Öfkeli şahıs, İYİ Parti'nin HDP ile yakın ilişki kurduğunu savunarak tepkisini gösterirken yanına giden İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, bu kişinin boynuna sarılarak bir süre konuştu. Vatandaşın Meral Akşener’in, Demirtaş ile kahvaltı yapmak istemesine tepki göstermesi üzerine İYİ partili Lütfü şehit yakınına “senin bacını….. diye küfür edip” polislerin içine iterek ordan uzaklaştı.
Şehit ailesine böyle küfredip oradan uzaklaşan vekile, şehit ailesinin tepkisi daha da büyüdü ve olay medyaya taşındı, halkın büyük tepki göstermesi üzerine sosyal medyadan iftiraya varan bir tivit atar.
“Provokasyon için gönderdiğiniz adamların oyunu bitmedi bir türlü. Bu kez de Akşener'e sosyal medyada küfür ettiği için ceza alan bir provokatöre bırakın herhangi bir kötü ifadeyi, aksine kendisine sarılarak birlikte yürüdüğüm halde bu kez “ağır küfür etti” diye yayınlamışsınız.”
Bunun üzerine halkın tepkisi daha da artarak devam etmiş. Bu seferde sosyal medya üzerinden bugün yayınladığı görüntülü mesajda kendime hakım olamadın yanlış ettim o küfürü etmemeliydi. Özürü kabahatinden büyük bir açıklama.
Sorun nerede?. İYİ partililer her gittiği yerde şehit ailelerinden ve halktan, tepki görmesine rağmen, her seferinde kavga çıkarmaları ve bu kavgaları kapatmak için suçu provoke ediliyoruz diye suçu başkalarına atma işini nasıl beceriyorlar?.
Bu taktiği bunlara hangi teşkilat ve örgütler öğretiyor.
İyi parti milliyetçi diye çıkıp milliyetçileri dışarı bırakıp, bilinen bir kaç milliyetçiyi içinde barındırıp yoluna devam ediyor. Peki yeni gelenler kimlerden oluşuyor düşünceleri nedir?. Fikirleri ve geçmişleri kimlerdir? Kimlerden oluşuyor? Neden kavgacı bir ruh taşıyorlar? Artık halk bunları sorguluyor.
Lütfü Türkkan’ın bu ilk vukuatı değil mecliste ve sokakta sürekli kavgacı bir ruh hali içinde bu muhafazakar halk arasında çok büyük tepkiye yol açmaktadır.
Lütfü’nün bu yaptığı Ak Parti de olsaydı bugün itibarı ile ihraç edilmişti geçmişte örneği çoktur. Ancak İYİ parti genel başkanı, Lütfü’yü ihraç edemez buna gücü de yetmez. O son zamanlarda o kadar karar değiştirdi ki, belli ki arka planda ona yön veren aktörler Lütfü’ler tarafından ve Lütfü gibi düşünenlerden oluşmaktadır.
Bu sabah alışveriş için markete gittim iki arkadaşın market kapısındaki konuşmasına şahit oldum. İsim söylemiyorlar ama dışarıdan meyve alırken bir kulağım da onlarda konuşma şöyle geçiyordu “o iyi partili vekil nasıl şehit yakınının bacısına söver, onun anası ve bacısı yokmu” diğeri de, “vekil olmuş ama adam olamamış insanlıktan nasibini almamış” diğeri sözü almış “bunların isimlerini siyasette daha önce hiç duymadım CHP deki bir çok vekili de duymadım. Sanki on beş temmuzdan sonra bir yerlerden türemiş bu iki partiyi sarmışlar gibi” diğeri dönüp “boş ver bakıyorum da bir çoğu vekil olmuşlar ama vatan sever olamamış, Biden’den Avrupa büyükelçilerinden ülkelerine karşı yardım istiyorlar. Vekil olmuşlar ama adam olamamışlar.”
Gerçekler bu vatandaşlardan duyduğum gibi mi?
HDP iyi parti bizim sayemizde mecliste diyor. Bir başka HDP li Ankara ve İstanbul bizim sayemizde alındı diyor.
Meral hanımın doğu ziyaretinde vatandaşın “burası Kürdistan bunu böyle bilinmeli” sözüne rağmen Meral’ın sesinin çıkmaması ve oradan öylece ayrılması Anadolu halkını ve Türk milliyetçilerini son derece rencide etmiş ve “biz kimlere oy veriyor ve kimlerle yürüyoruz” demeye başlamıştır.
Halka küfür ve hakaret hangi partiden gelirse gelsin bu kabul edilemez ve özrü de kabul edilemez. Bu halk oy verdiği vekilleri ve belediye başkanlarına adamdır diye oy veriyor, ama bazıları vekil ve başkan oluyor ama adam olamıyor..
Maalesef bu tip insanlar her partide mevcuttur. Ancak son zamanlarda bazı partiler kendi seçmenini hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor..
Demekki “vekil olmak genel başkanın iradesini kullanmaktan” geçiyor “adam olmak ise kişinin kendi karakterinden” geçmektedir.