Meridyen Eğitim Kurumları

İbrahim Balcı


HİDAYETİNBAĞI PARKI

Hidayetinbağı Sarıyer Merkez mahallesinin, çarşı içindeki piknik alanı, mesiresiydi yıllar yılı.


Hidayetinbağı’nda 68 adet asırlık çınar ve dışbudak ağacı vardı. Yıllarca sonra sahipleri ortaya çıktı, kiralamaya kalktılar, kiralayanlar ağaçları kesmeye başladılar. Birkaç arkadaş olayı müdahil olduk, imza topladık ilgili üç beş kuruma gönderdik ve kesimleri önledik (Belgeler hala bendedir). Önledik ama önleyene kadar da 28 asırlık ağaç kesilip yok oldu. Bu alan bir süre nalburiye deposu, bir süre otopark olarak kullanıldı. Kullanılırken bir iki ağaç daha tahrip edildi. Sonunda Sarıyer Belediye Başkanı Yusuf Tülün’ün mücadelesi sonucu Hidayetinbağı kamulaştırılarak Park haline getirildi.

Parkın içinde değişik eğlence üniteleri kuruldu, bir de çay bahçesi ve wc yapılarak kullanıma açıldı.

Hidayetinbağı Ortaçeşme Caddesi üzerindedir. Zümrütevler yerleşim bölgesinin ön kısmıdır. 1800 yıllardan beri Sarıyerlilerin piknik yaptığı, yaz aylarında oturup serinlediği, ramazanlarda iftar ve sahur yemeklerinin yendiği bir alandı. 1875 li yıllardan 1925 ‘li yıllara kadar yağlı güreşlerin yapıldı önemli bir spor alanı idi. 160 kiloluk dev cüssesi ile Filiz Nurullah’ın yaptığı güreşleri eski Sarıyerliler zevkle anlatırlardı.

Alanın arka kısmı, yani Zümrütevler villalarının bulunduğu alan 1900 li yıllardan 1936 yılına kadar futbol sahası idi. Bu Dr. Nihat Dorken, Şeref Aksaçlı, Şahap Aksaçlı, Salim Akyüz, Fikri Alipaşaoğlu, Hasan Kerem, Kemal Başaran, Tombul Mehmet Ali ve Alaattin Beyler gibi pek çok başarılı futbolcular yetişti. Sarıyer Çağlayan sahasının 1936 açılması üzerine bu alanda sebze ekimi başladı. Ama gençler elbette ki durmadı. Bu kez günümüzde park olan ve adı Hidayetinbağı olan ağaçlıklar arasında futbol oynamaya başladılar.

Hidayetinbağı Sarıyerlilerin futbol sahasıydı. Bu durum 1970 li yıllara kadar devam etti. Zümrütevlerin yapılması ve bu alanın arka kısmına voleybol ve basketbol sahası yapılarak hizmete açılması mükemmel karşılandı ve onlarca insan spor yaptı. Ağaçlar arasında futbol oynanması ise başlı başına bir olaydı. Burada futbol oynarken ağaçlara çarpmadan oynamak başlı başına bir olaydı. Sarıyerli gençlerden ağaçlara çarparak başına ya bir başka yerine darbe almayan yoktu. Dar alanda ve bilhassa ağaçlar arasında çalım atmak büyük beceri istiyordu. Bu beceriye gösterenler dikkat çekiyor ve kulüplere transfer ediyorlardı. Birkaç isim saymak isterim: Celal Demir, Numan Uzun, Muhsin Karauçak, Hayri Tezcan, Kocakarı Muzaffer, Baba Kenan (Dereli), Sami Canel, Bekir, Karamürsel İbrahim, Nedim Emiroğlu, Necip Sapansüren, Ayhan Erman, Şevket Çelikkol, Yıldırım Erdinç, Tınaz Urunç, M. Salih Büyükdurmuş, Aziz Termur, Cemil Turan, Mustafa Pırnal, Akın Aksaçlı, Eyüp Şengün, Kenan Kethüda, Şener Çınar, Zeki Yazıcı, Mahmut Kocabal, Tahir Öztuğ, Ender İçden Erdoğan Ertaul ve diğerleri …

Ya bayramlar… Yıllar yılı Sarıyer’in bayram yeriydi Hidayetinbağı… Cambazlar, skeç grupları, halka atmalar, penaltı yarışmaları, araba turları ve çeşitli eğlencelerin yapıldığı büyük bir alandı…

Her şey tarihte kaldı. Anıları tazeleme o günleri bir an için yaşatıyorsa da “Ah, Ah, Ah” diyor ve geçiyoruz. Çünkü zamanı getir getirme olası değil… O nedenle günümüze dönmeliyiz.

İst. B. Ş. Bşk. lığı çalışmaları arasında Hidayetinbağı’nın tanzimi de var. Hemen çalışmaya başlamışlar. Yıllardan beri değişim ve bakım yapılmadığı için hayli harap olan park yeniden tanzim ediliyor ve düzenleniyor. Aklımdan geçeni söylemem gerekirse, yine en eski duruma getirilsin ve halka açılsın derim… Bu biraz zor… Çünkü o zamanın yaşam durumu ile şimdiki durum çok farklı. O nedenle İst. B.Ş. Bel. Bşk. lığı hazırladığı projeye uygun çalışma yapıyor. Burada bir de çay bahçesi var… Aslında buranın da elden geçirilmesi gerekir. Kaldırılabilir, değişiklik yapılabilir, halka hizmet edecek Sarıyer Belediyesine ait bir ünite kurulabilir.

Hidayetinbağı parkı ile pek çok söylenti ve şikâyet vardı. Bunlar yeniden ortaya çıkabilir, hatta artabilir de bunları önlemenin de yolu bulunmalıdır. Park ve içinde yapılacak her hangi bir birim/ünite kapanın elinde kalmamalıdır.

Bekleyeceğiz, göreceğiz. En iyisini görmek istiyoruz ve bekliyoruz.