem, sel, orman yangınları ve heyelanlarla defalarca sınandığını belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ’’Ülkemiz, afetlerin etkilerine açık coğrafi ve jeolojik özellikle sebebiyle büyük can ve mal kayıplarına da maalesef tanıklık etmiştir. Marmara Depremi’nden geçen yıl yaşadığımız büyük deprem felaketine, Antalya, Kastamonu ve Karadeniz’de yaşanan sellere kadar, bu acı deneyimler bize Türkiye’nin doğal afetlerle mücadelesinde güçlü ve hazırlıklı olması gerektiğini her defasında hatırlatmıştır. Türkiye’nin topografik özelliklerinin yanı sıra küresel iklim değişikliği, Türkiye’deki orman yangınlarının ve ani sel baskınlarının sıklığını artırmaktadır. Bu gerçekler ışığında, afetlere karşı daha dirençli bir Türkiye için, önlem almamız ve afet yönetiminde teknolojik yeniliklerden faydalanmamız önemlidir. Doğal afetlerin kaçınılmaz olduğu bu coğrafyada, toplumu bilinçlendirmek ve afetlerin etkilerini en aza indirecek stratejiler geliştirmek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu konuda elini taşın altına koyarak afetlerle mücadelede teknolojinin kullanımını inceleyen ve stratejiler öneren DEİK’e çabaları için teşekkür ediyorum’’ dedi.
’’Kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz’’
Afet yönetiminde teknolojiye vurgu yapan Yılmaz, ’’Afet yönetiminde, teknolojilerin yaygın olarak kullanımı, günümüzün en önemli gelişmelerinden biridir. Erken uyarı sistemleri, robotik ve insansız keşif araçları (İHA), mobil enerji tedariği teknolojileri ve yapay zekâ destekli afet lojistiği gibi yenilikçi çözümler, afet öncesinde ve sonrasında etkili müdahale imkânı sağlayarak can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu ihtiyacı gözeterek, kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz. Bu kapsamda en çok önem verdiğimiz projelerden biri Ulusal Yapay Zeka Stratejimizde ve 12. Kalkınma Planında yer alan Kamu Veri Alanı projesidir. Bu proje, yapay zekâ ve veri analitiği teknolojileriyle destekleniyor ve afet yönetimi açısından devrim niteliğinde bir yapı oluşturuyor. Böylece afet öncesi alınacak önlemlerden, afet sonrası yapılacak iyileştirme çalışmalarına kadar her aşamada daha verimli ve hızlı kararlar alabileceğiz. Hedefimiz, bu projeyi 2025 yılına kadar tamamlayıp tüm kamu kurumlarını bu sisteme dâhil etmek’’ şeklinde konuştu.
’’Coğrafi Bilgi Sistemleri afet yönetimimizin ayrılmaz bir parçası haline geldi’’
Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: ’’Coğrafi Bilgi Sistemleri afet yönetimimizin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Tam 631 katmanlı coğrafi veriyi kapsayan Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi, depremden sele, yangından heyelana kadar her türlü afet senaryosunda, bu verileri tüm ilgili kurumlarla anlık olarak paylaşılıyor. Böylece olaylara hızlı ve koordineli bir şekilde müdahale edilebiliyoruz. Bir diğer önemli adımımız ise CBS Tabanlı Hasar Tahmin ve Karar Destek Analizi Sistemi. Bu proje, olası bir afette nerede ne tür hasarlar meydana gelebileceğini, hangi bölgelerde risklerin daha yüksek olduğunu önceden analiz ederek bizlere önemli uyarılar sunacak. ARAS - Afet Risk Azaltma Sistemi ile heyelan, kaya düşmesi ve çığ gibi risklerin önceden haritalandırılması sağlanıyor ve olası tehlikelere karşı tedbirler alınıyor. Bu sistem, diğer tehlike haritalarıyla entegre edilerek, afetlerin etkilerini en aza indirmek için kullanılmaktadır’’ diye konuştu.
