Meridyen Eğitim Kurumları

İbrahim Balcı


SARIYER SEVDASI İLE YAŞAYAN BÜYÜK KULÜPÇÜ AVUKAT FİKRET BEY

Avukat Fikret Canlı (1339 -1340) milâdi 1924 yılında İstanbul’da Aksaray Haseki semtinde bulunan ana tarafının aile evinde dünyaya geldi. İlk yıllarında o günün koşulları gereği İstanbul’a denizden vapurla gidip gelmiş, mesleğini avukat olarak günümüze kadar sürdürmüştür.


Fikret Beyi yakından tanımak ve zamanla Onunla arkadaş olmak onuruna eriştim. Ben dokuz on yaşlarında Sarıyer takımının Çağlayan sahasında oynadığı yazlık maçlarda, bir elinde testi, diğerinde bardak, su satıp para kazanmaya çalışırken tanıdım Fikret Beyi. O Sarıyer kulübünde yöneticiydi. O sıralarda yanına yaklaşılmaz gibiydi biz yaştakiler için. 1950 ve sonraki yıllarda daha yakın oldum kendisine, hatta birlikte çalıştık, aynı amaç için unutulmaz mücadeleler verdik. Örnek oldu, önder oldu bize; benim gibi Sarıyer Spor Kulübüne kendini adayanlara! Her önemli olayda yanımda ve beni destekler gördüğüm; yazın hayatına atılmak için katkısını esirgemeyen; güçlüklerle boğuştuğumda yardımıma koşan; adeta kendisini Sarıyer Spor Kulübü’ne adayan Fikret Beyi yazmak görevimdir diye düşündüm. Doğru düşündüğüme inandığım için Fikret Beyi yazmaya karar verdim.

Fikret Beyi tanımak ve ona yakın olmak öyle çok kolay değildir. Önce terbiyeli, görgülü ve saygılı olacaksın, doğruları konuşacaksın. Daha önemlisi Sarıyer'li olacaksın, hoşgörülü olacaksın, Sarıyer'lileri sevecek ve Sarıyer’i sevdireceksin!

Fikret Bey Sarıyer’in “Ulu Çınarı”dır. Fikret Bey’siz Sarıyer ve Sarıyer Spor Kulübü düşünülemez. Çünkü O Sarıyer Spor Kulübü tarihine ismini altın harflerle yazdıran isimlerden biridir. Fikret Bey, Sarıyer Spor Kulübü ile birlikte yaşamış ve adeta onu var etmiş, onunla var olmuştur!

Av. Fikret Bey Sarıyer Spor Kulübü’nün on beş kurucusundan biri ve en gencidir. Kulübün kuruluş çalışmalarına okul sıralarında iken katılmış ve kurucular listesinde yer almıştır. Kulübe kurucu olması ile Fikret Beyin Sarıyer Spor kulübü macerası başlar. Bir tutku, bir görev olur ve ömür boyu devam eder Sarıyer Spor Kulübü yaftası yakasında rozet olarak takılı kalır. Kulüpte 21 dönem yönetim kurulu üyesi ve Başkan (Bir dönem) olarak görev yapar.

Fikret Bey; Sarıyer Spor Kulübünü amatör ligden, profesyonel lige; profesyonellik süresince de III, II. ve I. Türkiye Liglerinde gördü. Hatta kulübü merhale merhâle buralara taşıyan bir büyük yönetici oldu.

Sarıyer Spor Kulübü denildiği zaman ilk akla gelenlerden biri ve belki de birincisi Av. Fikret Canlı’ dır.. Kulübün kuruluşundan günümüze kadar (2007 itibariyle) avukatlık görevini yürütmektedir. Hem öyle bir görev ki her hangi bir ücret almadan!

