Tarih: 21.07.2020 12:55
Prof. Dr. Öztek: “Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır”
Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı emekli Prof. Dr. Kd. Albay İbrahim Öztek, 1963-1964 yıllarında meydanların “Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır”, “Kıbrıs bizim canımız feda olsun kanımız” sloganları ile inlediğini söyleyerek, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46. yıldönümünü kutladı.
Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı emekli Prof. Dr. Kd. Albay İbrahim Öztek, Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümünde açıklamada bulundu. "1963, 1964 yıllarında üniversite öğrencisi iken yüz binlerce öğrenci, Beyazıt meydanından Taksim meydanına “Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır”, “Kıbrıs bizim canımız feda olsun kanımız” sloganları ile yeri göğü inletiyorduk. Sonra 1964 olayları ile başlayıp, zaman zaman yaşanan dehşet, bu günlere ulaştı. Kıbrıs’ta çok daha başarılı olabilirdik" diyen Öztek, şöyle devam etti:
"Bugün Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46. yılı kutlu olsun. Bu onurlu günü Kadıköy iskele meydanında Atatürk anıtı önünde Emekli subaylar ve gaziler olarak mütevazi bir şekilde kutladık. Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasını takiben Kıbrıs Gazileri Em. Koramiral Işık Biren ve Em. Tümgeneral Cumhur Evcil anıta TESUD’un çelengini koydular. Geçmişte Batı Trakya’da, Girit’te ve Anadolu’da Türke katliama doymayan Rumlar, 1960 lı yıllardan sonra aynı katliamları Kıbrıslı soydaşlarımıza da uyguladılar. Türke yaşam hakkı tanımadılar. Adanın her yerinde Türk’ün malına, canına, ırzına tecavüz ettiler. Kıbrıslı papaz Makarios, Eoka lideri Grivas ve daha sonra da Samson isimli caniler tüm cinayetlerine son olarak Atlılar, Muratlı ve Sandallar köylerinde günahsız soydaşlarımızı birkaç günlük bebekten, 94 yaşındaki dedeye kadar acımadan katlettiler. İşte bundan 46 yıl önce 20 Temmuz 1974 günü Türk ordusu bu nedenle Kıbrıs’a çıktı. Yoksa Rumlar, Kıbrıs’ta Türk bırakmayacaktı. Bugün Kıbrıslı Türkler orada hayat buluyorsa, 46 yıldır bir silah atılmıyorsa, özgür ve insanca yaşıyorlarsa bunu Barış Harekatına borçludurlar. Herekat, tüm adaya barış getirmiştir. Harekat sınırlı yapılmıştır. İstense adanın tamamı Rumlardan temizlenirdi. Bugünse halen adada Türk’ü yok saymaya çalışan Rumlar, Başta Avrupa Birliği olmak üzere batılı güçleri arkalarına almış, Kıbrıs’ın toprağı da denizi de bizim diyorlar. Böylece bir tarafta Kıbrıs adası çevresindeki zengin petro-gaz yatakları, bir tarafta da Ege denizindeki 18 adanın Yunanlılarca işgali başımızı daha pak çok ağrıtacaktır."
"Doğu Akdeniz’de petrol sondajları yapmamız ve Libya politikamız düşmanlarımıza geri adım attırmıştır"
Prof. Dr. Kd. Albay İbrahim Öztek, açıklamasına şöyle devam etti:
"Kıbrıs Rum yönetimi, tek başlarına batı destekli bir Kıbrıs Cumhuriyeti oluşturmuştur. Bu oluşumu kabul etmek mümkün değildir. Adada iki toplumlu, iki bölgeli eşit haklara sahip ortak bir devlet dışındaki hiçbir oluşumun geçerliliği olamayacaktır. Kıbrıs Türkü yok sayılamaz. Bu şekilde sınırlarını genişletme gayretinde olan Avrupa Birliğinin tutum ve davranışları ise hukukla bağdaşmamaktadır.
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz, BOP’nin en önemli ayağıdır. Bugün Suriye’nin kara bölgesinden çok, Suriye’nin deniz bölgesi yani Suriye’nin Münhasır (özel) ekonomik alanı çok daha önem kazanmıştır. Zira petrol rezervi açısından bölgenin çok zengin olduğu anlaşılmıştır. Türkiye PKK meselesi, Irak ve Suriye meseleleri ile meşgul edilirken, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi parsellediği Kıbrıs’ın güneyini dünyanın en büyük şirketlerine petro-gaz araştırma ruhsatı vermiş ve bu şirketlerin ülkelerini Türkiye ile karşı karşıya getirmiştir. Mısır, İsrail, Lübnan ve Kıbrıs Rum kesimi kendi aralarında anlaşarak, bölgede Türkiye’yi yok saymışlardır. Hatta çıkarılacak kritik enerji maddelerini ABD ve AB ortaklığı ile Kıbrıs’ın güneyinden Girit’e, oradan Yunanistan ve İtalya vasıtası ile Avrupa’ya pazarlama yollarını da belirlemişlerdir
Ege’de ve Akdeniz’de haklarımız uluslararası hukuk çerçevesinde aranmalıdır. Ege ve Akdeniz’de Münhasır/Özel ekonomik alanlarımız belirlenmeli ve AB ile BM.’e tasdik ettirilmelidir. Geç de olsa bugün Doğu Akdeniz’de petrol sondajları yapmamız ve Libya politikamız düşmanlarımıza geri adım attırmıştır. AB ve ABD destekli Yunan ve Rum oldubittilerine göz yumulmamalı, Türk adalarının derhal boşaltılması, 12 adanın ise silahtan arındırılması istenmelidir.
Kıbrıs’ı canları bilip kanlarını feda edenlerin başında Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş gibi tarihe geçmiş yiğit mücahitler, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) savaşçıları ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Mekanları muhakkak ki, cennettir. Allah bizlere de şehitlerimize layık olacak şekilde mücadele gücü versin."
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
...