Barış Manço’nun “Bugün bayram erken kalkın çocuklar ” şarkısı aslında bir babanın çocuklarını alıp eşinin mezarını bayram sabahı ziyaret edişini anlatan hüzünlü bir şarkıdır.
Babam derdi ki ;
Senin olan, sende olan, seninle olan her şey, herkes yanında ise bayram bayramdır...
Yoksa bayram kursağında ekşi ayrandır.
Evet bir Babalar Günü bayramın ilk gününe denk geldi.
Meyvesi olmayan ama gölgesine ömür boyu muhtaç olduğumuz çınar ağaçlarımız, babalarımız...
Değerleri bilinmeyen dış kapının dış mandalları, babalar gününüz kutlu olsun.
Hayırlı bayramlar diyerek yazımıza başlayalım.
Kendi bayram sevinçlerimiz için, çiğnediğimiz ilkeleri, liyakatsizliğe ve kifayetsiz muhterislere verdiğimiz insan kurbanlarını düşündüğümde hüzünlensem de bayram güzel şey vesselam.
Kim bayram üzerine konuşmaya başlasa; “Nerede o eski bayramlar?” diyerek konuya girizgâh yapıyor.
Ha"di oradan...
Bu sorunun cevabı soruyu soranın kendisinde saklı .
Eski insanlar yok ki eski bayramlar olsun Mirim.
Bayramın adı ne olursa olsun o da artık zamana uydu.
Bayramı bayram yapan, bayramı anlamlandıran, onu anlamıyla kutlayacak insanın kendisidir.
Değerler değişince bayramlar da değişti.
Bayram günümüzde yakınlara atılan mesajlardan ve gidilen tatillerden ibaret..
Peki bayram sana göre nedir Mirim?
Bayram aynı sofranın etrafında toplanmak demek.
‘Bayram anamın sağ olması , oğlum ne zaman geliyorsun Tokat’a diye sormasıdır.’ benim için.
Bayram omzumda babamın kolu,
Bayram iki elimde evlatlarımın eli;
Bayram yâr ile Yâren ile sevinç selidir.
Bayram oğlum klinik psikolog Tolgahan Sancar'ın kliniğinde insanlara derman olmasıdır.
Bayram deprem enkazından gelen ‘Seni duyuyorum’,
Bayram acılar hafifledi artık rahat uyuyorum, demektir.
İki bayram sevinciyle başlayalım mı?
Bence bayram;
Hastanın iyileşmesi, bir bebeğin doğumu, ayaktaki alçının çıkması, bir dostun senin elini kuvvetlice sıkmasıdır.
Annenin evladını bağrına basması bayramdır mesela…
Ana,baba,yâr, yaren, kavuşmak istenen kimse “O” dur bayram.
Misketin peşinde koşan bir çocuğun coşkusu gibi, ocağı tüttüren baba gururu gibi , evladına kol kanat geren ana gibi yaşayacağımız bir bayram özlemiyle devam edelim mi mirim?
Ataların ne demek istediğini dünya baronlarınca icat edilen pandemi döneminde daha iyi anladık kanımca.
“Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan…” diyordu ya Üstat!
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık…
Sızlamayan her organ, hele de burun direğin sızlamıyorsa senin için bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “Çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek…
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Zekiye Ananın gülüşü , gözlemesi Mehmet Amcanın Zekiyaa diye ünlemesi, , komşum İsmail Abi'nin komşum sıcakta bahçe sulanmaz diye seslenişi , Kefken mühendisi Cüneyt'in septik ve teknik bir nazarla 'Hocam neredesin?' deyişi bayramdır.
Melis'in kahve hazır demesi, Mine'nin çikolata servisi, Nesoç'un sütlacı, Hatice Ablanın yan bahçeden uzattığı taze nane, incir bize bayramdır.
Şahin Usta'nın patpat ile geçerken muzip gülümsemesi, White'ın güneşte yatarken sızlanması, Minnak'ın göbek masajı, Leo ve Mia'nın kovalamacası bize bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.
Bir kitabı bitirmek, bir binayı bitirmek, bir okulu bitirmek, Hüseyin Aycibin'i müteahhitten teslim alıp tam güne geçirmek kâbuslu bir rüyayı, kodeste ağır cezayı bitirmek bayramdır.
Dedeyi evermek, Sema'yı sevindirmek, Fikret Dayı ile bahçe bellemek, Handan ile Çamlıca Kulesi'ni izlemek bize bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle…
Vuslat da bayramdır öte yandan…
Endişe içinde beklediğinden haber almak, telefonda ansızın sesini duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna sarılmak bayramdır.
En acıktığın anda dumanı tüten bir pidenin köşesini bölmek, Tokat Pidecisi Bahri Baba’da Tokat Kebabı yemek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.
“Ona güvenmiştim, yanılmamışım” sözü bayramdır.
Yıkıldığında Tekke'nin ve Foto Erol'un elini omzunda hissetmek, sıkıldığında Serkan ve Selçuk ile sohbet etmek, Hikmet'le maç yapmak , Nuri'ye arabadan bir şey kaptırmamak bayramdır mesela.
