İçeride, ekonomik dalgalanmalar gündemin ilk sırasını işgal etmeye devam ediyor. Döviz kurları ve enflasyon, vatandaşın cebini yakmaya devam ederken, hükümetin aldığı önlemler tartışma konusu. Sosyal medyada dönen ekonomi eleştirileri ise toplumda geniş yankı buluyor. Gençler arasında işsizlik, yaşam maliyetleri ve geleceğe dair kaygılar konuşuluyor. Sokaktaki insanın en çok hissettiği konu belki de bu: Gelecek belirsiz, maddi koşullar zor.
Öte yandan, siyasette de hareketlilik sürüyor. Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte partilerin strateji arayışları hızlandı. Özellikle büyükşehirler üzerinde ciddi bir rekabet yaşanıyor. İktidar partisi, muhalefetin yükselen sesine karşı nasıl bir strateji belirleyecek? Muhalefet, bu sefer bir araya gelerek bir alternatif oluşturabilecek mi? Sorular çoğalıyor ama cevaplar henüz belirsiz.
Dış politikaya gelirsek, Türkiye'nin komşularıyla olan ilişkileri bir süredir gündemin sıcak başlıkları arasında. İran'la olan yakınlaşma dikkat çekici. Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler Türkiye'yi yeniden bir denge politikası izlemeye zorluyor. Suriye'deki durum, sınır ötesi operasyonlar ve mülteci politikaları da bir diğer önemli gündem maddesi. Ayrıca, Rusya-Ukrayna savaşının uzantıları Türkiye'nin hem NATO içindeki konumunu hem de Avrasya'daki ilişkilerini etkiliyor.
Sonuç olarak, Türkiye, içeride ve dışarıda zorlu bir süreçten geçiyor. Vatandaşın gözü kulağı hem ekonomik göstergelerde hem de siyasi gelişmelerde. Yarın ne getirecek bilinmez ama bugün, Türkiye’de gündem oldukça dolu.
