Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Güneş, “Ülkemizde erişkinlerde 3 kişiden biri hipertansiyon hastası ve ne yazık ki hastaların yarısı hasta olduğunun farkında bile değil. Dolayısıyla uzun vadede sıkıntılara maruz kalacaklar. Hipertansiyon sinsi bir hastalık. Uzun vadede böbrek yetmezliği, kalp damar hastalıkları, inme gibi durumlarla da karşımıza gelebiliyorlar” dedi.
Hipertansiyonun toplumda her 3 yetişkinden birinde görüldüğü ifade edilirken uzmanlar hastalığa karşı uyarıyor. 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Güneş de hipertansiyonun sinsi bir hastalık olduğuna, hastaların çoğunluğunda herhangi bir belirti göstermediğine dikkat çekti. Prof. Dr. Güneş, kan basıncı ölçümü ve tansiyon takibinin önemini belirtirken vatandaşları beslenme alışkanlıkları noktasında uyardı.
“Ne yazık ki bu hastaların yarısı hastalığının farkında bile değil"
Hipertansiyon hastalarının önemli bir kısmının hastalığından haberdar olmadığına dikkat çeken Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Güneş, “Ülkemizde erişkin yaş grubunda 3 kişiden biri hipertansiyon hastası ve ne yazık ki bu hipertansiyon hastalarının yaklaşık yarısı hipertansiyon hastası olduğunun farkında bile değil. Dolayısıyla hipertansiyondan kaynaklanan uzun vadede sıkıntılara maruz kalacaklar. Hipertansiyon sinsi bir hastalık, hastaların çoğunda aslında baş ağrısı belki söz konusu olabilir ama çoğunda hiçbir şikayet olmuyor. Uzun vadede böbrek, kalp yetmezliği, kalp damar hastalıkları, inme gibi durumlarla da karşımıza gelebiliyorlar. Bugünkü sloganımız ‘Ölçmezseniz bilemezsiniz’. Hastalarımız, ’başım ağrıdığı için tansiyonum yükseldi’ şeklinde karıştırabiliyorlar. Tansiyonu sürekli ölçtüğümüzde en azından bir hafta düzenli takip ettiğimizde, tansiyon sürekli yüksek ise hipertansiyon tanısını koyuyoruz. Toplum sağlığı açısından bu kadar yaygın olan bir hastalığın önlenmesi çok önemli” şeklinde konuştu.
“Tavsiye edilenin 3 katından daha fazla tuz tüketiyoruz"
Hipertansiyona karşı insanların beslenme ve yaşam tarzlarını değiştirmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Güneş, şöyle konuştu: "Özellikle tuzun azaltılması çok önemli. Ülkemizde bir çalışmaya göre 18 gram ortalama günlük tuz tüketimi söz konusu. Bu tavsiye edilenin neredeyse 3 katından daha fazla. Dolayısıyla ekstra tuz katmayı bir kenara bırakmamız lazım. Tuz oranı yüksek olan ürünlerden de uzak durmamız lazım. Günümüz koşullarında abur, cubur dediğimiz tuz oranı çok yüksek olan hazır yiyecekler çok fazla. Onları hep azaltmamız lazım. Düzenli egzersiz yapmamız gerekiyor. Hafif tempolu günde en azından bir yarım saat kadar, hiç olmazsa haftanın beş günü egzersiz yapmak, yürümek, yüzmek, bisiklet kullanmak tavsiye edeceğimiz egzersizlerden. Diğer bir konuda kilo verilmesi. Yaşla beraber hipertansiyon sıklığı artıyor, 50 yaşın üzerine çıktığı zaman yüzde elli, 70’li yaşlarda üç kişiden ikisine doğru çıkmakta ama 30 yaşın altında da yüzde on civarında kan basıncı yüksek olan bir bireyimiz var. Kan basıncımızı arada bir ölçtürelim, ölçtürmezsek bilemeyiz. Yaşam tarzımıza dikkat edelim”