Tarih: 13.04.2020 10:20

"Sigara dumanı ve kirli hava KOAH etmesin"

Facebook Twitter Linked-in

Dr. Anwar Abujazar, Türkiye’de en sık ölüme neden olan 4’üncü hastalık KOAH’a karşı uyardı. Dr. Anwar Abujazar, "Ev içi ve dışı hava kirliliği, kronik bronşit, astım, ileri yaş ve genetik faktörleri KOAH için en önemli risk faktörleridir. Hastalığın ana belirtileri kronik öksürük, balgam çıkarması ve nefes darlığıdır. Hastalığın ileri evrelerinde akciğer damarlarında hipertansiyona neden olur ve kalp yetmezliği oluşmasının riskini arttırır." dedi.

Fındıkzade Medipol Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Anwar Abujazar, ölümcül kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Dr. Abujazar, sigara dumanı, zararlı gaz ve partiküller nedeniyle oluşan hava yollarının kronik iltihabı ile ilişkili gelişen KOAH’ın, kalıcı hava akımı kısıtlanması ile karakterize yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna işaret etti. Hastalığın alevlenmelerle seyredip, alevlenmelerin sıklığı arttıkça da ölüm riskinin yükseldiğini belirten Dr. Abujazar, "Eşlik eden ek kronik hastalık varlığında KOAH daha ciddi ve ilerleyici seyreder." dedi.

En çok öldüren 4’üncü hastalık
Dr. Abujazar, Türkiye nüfusunun ortalama yüzde 19.2’sinde KOAH bulunduğuna değinerek şöyle devam etti: "KOAH dünyada ve Türkiye’de en sık ölüme neden olan 4’üncü ve en sık sakat bırakan 13’üncü hastalıktır. KOAH çok sık görülmesine rağmen doktora geç başvurulduğu için hastaların ancak üçte biri KOAH tanısı alıyor ve uygun tedaviye başlıyor. Dolayısıyla halkın bilinçlendirilmesi KOAH hastalığının erken tanısı ve tedavisinde önemli katkı sağlar."

En çok sigara içen erkekler risk altında
Hastalığın en önemli risk faktörleri arasında sigara dumanı olduğuna dikkati çeken Dr. Abujazar, şu bilgileri paylaştı: "Ev içi ve dışı hava kirliliği, kronik bronşit, astım, ileri yaş ve genetik faktörleri KOAH için en önemli risk faktörleridir. Hastalık erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Hastalığın ileri evrelerinde akciğer damarlarında hipertansiyona neden olur ve kalp yetmezliği oluşmasının riskini arttırır. Hastalığın ana belirtileri kronik öksürük, balgam çıkarması ve nefes darlığıdır. Bazı hastalarda hastalığın erken evrelerinde belirti az olması nedeniyle hastalık önemsenmez ve dolaysıyla tanı ve tedavi gecikir. Hastalığın muayene bulguları genellikle erken evrede görülmez. En önemli muayene bulguları göğüs ön-arka çapında artma, yardımcı solunum kaslarının kullanılması, boyun venöz dolgunluğu, siyanoz ve oskültasyonda solunum seslerinin şiddetinde azalma, ekspiryumda uzama ve ronküsler, hışıltılı solunum ve raller duyulmasıdır."

"Sigaradan kaçının, spor yapın"
Dr. Abujazar, KOAH’ın sigara, hava kirliliği ve benzeri risk faktörlerinden uzak durularak önlenebileceğini belirterek şu değerlendirmede bulundu: "KOAH başladıktan sonra risk faktörlerinden uzaklaşmak, ilaçları düzenli kullanmak, periyodik doktor kontrollerini ihmal etmemek ve uygun günlük egzersiz yapmak hastalığın ilerlemesini önleyebilir. Tavsiye edilen günlük minimum fiziksel aktivite 10 bin adım ya da 30 dakika yürüyüştür. Ayrıca hastalar solunum yolu enfeksiyonlarına karşı rutin influenza virüsü ve pnömokok bakterisine karşı aşı yaptırmalı. Hastalığın alevlenmeleri çoğunlukla akciğer enfeksiyonları ve hava kirliliği nedeniyle ortaya çıkar. Etkin tedavi yapılmaması takdirde ise ciddi morbidite ve mortaliteye neden olur. Hastalığı ilerlemiş, ilaç tedavisi yetersiz kalan son evre hastalara evde oksijen veya basınçlı oksijen cihazı kullanımı, akciğere ve büllere yönelik cerrahi müdahale, akciğer nakli uygulanması açısından değerlendirilmeli. Nefes darlığı ve öksürük şikayetleri olması KOAH dışındaki ayırıcı tanıda pnömoni, pulmoner emboli, pnömotoraks, plevral efüzyon, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalıkları, kalp aritmileri, solunum depresyonu yapan ilaç ve uyuşturucu maddelerin kullanımı ve göğüs duvarı kas hastalıkları akla getirilmesi gerekmektedir."

Son olarak Dr. Abujazar KOAH ile ilgili gerçekleri şöyle özetledi: "KOAH ciddi, ilerleyici, önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hastalığın erken teşhis edilmesi çok önemlidir, ayrıca tedaviye ve takibe erken başlanması durumunda hayati tehlikeyi oluşturan ciddi komplikasyonlar ve alevlenmeler önlenebilmektedir. Hastalığın uygun yöntemlerle tanısı konulduktan sonra gerekli önlemler ve ilaçlı tedaviye uyulmalı ve uygun periyodlarda düzenli doktor kontrolleri yapılmalıdır."



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...