Sarıyer Spor Kulübü’nün tüm çalışmalarında akla gelen ilk isim Fikret Bey’di. 1958/59 sezonu sonunda Selahattin Yarar Başkanlığındaki yönetim kurulu, çok güçlü kadro kurmasına rağmen I. Lige çıkamaması üzerine yeniden görev almayacağını açıklıyordu. Bunun anlamı “Zenginler Kulübü” olarak isimlendirilen Sarıyer Spor Kulübünün bunalımlı ve kritik bir döneme girmek üzere olduğu idi. Kulübün üyeleri, seyirciler “Yapma abi, etme abi, bizi bırakma” derken, kulübün iki önemli ismi Fikret Canlı ile Celal Demir telaş etmiyorlardı. Fikret Bey “benim için önemli olan kulübün yaşamasıdır” diyor ve genel kurulu bekliyordu. Ancak bu süre içinde yeni yönetim kurulu oluşturma çalışmalarını da yürütüyordu. Çalışmalarına devam ettiği sırada bana da yönetici olmamı söyledi. Sıkılarak önerisini geri çevirmeme rağmen önerisini tekrar etti ve “Kabul etmek zorundasın” dedi başını sallayarak şöyle dedi ve öyle oldu.

İtiraz edemedim ve görev kabul ettim. Hemen ilk öğüdünü verdi: “Araştırmadan, doğruluğunu teyit ettirmeden; muhatap olacak kişi ile görüşüp düşüncelerini ve fikrini almadan yazma”. Sarıyer sevdası, kulüp aşkı, ülke sevgisi ve insanların birbirlerine karşılıklı saygısını aşılayan, bana bunları kural olarak kabul ettiren Av. Fikret Canlı’ dır.

Bireyden çok toplumu düşünen; cemiyet çalışmalarına her zaman katkı veren; kulüp veya her hangi bir dernekte görev alanlara yardımcı olan bir görev ve gönül adamıdır. Her şeyden önce arkadaştır, arkadaş canlısıdır. İnanılan, itimat edilen bir ağabeydir. Sarıyer’de ismi abide olmuş, hatta ismi Sarıyer ile özdeşleşmiş birkaç kişiden biridir Fikret Bey!

Fikret Bey genel kültürü ile örnek alınacak bir kişiydi. Bilhassa sporcuların ülkeyi tanımaları için imkânlar arar ve deplasmanlara bir gün önce giderek, onlara gidilen şehrin tarihi yerlerini gezirip bilgi verirdi. Bir deplasmana giderken bir gün önce gitme kararını verdi, sordum: “Fikret Bey, neden Cuma gecesinden gidiyoruz. Cumartesi sabahı gitsek akşama kalmaz ordayız” Hemen sözümü kesti ve: “Bu futbolcuların hiç biri yaşadıkları ülkeyi tanımıyorlar. Belki hiç biri bir daha fırsat bulup buralara gelemezler. Bizim bir görevimizde onları eğitmek, Türkiye’yi onlara tanıtmaktır!”

Kenan lokanta sahibinin yanındaki masada oturduk. Yiyen futbolcu dışarı

Fikret Bey, her türlü olumlu şartlara sahip olmasına karşın ısrarla Sarıyer’i terk etmeyen bir Sarıyer sevdalısıdır. Eski Sarıyerliler nerede diye her zaman sorar ve yanıtı kendi verir “Bir elin parmakları sayısından az! Herkes terk edip gidiyor!” Gerçekten öyle! Sarıyer neredeyse boşaldı gibi bir şey. Fikret Bey ise hem Sarıyer ve hem de Şişli’de evi olmasına karşın ölene kader kopmadı Sarıyer’den.

1970/71 sezonunda Sarıyer III. Türkiye Ligi şampiyonu oldu. Tur maçını Süleymaniye ile Şeref Stadında oynadı. Görkemli bir gün yaşandı o gün. Fikret Bey maça elinde çanta ile geldi. Çantada bir hafta evvel doğan oğlu Murat vardı. Her zaman “En küçük taraftar benim Murat” diyerek sevincini ifade eder. Bir haftalık çocuğun maça getirilmesi cesaretini her halde Fikret Beyden başka kimse gösteremez!

