Meridyen Eğitim Kurumları

Dr. Ahmet Bekaroğlu


MARMARA İLÂHİYAT EĞİTİMİ ALDIĞI BELLİ..

Beyefendi kişilikte olan kişileri inancı ve dünya görüşü ne olursa olsun çok seviyorum.


Öyle , 'kendime bir yer edineyim, gör bak sonra sana neler edeyim' atasözümüz ve Trabzonlu efsane sanatçı rahmetli Erkan Ocaklı ile özdeşleşen  'gitmişsin Almanya'ya almışsın bir araba, köyündeki garibe demeyisin merhaba, misiri kuruttun mi?, ambarda turuttun mi?, 'nenen boban çaruk giyerdi, bunlari unuttun mi?' türkü sözlerinde anlatıldığı kişilikte olanları da babamın oğlu dahi olsa sevmem ve asla onların yanında olmam. Başlığımdan dolayı kimse kusura bakmasın. Diğer üniversitelerimizdeki  ilâhiyat ve ilâhiyat dışındaki fakültelerimiz de değerlidir. Ama bir Marmara İlâhiyat kültürü var  ve onu tek geçerim. Bana sorsalar 'ne istersin?' diye, ben bu soruya cevaben derim ki; geriye dönüş imkanı olsa, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve  Marmara İlahiyat'ın Lisans Dönemini o günkü hocalarımızla yeniden okumak isterim.  Elbette gün geçtikçe önceki dönemler aranıyor, bizim ve bizden önceki dönemdeki hocalarımızla -şimdiki dönemdeki hocalar kusura bakmasın- söz konusu okullarımız çok farklı idi. Konuya dönersek şöyle başlayayım, -bahsettiğim ismi sonunda aćıklayacağım-  Allah rahmet eylesin, çok beyefendi bir kişilikti,  bu imkânlara sahip olup da kişiliğini değiştirmeyen böyle insanlara nadiren  rastlanır. İstanbul'a katkılarından dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Geçmişte Sarıye'de bir toplantıdaki konuşması sonrasında kendisinden ilgili cami derneğinin ilgilenmemesinden dolayı  'İstinye Mahmut Çavuş Camii'nin bir ay önce merhum olan İmam Hatibi Ahmet Bayantemur  hocamızın Meşrutası'nın tamirini talep etmiştik. Bizi hiç tanımamış olmasına ve kim olduğumuzu? da sormadan  bize 'talebimizi yerine getireceğine dair'  söz vermiş ve iki gün sonra da çalışmayı başlatarak caminin lojmanını  tepeden tırnağa  yenilemişti. Bu isteğimiz benim için hayatımda bir defa olmuştu ve söz konusu bu isteģimiz; devlet kurumu bir belediyenin başkanından idi. Bu şartlarda yani imkânlarda olan istisnaları bir yana kişilerin yanına kolay kolay giremezsiniz ama o çok  farklı ve alçak gönüllü idi. Ortak yönlerimiz, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi mezunları olmamızdı. Kendisi  benden yıllar önce bu okullardan mezun olmuştu. O sonradan Mimar Sinan Üniversitesi mimarlık fakültesini bitirmiş ve güzel sanatlarda da 'Doktora' yapmıştı. O'nun, 'insanlar her suçu af edebilirler ama adam yerine konmamayı asla af etmezler' sözünü herkese hatırlatması ve nazı geçtiği herkesten 'kimsenin gönlünün kırılmamasını' istemesi, gün içerisinde gönlünü kırdıkları olursa da akşam geç vakit olsa bile bir şekilde onlara ulaşıp  gönüllerini almaya çalışması; kendisini anlatmaya yeter de artar bile. 'Fakir ve kimsesizleri asla es geçmeyin, bu dünya fanidir' demesi de alkışlanacak bir durum.  İşte bu yönlerinden dolayı çok sevildi. Sağlam kaynaklardan duyduğum kadarı ile 'belediye başkanlığından dolayı hak ettiği maaşını,  ihtiyaç sahiplerine' dağıtacak kadar da çevresine duyarlı bir kişilikti. Ben  sağlığında da kıymetini biliyordum, onun için sadece vefatından sonra üzüntülerimi belirtmiyorum. Bugün televizyondan cenaze törenine katılarak namazına iştirak ettim. Şayet şartlar müsait olsa; cenaze törenine bizzat katılacaktm.  Evet bahsettiģim kişi; İstanbulumuz'un önceki Belediye Başkanı  Dr. Kadir Toptaş Beyefendidir. İstanbulumuz'a katkılarından dolayı kendisine teşekkür ediyorum. Güler yüzlü insan, güle güle. Sana Allah;  rahmet eylesin..

Ramazan Bayramımız Kutlu olsun