Tarih: 22.04.2021 13:51

"Miyomlar yaşam kalitenizi düşürmesin"

Facebook Twitter Linked-in

Miyomların 30-40 yaş arası kadınlar da daha sık görülebildiğini söyleyen Op. Dr. Aylin Akıncı, "Ancak gerekli önlemler alındığında kadınlar günlük yaşamlarına korkusuzca devam edebiliyor. Özellikle 35 yaş üzerindeki bütün kadınların miyomlar ve rahim kanseri açısından dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor" dedi.

Medicana Çamlıca Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aylin Akıncı, miyomlar hakkında açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Akıncı, “Miyomlara ergenlik ve genç erişkinlik döneminde nadiren rastlasak da, 30-40 yaş arası kadınlar da daha sık görülebiliyor. Ancak gerekli önlemler alındığında kadınlar günlük yaşamlarına korkusuzca devam edebiliyor. Özellikle 35 yaş üzerindeki bütün kadınların miyomlar ve rahim kanseri açısından dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Op. Dr. Aylin Akıncı, günümüzde en sık rastlanan kadın hastalıklarından birinin miyom olduğunu belirterek, "Rahmin kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu tümörlerdir. Ergenlik ve genç erişkinlik döneminde nadiren; 30 ila 40 yaş arasındaki kadınlarda daha çok görülüyor. Çoğunluğu hiç belirti vermemekle birlikte, belirtiler değişkin olabilmektedir. Miyomlar, rahmin tek düz kas hücrelerinde oluşmaya başlarlar ve bağ dokusu elemanlarını da içine alarak büyümeye devam ederler. Rahimdeki yerleşim yerlerine göre değişik isimler alabilirler. Miyom birçok klinik tabloda karşımıza çıkabilir. Genellikle pelvik kitle veya gebelikte görülürse ayına göre büyük rahim olarak değerlendirilebilir. Bazı durumlarda yumurtalık tümörlerinden ayırt edilemeyebilir. Miyomun diğer önemli bulgusu anormal kanamadır" şeklinde konuştu.

Op. Dr. Akıncı, konuya ilişkin sık sorulan soruları şu şekilde değerlendirdi:
"Miyom belirtileri nelerdir? Miyomların büyük bir kısmı hastalarda herhangi bir belirti göstermeyebilir. Adet dönemi dışında ana kanamalar şeklinde olabildiği gibi adet kanamasının miktarında artış biçiminde de olabilmektedir. Diğer bir bulgu pelvik ağrıdır. Büyüyen rahmin mesaneye baskı yapması, sık idrara çıkma şeklinde de belirti verebilmektedir. Ayrıca, adet sancısı ve kramplarda artış, kansızlık, bağırsak hareketlerinde zorluk, kabızlık, miyom basısına bağlı olarak görülen; karın içi basınç ve ağrı hissi gibi bulgular belirtileri arasında sayılabilir. Rahmin adette dökülen endometrium dediğimiz tabakalarının altına yerleşen miyomlar kısırlık problemine de sebep olabilir.

Miyomlar ne gibi komplikasyonlara sebep olabilir? Miyomların neden olacağı en büyük komplikasyonlardan biri rahmin içindeki kitle gibi davranışlar sergileyerek gebeliğe engel olmalarıdır. Gebelerde miyomlar; karın ağrısı, doğum sonrası kanama ve erken doğum gibi komplikasyonlara yol açabilir. Plasentanın erken ayrılmasına neden olabilir. Anemi (kansızlık) en sık görülen bulgudur ve kanamanın şiddetine göre değişir. Bu tarz şikayetleri olanlar vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalıdır. Ne kadar erken hareket edilirse tedavi o kadar başarılı olur. Bu konuda kadınların her zaman bilinçli ve ilgili olmaları gerekir. Miyomun belirtileri göz ardı edilmemelidir.

Miyom şüphesinde tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir? Miyom tanısında en fazla kullanılan cihaz ultrasondur, bazen BT veya MR görüntülemeden de faydalanılabilir. Laparaskopik ve histereskopik teşhis ve bazen tedavi amaçlı kullanılan endoskopik yöntemdir. Özellikle 35 yaş üzerindeki bütün kadınlar rahim kanseri açısından dikkatli değerlendirme yaptırmalıdır. Düzenli muayenelerini aksatmamalılar.

Tedavi hastaya göre planlanır
Belirti vermeyen ve kitlesi küçük olan miyomlar için periyodik muayene ile takip etmek genellikle yeterlidir. Hasta eğer menopoza girmeye yakın yaşlarda ise tedavi yapmadan menopoza girmesi beklenebilir. Daha genç yaşlarda ise tedavi, hastanın çocuk isteyip istememesine göre değişir. Çocuk isteğini tamamlamış, yaşı 40 civarında iri miyomlu hastalar için histerektomi (rahim alınması) tedavisi uygulanabilir. Ailesinde yumurtalık ya da diğer genital kanserler bulunanlar için yumurtalıkları almak tartışmasız gereklidir. Ancak böyle bir şey söz konusu olmayıp yumurtalıklar fonksiyon görüyorsa ve yaşı da fazla ileri değilse yumurtalıklar bırakılabilir. Burada seçim hastanın durumuna göre yapılır. İlerde çocuk sahibi olmak isteyenlerde ise yaş 35 üstünde bile olsa myomektomi yani sadece miyomun çıkarılması tercih edilen cerrahi yöntem olmalıdır. Cerrahi yöntemler açık ve kapalı olarak uygulanabilmektedir. Özellikle çocuk sahibi olmayı planlayan hasta grubunda laparoskopik veya histereskopik myomektomi tercih edilmelidir. Gerekirse hormonal tedavi uygulanır. Myomektominin kan kaybı gibi birçok komplikasyonları olabilir. Miyomların medikal tedavisinde ise hormon desteklerinden yararlanılabilir. Uygun hastalarda cerrahi tercih edilmeden ilaç tedavisine başvurulabilir. İlaç tedavileri miyomları ortadan kaldırmaz ama miyomun neden olduğu aşırı kanamaların azaltılması ve miyomun küçültülmesi gibi faydalar sağlar. Ayrıca yine uygun olan kimi hastalarda, girişimsel radyolojik tekniklerle kasık damarından ilerletilen bir kateter ile miyomu besleyen damarlar kapatılarak miyomun büyümesi engellenebilir ve hatta küçülmesi sağlanabilir".



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...