Meridyen Eğitim Kurumları

İbrahim Balcı


SARIYER MERKEZ ALİ KETHÜDA CAMİ ONARIMDA

Sarıyer Merkez Ali Kethüda Cami, Merkez Sarıyer’in en önemli tarihi eserlerinden biridir.


Cümle kapısının üzerinde “Bu eser XVII. yy. da Sultan III. Mustafa zamanında Sadrazam Kethüdası Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır” yazar. Araştırdık ve bu yazıda hata olduğunu bulduk. Zira bu cami Sultan III. Mustafa (1757-1774) döneminde mi yoksa Sultan II. Mustafa döneminde (1695-1703) mi yapıldığı açıklığa kavuşmamıştır. Büyük olasılıkla cami 17. yy. sonu ile 18. yy. başında saltanatta bulunan II. Mustafa döneminde Sadrazam Kethüdası Ali Efendi tarafından yaptırıldığıdır. Cami 18. yy. da Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşanın Kethüdası Makbul Mehmet Ağa tarafından onarılmıştır. Makbul Mehmet Ağa Padişahın halline neden olan ve tarihe Edirne Vakası olarak geçen ayaklanma sırasında öldürüldüğü için “MAKBUL” olan ismi “MAKTUL” e dönmüştür (Yani öldürülmüştür). Maktul Mehmet Ağa Cami onarmış ve bir de minare inşa ettirmiştir. Cami 19. yy. ortalarında büyük onarım gördü. Cami fevkani olup kıble tarafı deniz üzerine inşa edilmiştir. Caminin alt katı kayıkhane idi. Zamanla kıyı dolduruldu ve cami önü ulaşıma açıldı. Cami alanı Dr. Mehmet Salman’ın annesi Nazmiye Hanım Efendinin tapusunda idı (1917-1975). Nazmiye Hanım cami alanını noter kanalı ile cami olarak kullanılmak üzere bağışladı. Bu cami İstanbul’un en ışıklı camilerinden biri olup 44 penceresi vardır. Ayrıca ana cadde tarafında 2 sağır penceresi de bulunuyor. Ali Kethüda Cami minaresinin tepe noktası (Alemi) bir zelzelede yıkıldı. Alem park eden bir otomobilin üzerine düştü ama ölüm olmadı. Cami 1969 da büyük onarım gördü. Kayıkhane olan alt katı da namaz kılınacak hale getirildi ve cami üç katlı oldu. Bakımı, onarımı ve diğer tüm ihtiyaçları için Hacı Ömer Üzger’in gayretleri unutulamaz. Sarıyer Taş İskele limanının kazıklarının çakılması sırasında cami temeli sarsıntı geçirdi ve cami ana gövdesi yana yattı (Büyükdere’ye doğru), Ayrıca minaresi de hayli yan yattı. Böylesine tehlikeli olmasına rağmen yıllarca cami ibadete açık kaldı. 1999 depreminde caminin duvarları çatladı, biraz daha yana kaydı, “ibadet edilemez” raporu verilmesine karşın, bir el tarafından bu rapor değiştirildi ve yıllarca ibadet edildi. Cami iki kez hırsızlar tarafından talan edilerek ne kadar tarihi eser tablo vesaire varsa çalındı. Araştırmalar, soruşturmalar netice vermedi. Uzun yıllardan beri caminin onarıma alınması için verilen mücadele nihayet sonuç verdi ve cami ibadete kapatılarak onarıma alındı. Kısa bir süre önce cami onarımı başladı. Önce tetkikler ve sonra da müdahale. Çatı, tavan ve dış cephe derken iki günden beri minare sökülüyor. Minare kesme taştan olduğu için taşlar numaralanıyor, tekrar inşası sırasında yerine konulacak… Minare gayet hızlı gidiyor. Cami 18 ayda tamamlanarak teslim edilecek. Tabii ilaveler ve bilhassa dıştaki ilaveler kaldırılarak… Alt kat ise şadırvan, WC ve diğer gerekli işler için yeniden tanzim edilecek. Heyecanlı bekliyoruz.