Bu durumu önceden keşfeden Necip Fazıl Kısakürek,
"Son gün olmasın dostum, çelengilm, top arabam,
Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam'
mısraları ile ne de güzel anlatmış.
Milli şairimiz Mehmet Akif'in cenazesi Bayezid Camii'den kaldırılmıştı. Cenazeye katılım çok az olduğu gibi tabutun üstünde bayrak bile yoktu. Bu sırada Bayezid meydanında, 'Mehmet Akif'in cenazesi taşınıyor' denince dersten çıkmakta olan bir kısım öğrenci gerisi geriye koşarak İstanbul Üniversitesi'nden bir bayrak alarak gelmiş, tabuta örtmüşler ve Mehmed Âkif'i omuzlarda Edirnekapı Sakız Ağacı mezarlığına götürmüşlerdi. Aşağıda bahsedeceğim şahsiyet için de çok sönük bir uğurlama oldu.
Bazı önemli şahsiyetlerin cenazelerine şayet imkanım varsa mutlaka katılırım. Dün de öyle yaptım ve Beşiktaş Levent'teki Barbaros Hayrettin Paşa Camii'ne gittim.
Burası bana on beş kilometre mesafede ancak İstanbul merkeze giderken burası bizim yol güzergahımız. Çok gittiğim bir yer. Alışveriş yaptığımız Beşiktaş ve Taksim'e giderken geçtiğimiz güzergah. Yani Bir Levent semtini çok da severim.
Barbaros Hayrettin Paşa Camii mimarisi ve abdesthaneleri ile gerçekten muhteşem ve örnek alınacak düzeyde. Herhangi bir dernek, herhangi bir kuruluş cami inşa edecekse bu düzen ve intizam içerisinde yapmalı. Aksi takdirde Diyanet İşleri Başkanlığı ve belediyeler rastgele inşa edilen camilere izin vermemelidir. Beşiktaş Müftüsü İsmail Bey'e de söyledim, caminin sadece aydınlatması biraz loş. Ben camilerde net aydınlık istiyorum. Tabi bu benim düşüncem. Emeği geçenleri kutluyorum. Emirgan Hamidi Evvel Camii'nden Buraya gelen Hafız Alpan Çelik kardeşim İmam hatipliğine yakışıyor. Emirgan'dan mevlüthan Aziz Hardal da bence buraya gelmeli. Cami o kadar bir ihtiyacı giderdi ki bu semtten geçerken ihtiyaç görmeniz gerektiğinde lavabo bulamıyorduk. Konuya gelirsek. Barbaros Hayrettin Paşa camiine niye gittim?
Galatasaray için Ali Sami Yen, Beşiktaş için Hakkı Yeten ve ismi önceden Mithatpaşa, sonra İnönü ismini alan, daha sonra Vodafon olan -yine ismi değişti- stadyumunda ilk golü atan efsane Başkan Süleyman Seba, Fenerbahçe'nin başkanlığını yapan eski başbakan Şükrü Saraçoğlu neyse o daTrabzonspor için aynı değerdedirr.
Kimden mi bahsediyorum? Şamil Ekinci'den. Şamil Ekinci Trabzonspor'un kurucuları arasında değil ama şampiyon yapan ilk başkandır. Şamil Ekinci, Trabzonspor, 2. ligden 1. Lig'e çıkarken kuruculardan Salih Erdem'in yönetiminde yönetici, ondan sonra da başkan olarak Trabzonspor'un 1. ligde ard arda gelen şampiyonluklarının mimarıdır. Yani Şamil Ekinci, İstanbul takımlarından şampiyonluğu alarak Anadolu'ya taşıyan ilk kulüp başkanı.
Trabzonspor 2. ligden 1. lige çıkarken -bugünkü Süper Lig'e- şöyle denmişti, 'Eyvah, biiz şimdiye kadar İstanbul'a gittiğimizde Sirkeci'de pansiyonda yatıyorduk ama birincilik futbolcularının nerede yatıracağız?'. Bu sırada hemen yönetici fabrikatör Şamil Ekinci akla gelerek bu işi ona yüklediler. Şamil Ekinci, Kırşehir'de doğmuş, Trabzon'a giderek fabrika kurarak orayla özdeşleşmiş, orada kazanmış zengin olmuş ama aldığını da Trabzon'da geriye ödemiş.
