özellikle artan döviz kuru ve hayat pahalılığı toplumun her kesimini etkiliyor. Marketlerde temel gıda fiyatlarının sürekli artışı, vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırıyor. Bu durum, sadece ekonomik bir kriz değil, aynı zamanda sosyal bir huzursuzluk kaynağı haline gelmiş durumda. Sokakta yürürken ya da toplu taşımada bu konuların konuşulmadığı bir an bulmak neredeyse imkânsız. Diğer taraftan, dış politika cephesinde özellikle Türkiye'nin ABD ve Avrupa Birliği ile ilişkileri dikkat çekiyor. Son haftalarda yaşanan diplomatik temaslar, tarafların bir yumuşama arayışında olduğunu gösteriyor. Ancak bu temasların ne kadar kalıcı olacağı hala belirsiz. Özellikle savunma sanayi ve enerji politikaları bu ilişkilerdeki temel düğüm noktalarını oluşturuyor.Suriye'deki gelişmeler de Türkiye'nin dış politika gündeminde önemli yer tutuyor. Özellikle sınır hattında artan güvenlik önlemleri ve terörle mücadele konusundaki hassasiyet devam ediyor. Bölgede istikrarın sağlanması için yapılan diplomatik hamleler ve askeri operasyonlar, Türkiye'nin bölgedeki rolünü bir kez daha ön plana çıkarıyor.Son olarak, Türkiye'deki gençlerin geleceğe dair kaygıları giderek daha belirgin hale geliyor. Özellikle işsizlik oranlarının yüksek olması, gençlerin yurt dışına göç etme eğilimini artırıyor. Beyin göçü olarak adlandırılan bu süreç, Türkiye'nin gelecekteki gelişimi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir kayıp olarak da değerlendirilebilir.Türkiye'nin gündemi, tıpkı bir satranç tahtası gibi; hamleler dikkatli yapılmalı, stratejiler iyi düşünülmeli. Ancak, tüm bu karmaşıklık içinde toplumun moralini yüksek tutmak da bir o kadar önemli. Zira zor günler, ancak dayanışma ve umutla aşılabilir.