Ali Can Boran

Tarih: 08.08.2025 11:56

Dinin ve İnancın Bölünmezliği

Facebook Twitter Linked-in

 Bir camide, bir bireyin düşünceleri ve kimliği yüzünden dışlanması, bu kutsal mekânların temel amacından ne kadar uzaklaşılabildiğini gösteriyor. Anlatılanlara göre, sadece laikliği ve Atatürk'ü savunmak, bazı kişiler için birini Allah'ın evinden dışlamak için yeterli bir sebep haline gelmiş.
Bu durum, inancın evrenselliği ve kapsayıcılığı ilkesiyle taban tabana zıt bir anlayışı temsil ediyor. Cami, herkesin, her düşünceden insanın Allah'a sığınabileceği, huzur bulabileceği bir yer olmalıdır. Orası, kimsenin kimseyi yargılayamayacağı, inancın kişisel ve samimi bir yolculuk olduğu bir mekândır. Ancak maalesef, bazı gruplar bu kutsal mekânları kendi ideolojik veya siyasi görüşlerinin bir uzantısı gibi görme eğiliminde olabiliyor. Bu yaklaşım, sadece o an dışlanan kişiye değil, aynı zamanda o mekânda bulunan ve bu duruma tanıklık eden herkese zarar verir.
Dini Dışlamanın Toplumsal Yankıları
Din, insanlar arasında birleştirici bir güç olmalı; farklılıkları hoşgörüyle karşılayan bir köprü kurmalıdır. Oysa bu türden olaylar, dini, ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir araca dönüştürme riskini taşıyor. Laiklik, her ne kadar bazı çevrelerce yanlış anlaşılarak dinsizlik gibi gösterilmeye çalışılsa da aslında, farklı inançların ve inançsızlıkların bir arada, barış içinde yaşamasını sağlayan en önemli güvencedir. Laik bir düzende, camideki bir birey, görüşleri ne olursa olsun, inancını özgürce yaşayabilir. Bu bağlamda, laiklik karşıtlığı, sadece bir siyasi duruş değil, aynı zamanda inancın özgürce yaşanmasının önünde bir engel olarak da görülebilir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin tüm vatandaşlarını, inançları ve düşünceleri ne olursa olsun, bir arada tutan bir vizyonun sembolüdür. Onun mirasına sahip çıkmak, bu ülkenin her bir ferdinin hakkıdır. Bu mirası savunmak, bir dışlanma gerekçesi değil, aksine bu ülkenin temel değerlerine bağlılığın bir göstergesi olmalıdır.
Bir camide, bir ibadethanede, insanların düşüncelerinden dolayı dışlanması, en başta o inancın kendisine yapılan bir haksızlıktır. Din, hoşgörü, sevgi ve birlik demektir. Bu temel değerlerden uzaklaşıldığında, geriye sadece dışlama ve ayrışma kalır. Bu durum, hepimizin üzerine düşünmesi gereken ciddi bir sorundur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
... ...