Dün cenazeye gittiğimde katılımı görünce hayal kırıklığı yaşadın. Fanatik Trabzonsporlu Giresunlu Fatih Yüksel canlı yayın yapıyordu. Sonradan kendisiyle görüştüğümde dedi ki, 'bu ne vefasızlık?'. Trabzon mahalli basını da iki gün boyunca seyirciyi gaza getirmek için, 'İstanbul'daki Trabzonluların buraya akın etmesi bekleniyor' diye yazıyordu. Ama gelin görün ki o kadar az bir kalabalık ve katılım vardı. Bir de 'Güldür Güldür Şov' programındaki bir sanatçının babasını cenazesi de vardı. Trabzonspor mevcut başkanı ile İstanbulda yaşayan eski başkanları cenazedeydiler. İstanbul'da yaşayan ski futbolcular da geldmişti. Ben Hüseyin, Tuncay, İskender, Lemi, Kosmos Engin gibi futbolcuları gördüm. Trabzonspor ile hiç alakası olmayan yetmişli yılların ikinci, seksenli yılların ilk diliminde Balıkesirsporundaki Abdullah, Sabri, Özer ileri üçlüsünün sağ kanadı Abdullah Ağabey de Büyükdere'den cenazeye gelmiş ve yanında eski futbolcu Necdet vardı. Tahmin ediyorum onunla geldi. Boluspor'dan Trabzonspor'a gelen Necdet, kısa süre sonra Mehmet Ekşi ile kaçarak Beşiktaş'a gitmişti. Ama Trabzonspor'da parladığı için Trabzonspor'un programlarına geliyor. İstanbul ve Trabzon Büyükşehir belediye başkanları da cenazede gördüm. Seyirciden birkaç kişi vardı. İki spor yazarı vardı. Şenol Güneş başta olmak üzere epeyce kişi ve kuruluş çelenk göndermişti. Trabzonspor taraftarları ise katılım göstermedi. Gençlik neye bakıyor, biliyor musunuz? Skor tabelasında beş tane attığımız yazıyor mu? Kupa kaldırdık mı? Şunu düşündüm. Camiaların da bir sorunu var. Kulüpleri kuran ve şampiyonu yapan insanlar yeni nesillere yeterince anlatmııyor. Başkan ve yöneticiler, kendilerini ön plana alıyor. Oysa ki her sezon açılışında, İlk önce o kulübü kuran kişilerin kabirleri ziyaret edilerek yeni nesiller bilgilendirilmelidir. Şamil Ekinci, Ahmet Suat Özyazıcı ve ilk yıllarda yardımcısı olan Özkan Sümer, efsane futbolcular Şenol, Turgay, Necati, Dozer Cemil, Bekir, İhsan, Hüsamettin, Aziz, Büyük Turgay. Bunlar olmasaydı bugün Trabzonspor yoktu. Trabzonspor'u şampiyon yapan bu isimler, büyük şahsiyetlerdir. Trabzonspor'un sahibi bunlar. Evet Faruk, Coşkun, Kadir, Ali Yavuz, Tuncay, Bülent, Aziz, Şener, Mehmet Cemil, İlyas, Hüseyin, Necmi, Ahmet, Ali Kemal, Serdar, Kosmos Engin, Güngör, Tuncay, İskender, Hüsnü, İlyas, Cengiz, Kemal, Bahattin, Dobi Hasan, Hasan Vezir, Küçük Osman, Osman Denizci, sonraki yıllarda böyle efsane futbolcular var. Ancak bunlardan dört tanesi Trabzonspor'dan gitmedi. Bunlar; Şenol, Turgay, Necati ve Dozer Cemil'dir.
Trabzonspor'da çok başkan geldi geçti ama Şamil Ekinci bunlardan farklıdır. O, bu takımı şampiyon yapıp Türkiye, Avrupa ve Dünya arenasına çıkartan adamdır. Şu da dendi, 'Üç büyük kulüp Şamil Ekinci içinneden başsağlığı mesajı yayınlamadı ve cenazeye katılmadı?' Şamil Ekinci'yi överken şunu da söyleyeyim. Ben şimdiye kadar Şamil Ekinci'nin bir cenazeye katıldığını ve bir beyanat yayınladığını görmedim. Bence üç büyük kulüp başkan ve yöneticileri bu duruma bir cevap verdiler.
