Aşıda Sinovac'ı tercih ettim. Nedeni de, inaktif yöntemle üretilmiş olması yani vücuda ölü mikrop yükleniyor olmasıdır. Biontec gibi aşılarda vücuda canlı mikrop yükleniyor ve beden yeni bir savunma mekanizması oluşturuyor. Bu tür aşılarda bazı bedenler yeni bir çalışmaya dönerken vücuttaki eklem yerlerinde birkaç gün halsizlikler olabiliyor. Bu nedenle korktum ve dört aşıda da Sinovac'ı seçtim. Halen maskeyi çıkarmadım, nerede ise maske ile yatacağım, mesafeye dikkat ediyorum, kimse ile de tokalaşmıyorum. Kalabalığa zorunlu olmadıkça girmiyorum. Vs. Yani bu tür tedbirlerin faydasını gördüğüme inanıyorum.
Kişi aşı olur ya da olmaz. Bu onun kendi tercihidir. Aşının gerekli olduğunu söyleyen binlerce tıp uzmanı var ve bunların sayısı çoğunlukta. Bazıları da diyor ki 'aşının tehlikeleri ile ilgili görüşte olan hocaları ekranlara çıkartmıyorlar, çıkartsınlar da bu konuyu onlarla da tartışsınlar'. Aşı karşıtlarına göre; aşı ile bizi kontrol ediyorlar, aşı iktidarsızlığa yol açacak, aşı nedeni ile ani ölümler olacak ve gelecek nesiller üç kulaklı, dört gözlü vs. sakat doğacak. Her ne ise, ben aşıdan yanayım.
İki yıldır filyasyonda çalışıyorum. Halen de her gün çalışmaya devam ediyorum. Bu süreçte şunu gördüm. Aşı olanlar da bu meret hastalığa yakalanabiliyor. Ancak hastalığı hafif atlatma oranları yüksek oluyor. Aşı olmayanlar ise, hastalığa yakalandıklarında, vefat edenleri olduğu gibi etmeyenleri de hastalığı çok ağır geçiriyor ve 'aşı olmadıklarına pişman olduklarını, hastalığı atlatınca sonradan aşı olacaklarını' söylüyorlar. Aşı olmayan ve evde geçirenler şöyle şikayette bulunuyorlar. Diyorlar ki, 'bizimle ilgilenmiyorlar'. Ben de diyorum ki, doktorlar ilaç getirdi mi? Getirdi. Seni muayene ettiler mi? Ettiler. Daha ne yapacaklar? Seninle mi yatıp kalkacaklar? Devletin başka işi yok mu? Devlet sana bedava ilaç veriyor, kullanmıyorsun, bedava aşı buluyor, aşı olmuyorsun. Sen ne istiyorsun? Çek öyle ise. Çünkü, 'kendi düşen ağlamaz'..