Eczacı Yusuf'un şefkatli ellerinden enjeksiyon almak, gafil Tito'nun sesini duymak, Sevdiye ve Ziya ile sobada balık yapmak, huysuz Ertuğrul'u ikna etmeye çalışmak, Müjgan'la mısır yemek, Emre ile Tokat'a gitmek bize bayramdır.
Yeni bir sözcük öğrenmek, bir tünelin sonuna gelmek, müzmin bir işin kapısını çarpıp eşin ile uzun bir yola çıkıvermek bayramdır.
Zorluklara tek başına göğüs gerebilmek, gereğinde haksızlığın üstüne yalın kılıç yürüyebilmek bayramdır.
Yeni eve asılan perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Sonrasında gelen ilk diş bayramdır, ilk söz bayram, ilk adım, ilk yazı, ilk karne bayram…
Güne gülümseyerek başlamak bayramdır.
“İyi ki yanımdasın” bayram,
“Her şeyi sana borçluyum bayram,
“Hiç pişman değilim” bayram…
Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve dolu bir torbayla gidebilmek, konu komşuyla yarenlik edebilmek, akşamları eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek bayramdır.
Zamanı donduran eski fotoğraflara nedametsiz bakabilmek, altı çizilmiş eski kitapları aynı inançla okuyabilmek, yol arkadaşlarının yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram…
Ukraynalı ’ya Ruslara barış bayramdır, Filistinli’ ye mavi bir gökyüzü.
Bu arada kahrolsun Siyonist İsrail rejimi..
Tolgahan ve Levent ile motor muhabbeti yapmak, tek tabanca ağzı var dili yok(!) İsmail ile boya yapmak, Seküri Seçkin ile racon kesmek, müdür postası Nevzat ile volta atmak, Cimbomlu Ahmet ile bir sigara tellendirmek bayramdır.
Kadir usta ile çömelerek çay içmek, güvercinleri izlemek bayramdır.
Sema ile Gastamonu'yu konuşmak, İranlı mı Tokatlı mı muhabbetini Rabia ile yapmak, Aynur Hanım'la Eskişehir hayalleri kurmak, Cemile ve Ayşe ile anasınıfı bebelerine sarılmak ve Semra öğretmenim temposuna ayak uydurabilmek, Semra Öğretmen ile proje yapmak bize bayramdır.
Yeliz Hocamın elinden börek yemek, Ahmet Soykök Hoca ile huysuz bir veliden sonra Oh be demek, Aytekin'le doğan çocuğuna sevinmek bize bayramdır.
Akrep burcu, hem sunucu hem sanatçı Ayşe Hocamla beraber bir şarkı söylemek, Şair Arzu hocamla annelerimize dua etmek, Birgül hocamın projelerini dinlemek bayram...
Canan Hocam'a kulüp konusunda takılmak, Osman Hocam ile aşil tendonunun konuşmak,
1. sınıf öğretmenlerim Yasemin öğretmen ve Dilek öğretmenle gelecek sezonu konuşmak , Özlem teacher'a How are you today, demek, okulun güler yüzlü rehber öğretmeni Belgin'e evine hoş geldin demek ,bize bayramdır.
Selim ve Özge ile boyoz, Çeşme Alaçatı konuşmak, Gavur İzmir(!) muhabbetine girmek, Melek Başkan ile Cide ve Erzincan muhabbeti yapmak, Hiç kıskanç olmayan(!) Merve ile yakışıklı eşini konuşmak, Suna ile Stella ve ah bu ev sahipleri muhabbeti, Pervin ile ne olacak bu ergenler şikayetlenmesi, gönüllerin muhtarı çevrenin en iyi pastanesi sahibi İsmail Bey'in tebessümü bize bayramdır.
Karizma spor hocası, kazak erkek Bay Siverek (!) Levent Hocam'a takılmak, güleryüzlü Derya ile oğlunun düğününden söz etmek, Kübiş ve Derya Öğretmen ile diyet yapmak, Özel eğitimci Sevgi Öğretmenle velimizi memnun edebilmek bayramdır misal...
Bunların kadrini bilirsek, kıymet bilmeyi öğrenirsek her günümüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Türkiyem için bayram duam şudur;
Hayat pahalılığı, zamlar olmasın.
Depremler bizi vurmasın,
Siyasetçilerin egosu bizi ayırmasın
Al bayrağın kırmızısı solmasın.
Yeni bir virüs dalgası bizi bulmasın.
Fenerbahçe gönüllerin şampiyonu olsun, Galatasaray Avrupa şampiyonu olsun,
Beşiktaş lig şampiyonu olsun.
Ali Koç 2026'da şampiyon olup Maurinho ile Koç Holding'e geri dönsün, Trabzonspor 2011 kupasını alsın.
Milli Takım en az yarı final oynasın.
Pandemide pandemiye bizi mahkûm edenler sahte tanrılarına kurban olsunlar.
Bizi her gün korkularla uyaranlar ve öcülerle korkutanları da Allah ıslah etsin.
Orta Doğu bataklığı denilen yerde dimdik ayağa durmaya çalışan Türkiyemi bataklığa çekmeye çalışanları, emperyalist Amerika'yı ve zalim İsrail'i de Allah gırtlağına kadar çamurun içine saplasın.
Bayramınız BAYRAM olsun vesselâm.
Amin.