Avukat olarak adliye koridorlarında tur atmak; salonları dolaşarak duruşmaları takip etmek varken; kulübün antrenmanlarını, maçlarını takip etmek; İstanbul dışı maçlara gitmek; gerektiğinde malzemeciliğini, yöneticiliğini, başkanlığını, hukuk müşavirliğini yapmak her halde az bir şey değil! Hatta çok zordur, büyük fedakârlık ister. Bu fedakârlığı Fikret Bey göstermekten geri kalmaz.

Sarıyer ve Sarıyer Spor Kulübü tarihi içinde bir Fikret Canlı vardır. Kurduğu; avuçları içinde okşayarak büyüttüğü kulübünün her türlü etkinliğinde akla gelen ilk isimdir. Sarıyer Spor Kulübü ismini İstanbul’un her köşesinde duyurabilmişse; Türkiye sınırları içinde haklı bir isim yapabilmişse; Balkanlara çıkıp şampiyonluklar kazanabilmişse; hazırlıklar için bile olsa Almanyalara, Hollandalara, Belçikalara gidebilmiş ise bunda Fikret Beyin payı, gayreti ve yol göstericiliği vardır!

Futbol Federasyonu 1970 yılında II ve III. Türkiye Ligi kulüpleri ile bir toplantı yaptı. Bu toplantıya Sarıyer Spor Kulübü adına Fikret Bey, Peykunt Sezginer ile birlikte katıldık. Toplantıya Federasyon Başkanı Hasan Polat Başkanlık yapıyordu. Kulüp temcilerine sıra ile söz verildi. Konuşmalardan kulüplerin SSK ya, Vergi Dairelerine ve yöneticilere borçlu olduğu anlaşıldı. Temsilcilerin çoğu “Futbol Federasyonu borçlarımızı kabul etsin kulübü kapatalım” diyordu. Konuşma sırası Sarıyer’e gelince Fikret Bey Şöyle konuştu:

“Borcumuz yok, tesis yatırımımız var. Büyük paralar ödeyerek futbolcu transfer etmiyoruz. Altyapıdan futbolcu yetiştiriyor. Kendini kanıtlayan futbolculardan her yıl bir iki kişi satıyor ve o para ile kulübü döndürüyoruz. Harcamalarda çok ölçülü davranıyoruz.” Bütün kulüp temsilcileri hayretler içinde Fikret Beyin konuşmasını izlediler. Federasyon Başkanı Hasan Polat:

“Sarıyerlileri tebrik ederim! Sarıyerli yöneticiler birer cambaz; borçları yok, yatırımları var, takdir etmemek elde değil” diyerek takdirlerini bildirdi.

İşte doğruları en can alıcı şekilde ortaya koyan Fikret Bey budur! Gerçekten, o dönem kulübün hiç kimseye borcu yoktu, yatırımları da vardı. Her yıl bir iki futbolcu satarak kulübün giderleri karşılanıyordu.

Av. Fikret Canlı bilgiç değil bilgedir. Sarıyer tarihi içinde Sarıyer’dir. Firmadır, canlı kütüphanedir, tek başına mükemmel bir kurumdur. Sarıyer Spor Kulübünün “Son İmparatoru” dur.

İmparatorlar unutulmaz, Ulu Çınarlar yaşlansa da ayakta kalırlar! Av. Fikret Canlı da unutulmayacak, Sarıyer tarihi içindeki mümtaz yerinde örnek yönetici olarak kalacaktır.

Kaynakça: 1) Simas’tan Sarıyer, İ. Balcı, 1999, 2000), 2) Bir Avuç Sarıyerli, İ. Balcı, 2010, 3)Günboyu Sarıyer’de Dolaşmak, İ. Balcı. 2015, Sarıyer’de Spor ve Sarıyer S. K. Tarihi, İ. Balcı, İst. 1989)