’’AFAD’ın takibinde bulunan 1187 deprem gözlem istasyonundan alınan veriler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde paylaşılarak afet yönetiminde kritik bir veri kaynağı oluşturuyor’’
AFAD’ın kullandığı teknolojiler hakkında bilgi veren Yılmaz, ’’AFAD’ın, Deprem Ön Hasar Tahmin ve Kayıp Sistemi (AFAD-RED), Deprem Parametre ve Analiz Sistemi (DEKAS), Türkiye İvme Veri Tabanı ve Analiz Sistemi (TADAS) ve Deprem Bilgi Sistemi (DEMEBİS) gibi tamamen yerli ve milli yazılımlarla deprem izleme ve değerlendirme süreçlerini geliştirmesi ise önemli bir başarıdır. Bunların yanında, akıllı şehir altyapılarını da afet yönetimimize entegre ediyoruz. Bulut Kent Bilgi Sistemi, afet sonrası hızlı değerlendirme yapmamıza ve kentlerdeki hasar tespit çalışmalarını daha kolay koordine etmemize olanak tanıyor. AFAD’ın takibinde bulunan 1187 deprem gözlem istasyonundan alınan veriler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde paylaşılarak afet yönetiminde kritik bir veri kaynağı oluşturuyor. Bununla birlikte, afet ve acil durum tehlike haberlerini en kısa sürede halkımıza ulaştırmak amacıyla, AFAD tarafından Haber Alma ve Yayma Sistemi (HAY) geliştirildi. Böylece mobil bildirimler, siren uyarıları, sosyal medya mesajları ve SMS bildirimleri üzerinden hızlı uyarı yapılabiliyor. Bu teknolojik altyapılarla birlikte, AFAD’ın envanterinde bulunan 98 insansız hava aracı (İHA) gece görüş, haritalama ve uzaktan algılama gibi ileri teknolojilerle donatılmış durumda. Kayıp arama, heyelan ve kaya düşmesi gibi riskli durumların takibi bu İHA’larla etkin bir şekilde yapılabiliyor’’ ifadelerini kullandı.
’’81 ilimizde Kesintisiz Güvenli Haberleşme Sistemi’ni devreye aldık’’
’’Afet anında iletişim ve koordinasyonu kesintisiz bir şekilde sürdürebilmek için 81 ilimizde Kesintisiz Güvenli Haberleşme Sistemi’ni devreye aldık’’ diyen Yılmaz, ’’Özellikle Türksat 5A, 5B ve yakında devreye alınacak olan Türksat 6A uydusu ile afet anında kesintisiz iletişimi sağlamak için güçlü bir altyapı kuruyoruz. Bu uydular, hem veri aktarımında hem de televizyon ve radyo yayınlarında önemli bir rol üstlenerek afet sonrası iletişimde yaşanacak aksaklıkları ortadan kaldıracak. Özellikle mobil baz istasyonları ve uydu üzerinden çalışan acil iletişim sistemleri ile afet anında iletişimin kesintisiz devam etmesi sağlanıyor. Örneğin, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman gibi illerimize gönderilen 36 adet Mobil Evrensel Römork Baz İstasyonu sayesinde, halkımızın iletişimi sağlandı ve koordinasyon çok daha etkin hale getirildi. Bu teknolojilerin her biri, insan hayatını koruma mücadelesinde zamanla yarıştığımız anlarda umut ışığı olur’’ açıklamasında bulundu.
Yılmaz, ’’DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi tarafından hazırlanan ‘Afet Teknolojileri Raporu’, önemli bir rehber niteliğindedir. Özellikle erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, yüksek risk taşıyan bölgelerde merkezi uyarı sistemlerinin kurulması ve bu sistemlerin yapay zeka, nesnelerin interneti (IoT) gibi ileri teknolojilerle desteklenmesi gibi öneriler mevcut çalışmalara katkı sağlayabilir’’ dedi.
’’Afetlere dayanıklı şehirler oluşturmak için akıllı yeni nesil altyapıların kullanılmasını önemsiyoruz’’
Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Yenilenebilir enerji teknolojileri ve akıllı şebekeler ile afet sonrası enerji ihtiyacını karşılayacak çözüm önerilerini önemli bulduğumu ifade etmek isterim. Ayrıca, uydu tabanlı haberleşme sistemleri ve mobil baz istasyonlarıyla iletişim altyapısının güçlendirilmesi raporda belirtildiği gibi hayatidir. İlgili kurumlarımızın rapordan faydalanacağına inanıyorum. Kamu ve özel sektör arasındaki işbirliği, afet yönetimi alanında etkili çözümler geliştirmek için kaçınılmazdır. Teknoloji transferi, kaynak paylaşımı ve bilgi birikimi, afet anında daha hızlı ve verimli müdahaleyi mümkün kılar. Özel sektörün yenilikçi teknolojileri, kamu kurumlarının operasyonel kapasitesi ile birleştiğinde afetlerin etkileri minimize edilir. Bu anlamda özel sektörümüzü afet öncesi ve sonrası süreçlerde kritik fayda sağlayacak teknolojilere yatırım yapmaya davet ediyorum.’’