Meridyen Eğitim Kurumları

Dr. Ahmet Bekaroğlu


TÜRKÇEYİ GÜZEL KONUŞMAK ÖYLE İKİDE BİR 'EFENDİM' DEMEKLE OLMUYOR

Bana benim kusurlarımı söyleyebiliyor mu?


Eğer  var ise fedakarlıkta bulunuyor mu gerektiğinde? Komplimanlarla dolu mu cümleleri,  buna dikkat ediyorum. Sevmeden yaşanmaz bence. Şu anda siz sormadan müsaade ederseniz bir de bunun tersini ele alacağım. Bir de ölüm var biliyorsunuz, yaşamanın negatifi. Kaderimde var, alın yazımda var diye koyvermemeli insan kendini  ..'  Aşağıda Zeki Müren'in TRT arşivindeki bir konuşma metninden aldığım bu cümlelerini değerlendireceğim.
     Zeki Müren. İstanbul'da yirmi beş yıl sahne almış ve bu sürede zirveyi kimseye bırakmamıştı. Tabi bunu hak ediyor. Bu ayrı bir olay. Zeki Müren sahneyi tam zirvedeyken bıraktı ve Bodrum'a yerleşti. O Bodrum'daki ikamet sürecinde zamanını epeyce bir kısmını hep Bodrum Kalesi arkasında sahilde oturup çayını yudumlayarak geçirmiş. O'na Bodrum'da 'Paşa' derler. Halikarnas'taki evi şimdi Kültür Bakanlığı'na bağlı bir müze. Ekranlarda seyrettiğimiz incikli boncuklu bütün elbiseleri orada sergileniyor. Arabası evinin kapısında duruyor. Evini kendisinin seslendirdiği şarkılar eşliğinde geziyorsunuz. Evin dışında da heykeli var. Müze olan evi, Bodrum öğretmenevinin hemen yanında. 
      Zeki Müren'i pek çok kişi gibi ben de epeyce dinledim. Onun sanatını konuşmak benim haddime değil. Sanat dünyasının ileri gelen uzmanlarının kabulü ile kendisi bu alanda bir numara. Hatta sıradışı. Zatem seyirci ona 'Sanat Güneşi' ünvanını verdi. Şarkıları seslendirmesi, vurguları, vesaire tartışılmaz bir mükemmelikte. Sanat dünyasının hocaları böyle söylüyor. Zeki Müren, bir defasında Bodrum'dan davetle İzmir'e gitmişti. Israrları kıramamıştı. TRT stüdyolarındaki programında kendisine daha radyoda ilk defa şarkılarını söylediği mikrofon takdim edilince çok heyecanlanmış, adeta kronik hale gelen kalp rahatsızlığı nüksetmiş ve vefat etmişti. Allah rahmet eylesin.
      Bu arada -bu da benim görüşüm- şu anda güçlü sesiyle seyircinin kendisine 'Diva' ünvanını verdiği bir de Bülent Ersoy var. O'nun cinsiyet tercihi, şu, bu konlar farklı şeyler. Şarkıların notalarını bazen keyfi şekilde bozduğu da söyleniyor. Burada da kendi gücünü gösteriyor. O da onun şovu. Ama çok güçlü bir sesi var. Bunu kabul etmek lazım. Bunbüyük sanatçılarımızın ikisi de Bursalı.
      Yazımın başında tırnaklar içerisinde aldığım paragraf dediğim gibi Zeki Müren ile yapılan bir söyleşiden aldığım cümlelerdir. Bugün feysbuk'ta dolaşırken TRT arşivlerinde Zeki Müren'le 'Sevgi ve Gerçek Dost' konusunda vaktiyle yapılan bir söyleşi karşıma çıktı ki ben bu söyleşiyi o dönemde seyretmiştim. Zeki Müren Türkçeyi en iyi kullanan ve konuşan kişi olarak kabul ediliyor. Tamam, kabül de yukarıdaki konuşma metnine baktığımızda yüklem ve özne yerlerini değiştirmiş halde cümleler kullanıyor. Söyleşide 'kompliman' ve 'negatif' diye yabancı kelimeler de maalesef ki  kullanmış. Zeki Müren söyleşilerinde 'Efendim' kelimesini çok kullanır. Türkçeyi güzel, gramerine uygun ve zengin kelime dağarcığı ile konuşmuş olmak ikide bir muhatabına 'efendim' demekle olmuyor. Özne ve yüklem sıralamasına dikkat edilecek, yabancı kelimelerden de kaçınılacak. Bunlarla beraber bir sürü kurala da riayet edilecek.
Yoksa Zeki Müren de olsanız benden farkınız kalmaz. Hayranları kusura bakmasın, Zeki Müren de olsa eleştirilirsiniz ve ben de eleştiririm. 
      Çünkü verilen ünvanın sorumluluğunu yerine getirmek zorunluluğu var..

LÖSEV BAĞIŞLARINIZ İÇİN