Değerli okurlarım eğitimin aydınlandığı ışıklı bir gelecek ümidimle, hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
Tüm öğretmenlerimizin, Özellikle ben de emeği olan tüm öğretmenlerimin sonsuz saygı ile ellerinden öpüyorum. Hayatımızın olmazsa olmazı, yol gösterenlerimiz, yolumuzu aydınlatan ışıklarımız çok değerli hocalarımız. İyi varsınız ve sonsuza dek var olmanız dileğimle hepinize içten kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum ..
Türkiye’de her yıl 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanır. 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletini nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün "Millet Mektepleri’ nin Başöğretmenliği" ni kabul ettiği gündür. Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Atatürk’e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanını 11 Kasım 1928'de yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi' nin yayımlanması ile resmileşmişti.
Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun "başöğretmen" oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verildi. Öğretmenler Günü ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992’de Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe giren Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşir
Dünya da bir çok çalışmalar yapan Prof. Dr. Michio Kaku dünyanın en zeki insanı olarak tanınıyor. Çocuklara teknolojiyi öğretmek gerektiğini söyleyen Kaku, çocuklarda internet yasaklarına karşı. 10 yaşa dikkat çekiyor.
Yazdığı kitapları satış rekorları kıran “dünyanın en zeki insanlarından biri” olarak tanımlanan fizikçi ve fütürist Prof. Dr. Michio Kaku ’ya göre birçok mesleği gelecekte robotlar yapacak ama
öğretmenlerin elinden işini alamayacaklar.
İşte Kaku’nun başta eğitim olmak üzere gelecekle ilgili anlattıkları…
Hepimiz aslında doğuştan bilim insanıyız, “Neden” diye sorarız. Çocukların geleceği 10 yaşında başlıyor. Bu yaşta anne babanın dışında başka hayatları keşfediyor, merak başlıyor. Ama süreç 16 yaşında duruyor, bilimsel merak bitiyor. Birinci neden akran baskısı “İnek mi olacaksın? Neden futbol yıldızı ya da pop star olmuyorsun?” diyebiliyorlar.
İkinci neden ezbere dayalı eğitimde bilimin sıkıcı gelmesi. 10-16 yaş arasında çocuklara ilham vermek, rol model bulmak, bilimsel merakını öldürmemek ve heyecanlandırmak gerekiyor ki bu ilgi tüm yaşamı boyunca sürsün.
Eğitim sistemi 1950’li yıllarda nasıl yaşayabileceğimizi çok iyi öğretiyor ama gelecekteki değişimlere nasıl ayak uyduracağımıza ilişkin bilgi vermiyor.
Bilgiye herkes ulaşabilecek. Tabletler, ders kitapları kalmayacak. Google gözlükleri gibi kontak lensler olacak. Öğrenci ‘göz kırpma’ ile tüm bilgilere ulaşacak. Bu da eğitimi altüst edecek. Öğrenci formülleri ezberlemek zorunda kalmayacak. Tüm derslikler üç boyutlu olacak. Ezber kalkacak.
bu yüzden öğretmen çok önemli olacak. Öğretmen kılavuzluk edecek, yol gösterecek, mentor olacak.
Öğrencinin ‘ders kaçırdım’ bahanesi olmayacak. Ders odasının duvarına yansıtılacak. Kaçırdığınız derste anlamadıklarınız olursa robot öğretmen anlatacak. Ama gerçek öğretmenlerin yerini öğrencileri anlayamadığı, mentorluk yapamadığı için tutamayacak. Okullar, sınıflar hep olacak. Çocuklar okullarda hem internet hem de sosyal becerileri öğreniyorlar.
İnternetten çocukları mahrum bırakırsanız sosyal olarak başarısız olurlar. Hem eski yöntemle yani diğer çocuklarla birlikte olup, kıskançlık, paylaşım, kavga gibi insani duyguları sosyalleşerek yaşamalı. Hem de sosyal medyayı öğrenmeli.
Gelecekte üniversite diploması daha önemli olacak. Diploması olmayanların maaşı için tavan olacak ve bunu aşamayacaklar. Varlık ve refah teknolojiden ve bilimden gelecek.
