Meridyen Eğitim Kurumları

Dr. Ahmet Bekaroğlu


ERGUVAN VE AKASYALARLA İSTANBUL BİR BAŞKA GÜZEL.

İstanbul önce pembe renkten mora doğru dönen Erguvan çiçekleriyle süslenir.


Erguvan çiçekleri döküldükten sonra da sarıdan beyaza yönelen Akasya çiçekleri ile süslenmesi sırayı alır.
      Erguvan çiçeği pembeden mora doğru koyulaşan bir renktedir. Gücü ve sevgiyi temsil eder. Nisan ayının sonuna doğru Topkapı Sarayı'ndan Yıldız Sarayı'na, Emirgan korusu'ndan Maçka yokuşuna tüm İstanbul ve boğazın bir ucundan sonuna kadar pembe renkte olduğunu görürsünüz. Yani ben güçlüyüm, kudretliyim ama her tarafa sevgiyle bakıyorum diye adeta sizinle konuşur erguvan ağaçları.
      Mayıs ayının sonunda ve haziranın ilk günlerinde açan Akasya çiçekleri ise müthiş bir güzellik katar ormanlara. Sarıyer ormanları Akasya ağaçları ile adeta bayrama hazırlanıyormuş gibi süslenir. Sarıyer'de Koç Üniversitesinin önünden geçen ve Rumelifenerine uzanan ve bim 'Akasya Sokaği' adını verdiğim yol güzergahında sıralıdır Akasya ağaçları. Sarıyer Yenimahalle Rumelikavağı mahalleleri arasındaki sahil yolu ve Rumelikavağı üzerindeki orman yolları da Büyüklimana varıncaya kadar akasya ağaçlarıyla doludur. Akasya ağacı hakkında şarkılar da yazılmış. Bunlardan güfte ve bestesi Yesari Asım Arsoy'a ait olan hüzzam makamındaki,
      'Yar yolunu kolladım,
       Beyaz mendil salladım.
       Ona çiçek yolladım,
       Akasyalar açarken..' diye.

     Yani genelde aşık olunan bahar mevsiminde duyduģu sevgiyi akasya çiçeği ile ifade edilmiş. Seksenli yıllarda önce akasya ağaçları ile adeta örülmüş olan bölgedeki Hünkâr Suyu'nda sonraları da Şifa Suyu'nda düzenlenen ve yine akasyaların açtığı bir mevsimde Mevlidhanlar Günü'nde bu güzel şarkıyı 'Alaaddin Yavaşça,, Abdullah Yüce, Yıldırım Gürses ve Amir Ateş'ten oluşan korodan canlı dinlemiştim. O dönemler batı müziği hayranlığı vardı. Mevlidhanlar Günü'nde Yıldırım Gürses'in verdiği mini konseri ve bu koroyu dinleyen halk, 'işte kültürümüzde bağdaşan sanat bu, helal sana, sanatçı bunlara denir' diye ifadeler kullanmış ve batı müziği hayranlığı duyanlara da burada olumsuz eleştirel sözler serdetmişlerdi. Çünkü mevlidahanlar gününe katılan halk İstanbul'da Maksim, Çakıl ve Günay gibi programlı gazinolarıda Sanat Musikisi ve Halk Müziği dinleyen kesimdi. Elbette ki bu müzikleri çok iyi bilmeyen varoşlarda ikamet edenler değildi.
      Bu yıl erguvanlar da, akasya ağaçları da çiçeklerini erkenden açtı. Malum kış mevsiminin ılık geçmiş olması bu ağaçların da erkenden tomurcuk vermelerine neden oldu. Allah'a şükür ki don olmadı da hem bu ağaçların çiçekleri ve hem de meyve veren ağaçlar da donmadı.
      Erguvanların çiçek açtığı mevsimde İstanbul'un pembeye bürünen halini görmek, akasyaların da sarıya dönük beyaz çiçeklerini koklamak; gerçekten bir başka güzel..