Dünya Sağlık Örgütü olarak Pandem olarak ilan edilen Koronavirüsü (covid19) hergeçen gün ülkemizi etkisi altına almakta, dünyadaki örneklerine baktığımız zaman, vaka artışı ve ölüm sayısındaki artış açısından birinci sırada bulunuyoruz. Çünkü yetkililerin uyarılarını dikkate almıyor, devamlı sokaklarda, insanlarla iç içe oluyoruz. Devlet, insanlarımızın birlikte olabileceği ne kadar yer varsa hepsini kapattı, maçlar, konserler, toplantılar, kahvehaneler, vs. vs. ama insanlarımız toplum içine girmekten yinede vazgeçmiyor, biraz güneşli hava görse hemen sahillere ya da piknik alanlarına gidiyor, parklara gidiyor, insanlarımızı evlerde tutmakta zorlanıyoruz.
Bu salgın mücadelesinde yaşları itibariyle en zayıf halka olan 65 yaş üstüne sokak kısıtlaması getirildi lakin amcalarımızı evlerde tutmakta zorlanıyoruz. Bazı çevreler yaşlılarımızı evlere kapatınca çözüm bulunduğunu düşünüyor ama en büyük tehlike gençlerimizde çünkü onlar bu illeti hafif atlatıyor çoğu farkında bile olmuyor ama potansiyel taşıyıcı olarak aramızda saatli bomba olarak dolaşıyorlar. Salgının gelişim sürecine bakıldığı zaman etkin mücadele için tek çözüm sokağa çıkma yasağı olarak görünüyor ama buna ne devlet ne millet hazır değil. Zira sokağa çıkma yasağının oldukça büyük bir maddi külfeti var, daha en kötüsünü görmeden insanlarımızın ne hale geldiğini gördük, mağazalar adeta yağmalandı, makarna stokları yapıldı temizlik maddeleri kapışıldı, fırsatçılara gün doğdu. Kapanan bir çok işletme yüzünden binlerce insan işsiz kaldı ve durumun ne kadar süreceği belli değil bu nedenle evde kalamayacak durumda olan ev geçindirmek zorunda olan insanlarımız var.
Durum böyle iken başımızdaki bir başka belada hiç unutmamamız gereken deprem gerçeği var! Ülkemiz bilindiği üzere deprem kuşağında en büyük ve aktif fay hattı olan Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bir çok büyükşehir bulunmakta ve milyonlarca insan yaşamakta, sadece İstanbul'u baz aldığımız zaman 16 milyon insan söz konusu. Salgını önlemek için evde kal diyoruz ancak Allah muhafaza ülkece evde kaldığımız anda bir deprem ile karşılaşırsak sonucu kestirmek mümkün değil. Tam anlamıyla kırk katırmı, kırk satırmı durumuyla karşı karşıyayız. Aslında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya hak vermek gerekiyor, herkes kendi ohalini ilan etsin ve tedbirini alsın derken sanırım bunu kastediyor! Allah yardımcımız olsun inşallah bu zor ve sıkıntılı günlerden sağ salim çıkarız.