Geleceğin en büyük üniversitesi iCloud (bulut) olacak. Günümüzde bile MIT ya da Stanford’daki derslere internetle erişiliyor. Ama e-eğitimi bırakanların oranı yüzde 90. Çünkü burada ev ödevi, değerlendirme, yönlendirme, hatta akran baskısı yok. Onlara kılavuz edecek kimse yok. Eğitimde başarı için iletişim, kişisel dokunma şarttır. Bu yüzden işte öğretmenler hep olacak.
Kendini tekrarlayan işler yani brokerlik, acentelik gibi meslekler robotlar tarafından yapılacak. Ama çöpçülük, bahçıvanlık, polislik, inşaat işçiliği gibi meslekler gelecekte hep olacak. Yaratacılık, hayal gücü gerektiren konularda robotlar çalışamayacak.
Zekanın IQ ya da babanızın parasıyla ilgisi yok. Zekâ geleceği görmek, geleceği tasarlamak demektir. Başarılı ve zeki insanlar, 10 yıl, 20 yıl sonrasını düşünür. Daha az zekiler ‘Şu an ne yapabilirim?’ der, kısa vadelidir.
Gençler her şeyi Facebook’a yüklüyor. 15-20 yıl içinde duygu ve anılar da SMS olarak gönderilip, sosyal medyada paylaşılacak. İlk kullanıcılar çocuklar olacak. Bugün Japonya’da gençler partide kulaklık takıyor, size ilgi duyan varsa kulaklıklar aşağı yukarı inip çıkıyor.
Tuvaletlerde çipler olacak ve likit biyopsi yapacak. Kanser genlerinizi size oluşmadan tuvalet söyleyecek. Üç boyutlu tasarımları evinizin salonunda yapacaksınız. İnsan organlarının çıktısını yazıcıdan alacaksınız. Kendi hücrelerinizden böbreğinizi salonunuzda üreteceksiniz.
Tüm bunlara rağmen öğretmen olmadan olmayacak evet te bizim eğitmenlerimiz ki çoğuna sonsuz saygım var (özellikle eski öğretmenlerimize) idealist öğretmenlere de Ancak bu eğitim sistemi ile o günlere eğitmen yetişebilecek mi …! Ya da ne olacak Siz ce …!
Ben yine de gerçek gönüllü öğretmenler ,idealist öğretmenler olduğuna inanıyorum.ve onların o bilgi yüklü bayraklarını her şeye rağmen ileriye taşıyacaklarına güveniyorum.
Türk Halkı her zaman öğretmenlerine inanmış, saygı duymuş örnek almıştır. Elbet te bu öğretmenler TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN YETİŞTİRDİĞİ M.KEMAL ATATÜRK ‘ün Bahsettiği Gerçek EĞİTİM GÖNÜLLÜSÜ YAŞAM NEFERLERİ ,KENDİLERİNİ ÖĞRENCİLERİNE VE EĞİTİME ADAMIŞ eli öpülesi öğretmenlerimiz,
Türk gençliği size emanet değerli öğretmenlerimiz. Geleceğimiz sizlerin ellerinde, Ve sizlerin her zaman titizlikle bir çocuğun hayatını nakış gibi işlediğinizi biliriz. Her şeye rağmen ve her durumda. Çünkü öğretmenlik idealistlik mesleğidir, insanlığı sevme ,karşılıksız emek verme mesleğidir.
Yani özetle; Sizlerin eğitiminizle ve sizlerin ışığında, Her hal ve şart ta TÜRKİYEMİZİN AL YILDIZLI BAYRAĞI her zaman dalgalanacak ve gelecek günler her daim AYDINLIK OLACAKTIR.
Bir de Annelerimiz var ki onlar da ilk öğretmenlerimiz. Sevgili Anneler geleceğin çocuklarını eğitmek her Annenin mecburi görevidir. Onlara Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tarihte yaşananları anlatarak başlayabilirsiniz. Çünkü bunlar bu günkü varlık ve huzurumuzun gerçek nedenleri.
Ve Siz muhteşem emektarlar,emeklerinize, yüreklerinize sağlık değerli öğretmenlerimiz.
Hepinize tek tek gönülden şükranlarımızı sunarız.
İyi ki varsınız , çocuklarımızın yol gösterenleri, yarınlarımızın aydınlık yıldızları
Sonsuz saygılarımla,
Nesrin AKKOÇ