Palamutları seyredip, hamsi alıp gittin mi eve?
Volta attın mı piyasa caddesinde?
Büyükdere’ye kadar gidip geldin mi?
Kumsal meydanı meydan iken
Suda pişmiş, bol tuzlu mısır yedin mi zevkle?
Vapur iskelesine varmadan bankta oturdun mu?
Oturup da konu komşuyu çekiştirdin mi?
Ordu evinin önünden geçerken
İmrenerek içerdekilere baktın mı?
İlk kapalı sinema oyan Gezi Sinemasına
Kaçak olarak girebildin mi?
Girememişsen anıların yok demektir!
Kaptanyan Yalısında (Şu an lise)
Okudun mu birkaç yıl?
Sahilde yürürken adımlarını saydın mı hiç?
Helvacı Fikret’ten
Bir defa olsun helva aldın mı?
Ya Oktay’dan fındık?
Bir bankta oturup çıt çıt çıtlatarak
Çekirdek yiyip, kabuklarını elinde sakladın mı?
Bir türlü yaşına göre büyüyemeyen
Dışbudakların çürümüşlüğüne göz attın mı hiç?
Ağaçların dalları arasında soyunup yüzdün mü?
Volta atarken sevdalıların bakışlarını gördün mü?
Komşuların rastlaşmalarında gösterdikleri
İncecikleri gördün mü?
Uzaktan da olsa Molla’nın (Kocataş) Yalısına
İmrenerek baktın mı?
Nefis Kocataş suyundan birkaç bardak içtin mi?
Beyaz Park’ın önünde ya da yanında durup
Münir Nurettin’i, Safiye Ayla’yı, Hamiyet Yüceses’i,
Adnan Pekak’ı, Orhan Boran’ı ve Sabite Tur’u dinledin mi?
Vortik Bahçesinde durak yapıp çay içtin mi?
Büyükdere dondurması nefistir, alıp yaladın mı?
Dönüş aynı yol üzeredir;
Neler geçti aklından tarttın mı?
Gece geç olmuştur, ağaçlar altında
Bir kel adam adı Şekerci İbrahim
Kendi kendine konuşur mehtapla dinledin mi?
Ben dinledim
Mehtap tepsi gibi, İbrahim mehtapla konuşur
Ara sırada cebinden bir şişe çıkarıp yudumlanır
Böylesi bir anda mehtap kaybolur
Bulut gelmiştir önüne
Neşesi kaçar Şairin
Söylenir:
“Ulan Amerika, Aya adım attınız,
Mehtabı da berbat ettiniz”
Bütün bunları yudum yudum içine çekmedinse
O zaman Sarıyerli olup olmadığını sorgulayın.
Sarıyerli olmak “hem ayrıcalıktır”
Hem de “zor zanaattır”.