Abdesthanede cenaze imamı ile karşılaştım. Bana özel bir saygısı var ve 'Hocam dua eder, dua bekleriz' dedi. Çok temiz bir kişilik. Cenaze namazını o kıldırdı. Ancak Trabzonspor Kulübü programı organize edememiş. Aynen seyircisinin tezahürat yapmasını bilmediği gibi. Trabzonlu o kadar müftü ve o kadar İlahiyatçı var ki. Bunlardan birisi cenaze namazını kıldırabilirdi. Söyleselerdi Trabzonlu bir ilâhiyatçıya veya İstanbul Müftüsü'ne ya da Beşiktaş Müftüsüne ben söylerdim ve onlar beni kırmazlardı. Trabzonspor yönetimi işi rastgeleye bırakmış.
Trabzonspor'un yeni jenerasyonuna söylüyorum. Şenol Güneş'i Trabzonspor düşmanı ilan ediyorlar. Siz kimsiniz? Şenol Güneş, bu kulübün sahibidir. Şamil Ekinci bu kulübün sahibidir. Çünkü Trabzonspor'u onlar kurdu ve şampiyon yaptılar. Onların kurduğu takımın sonradan taraftarı olarak tutmaya başladınız. Yani onlar sayesinde övündüğünüz bir şey var.
İntibalarım özetle bunlar. Katılım çok azdı. Evet cenaze namazı farz-ı kifayedir. Birileri bu görevi yaptığı zaman diğerleri sorumluluktan kurtulmuş oluyor. Ancak Şamil Ekinci farklı bir kişiliktir ve Tabzonsporlular yanlış yaptı. Ben Fatih Terim'in kayınvalidesini cenazesine gitmiştim ve o çok mutlu olmuştu. Cenazeye zor yetişmiştim. Cenaze Zincirlikuyu Camiinden kalkmıştı. Taziyede, Sarıyer Galatasaraylılar ve Sarıyer Spor Kulübü adına geldiğini söylemiştim ve Fatih Terim çok mutlu olmuştu.
Dedim ya. Önemli programlara katılır orada gözlem yaparım. Yeni şeyler görür, yeni şeyler öğrenirim, bazı olaylar da bana yeni şeyler düşündürür. Sabahleyin Hafız Selçuk Kocaman Güldür Güldür Show sanatçısının babasının cenazesinin videosunu görmüş ve benim alana giriş ve ayrılış görüntülerini de bana gönderdi. Fatih Yüksel söyledi, 'mide kanamasından vefat eden diğer cenazenin paylaşılan fotoğrafını "artık sigarayı bırakabilirsin" diye yazmışlar'. Bu da çok ilginçti.
Dün de yeni jenerasyonun kendi takımlarının tarihindeki derinliği bilmediğini, bunun onlara anlatılmadığı ve günün şahşahalı olaylarına önem verdiklerini gördüm. Beş sene önce Kıbrıs'a gittiğimde şehidlikleri gezmiş, o günkü tanıklardan olayları dinlemiş, sonunda da oradaki bazı yaşantıları duyunca; Kıbrıs'ta bunun için bu kadar şehid verdik? demiştim.
Barbaros Hayrettin Paşa Camii, mimarisi ve konforu ile ne kadar güzel de olsa, Levent ve Teşvikiye camilerindeki cenaze törenlerinin havası oluşmuyor.
Özetle yeni nesillerden bazıları sadece skor tabelasına ve alınan kupalara bakar. Taraftarı olduğu takımı kuran ve ilk defa şampiyon yapanları düşünmez. Bunun izalesi için etkili ve yetkililer de, kendilerini değil de kulübün mimarlarını gündeme taşımak suretiyle taraftarlarını bilgilendirmelidir.
Çünkü kulüplerin başarıları için 'bir kulüp kültürü oluşturmak' çok önemlidir..