Meridyen Eğitim Kurumları

Dr. Ahmet Bekaroğlu


KİM KİME GÖREV VERİYOR?..

Görev veren kim, görevlendirilen kim? İşler birbirine karıştı hatta yer değiştirdi.


Bir özel televizyon kanalında Kadir Gecesi canlı yayınlanan mevlit programı vardı, bir hocaefendi arkadaşımız ara duayı yapıyordu. Söz konusu bu arkadaş yaptığı duada kullandığı cümlelerle adeta Allah'a görev veriyor,  'Allah'ım bizi nefsimize bırakma, vatanımızı ve milletimizi  düşmanlardan koru,  sevdir bize sevdiklerini, yerdir bize yer dediklerini,  yar et bize erdirdiklerini, bizi oruç tutan kullarından eyle, kötülüklerden uzaklaştır, güzel davranışlarda bulunan kullarından eyle' diyor. Tamam güzel, bu cümlelerdeki talepler elbette gerçekleşsin, kimsenin bir itirazı olmayacağı gibi bundan herkes elbette memnuniyet duyar. Ancak şöyle bir durum var. Şayet her şeyi Allah yapacaksa, o zaman sen niye varsın? Ya da biz niye varız? Allah'ın 'yeryüzünde 'halifesi olarak gönderdiği insan' (Bakara, 2/30), yeryüzünü ıslah edecekti ya. Ama biz, bunu yapacağımıza Allah'a görev veriyoruz. O'na diyoruz ki 'bize verdiğin ödevlerin cevaplarını da çözerek bize ver, gel sen yap bu işi'. Her sene aynı duayı yapıyoruz, bakıyoruz ki işler yine  düzelmemiş. Yani bizim Allah'a verdiğimiz görevi O, haşa yerine getirmemiş, yapmamış ve görevini  ihmal etmiş. Diyoruz ya, bu müslümanları katleden yahudileri kahr u perişan eyle, ama etmiyor. Be kardeşim, o bizim işimiz, o katliamlara biz engel olacağız. Madem bu işleri Allah yapacak, o zaman biz niye varız ki? 'Dua edin, duanızı kabul edeyim' ( Mü'min Suresi, 60. ayet) 'sizin duanız olmasa Allah size niye değer versin ki?'  (Furkan Suresi, 77. ayet) ayetleri var doğru ama, dua şöyle yapılacak.  Önce Fiili Dua, sonra da 'Sözlü Dua' yapılacak.  Yani biz alın teri dökeceğiz,  çalışıp elimizden gelen gayreti göstereceģiz, ondan sonra Allah'a sözlü olarak diyeceğiz ki, 'Yarabbi ben şunu şunu yaptım, yani fiili duayı yerine getirdim, sana arz ediyorum kabul eyle'. Örneğin, sahur yaptım, iftar yaptım, oruç tuttum kabul eyle,  bir ay boyunca mukabele okudum, Kur'an'ı anlamaya çalıştım, kabul eyle. Yani yaptığım bir eylem var ve onu sana arz ediyorum demek.  Bundan sonra da hayr'lı bir eylemde bulunacağım, ondan sonra bunu sana arz edeceğim demek.  Kadir Gecesi böyle kutlanır. Kadir Gecesi'nde Kur'an'ın gönderilişini kutluyoruz, çok güzel. Gönderilişini kutladıģımız o  Kur'an bize diyor ki, 'siz işinizi yapın, eylemde bulunun, sonra bunu Allah'a arz edin'.  Biz ise  o gece Allah'a Kur'anda bize öğrettiğinin dışına çıkarak diyoruz ki 'gel şu işi şöyle şöyle sen yap'. Böyle bir şey olur mu ya? Müslümanlar olarak sanıyoruz ki doğru yaptık. Her sene aynı şey ve işler çözümsüz olarak karşımızda duruyor.  Onun için de sürünüyoruz. Feysbuk sayfamda bu konuda paylaşım yapmıştım. Bir arkadaş şöyle yorum yaptı,  'kendisi yiyor içiyor, tıka basa doyuyor,  Ondan sonra da diyor ki "Allah'ım olmayanlara da sen ver" '.  Aynen Kur'an'da 'Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden infak edin/ihtiyaç sahipleri ile paylaşın dendiğinde inkârcılar iman ederlere derler ki, Allah'ın dilerse doyuracağı kişileri biz mi doyuracağız?, siz gerçekten apaçık bir sapıklık içerisindesiniz'  (Yasin, 36/47). Fiili Duayı yerine getirmeden sadece Sölü Dua ile yetinerek işlerin başarı ile sonuçlanacağına inanmak ve değişeceğini sanmak şairin dili ile şöyle yerilmektedir.
 
'İslam, çalış çalış dedi, çalışmadın durdun,
Sonra din namına
bir sürü hurafe uydurdun, Bir de tevekkül sıkıştırıp araya, 
Zavallı dini onunla soktun maskaraya'.
Tevekkülü hiçbir şey yapmadan Allah'a sığınmak ve işleri ona havale etmek' diye anamak son derece yanlıştır. Tevekkül, dua kavramı ile çok bağlantılı olarak önce alın teri dökmek sonra da görevini yaptığını Allah'ın huzurunda dile getirmektir. Çünkü Yüce Yaratıcı Kur'an'da, 'kißi için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve onun çalışmasının karşılığı mutlaka verilir' (Necm, 53/39-40). Allah'ın Rahman sıfatı, 'inansın ya da inanmasın, hangi dini anlayışa sahip olursa olsun farketmez, bu dünyada çalışan kişinin alın terinin karşılığını mutlaka veren ve onları rızıklandıran yaratıcı' anlamındadır. Yani Yüce Yaratıcı Rahim sıfatı ile ahirette mü'minlere merhamet edecektir. Ancak bu dünyada kullarının düşünce ve inanç dünyalarına bakmamakta, sadece  kullarının çalışmalarını dikkate almakta ve çalışan kişiyi başarıya götürmektedir. 
 Velhasıl, sorunlarımızın çözümü için önce bizim once Fiili Dua ile gereken gayreti göstermeli, sonra da Sòzlü Dua ile bunu Allah'a arz etmeliyiz. Sözlü Dua, elinden gelen gayreti gösterdiğinin ifadesidir. Ancak işimizin başarı ile sonuçlanması için olmazsa olmaz olan Fiili Duadır. Öyleyse şöyle dememiz lâzım, haydiyin Fiili Duaya..