Bir numaralı şüpheli olarak Fetullah Gülen’in yer aldığı iddianamede, operasyon öncesi örgütün yargı ve emniyet imamlarının ABD’ye giderek Fetullah Gülen ile görüştükleri yer alıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne yönelik ilk darbe girişimi olduğu tespit edilen 7 Şubat 2012’de gerçekleştirilen MİT kumpasına ilişkin yürütülen soruşturma 8 yıl sonra tamamlandı. Başsavcılıkça hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ile eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Kazım Aksoy’un da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yer aldı.
“MİT Müsteşarlığı PKK/KCK ile ilişkili gösterilmeye çalışıldı”
İddianamede, şüphelilerin o tarihte öncelikle MİT Müsteşarlığını PKK/KCK silahlı terör örgütü ile ilişkilendirmeye çalıştıkları, bu doğrultuda MİT haber elemanları veya muhbirlerine yönelik adli işlemlere giriştikleri, yine o tarihte sızdırılan kamuoyunda Oslo görüşmeleri olarak anılan ses kayıtları ile ilgili olarak Diyarbakır’da Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) binasında yapılan arama sonucu ele geçen hard disklerde bu ses kayıtlarını elde ettiklerini bahane ederek MİT Müsteşarlığını PKK/KCK ile ilişkili göstermeyi amaçladıkları kaydedildi. Bahsi geçen ses kayıtlarında bilirkişi incelemesinin yapıldığının belirtildiği iddianamede, hard disklerin özel olarak FETÖ/PDY örgütünün amaçlarına hizmet eder biçimde hazırlandığı ve şu aşamada tespit edilemeyen bir şekilde parti binasına yerleştirdikleri veya örgütün PKK/KCK içerisine sızdırdığı elemanları vasıtasıyla koydurduğunun tespit edildiği, hard disklerin temin edildikleri tarihten sonra bir müddet işlemsiz biçimde bekletildiği ifade edildi.
Örgütün imamları ABD’ye giderek Fetullah Gülen’den talimat aldı
İddianamede, örgütün emniyet ve yargı imamları olan firari şüpheliler Çetin Özgür ve İlyas Şahin’in 19-20 Ocak 2012’de FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ile bahsi geçen kumpas soruşturmasıyla ilgili olarak talimatları almak üzere birer gün arayla ABD’ye gittikleri vurgulandı. İddianamede, “önemli bir soruşturma evrakı ile ilgili olarak örgüt yöneticililerinin bizzat giderek talimat almaları yönteminin sonrasında 17/25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz darbe girişiminde de benzer biçimde uygulandığı, örgüt yöneticilerinin ülkeye dönmesinin hemen akabinde sorumlu yöneticiler aracılığıyla emniyet ve yargı birimlerine örgüt elebaşı Gülen’in talimatlarını doğrudan ilettikleri ve uzun süre işlemsiz biçimde bekletilen hard disklerin derhal incelemeye alındığı, çok sayıda doküman içerisindeki hard disklerin hızlıca incelenerek içerisindeki ses kayıtlarının döküm haline getirildiği” ifadeleri yer aldı.
Operasyon Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ameliyat tarihine denk getirildi
Örgütün MİT’e yönelik kumpası o tarihte başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ameliyat olacağı güne denk getirmek için hızlı bir şekilde adli işlemler yaptığı aktarılan iddianamede, “MİT yöneticilerinin, hükümetin ve Başbakan’ın terör örgütüne yardımla" suçlanmak istediği yer aldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın gözaltına alınması maksadıyla gayret gösterildiği anlatılan iddianamede, gözaltına alınmasıyla birlikte ’emri başbakandan aldığı’ algısıyla o zaman başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve hükümetin istifaya zorlanması ve hatta devrilmesinin planlandığı, bu kurgu ve kumpas soruşturmasının istihbarat görevlileri hakkında soruşturmaların izne bağlanması sistemine geçilmesi ve Başbakan’ın ameliyata geç girmesiyle bozulduğu ve önlendiği aktarıldı.
“Gezi Parkı olayları, 17-25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz gerçekleştirildi”
İddianamede, “Kumpas girişiminden sonra örgütün daha önce üstü kapalı şekilde yapmaya çalıştığı mücadeleyi aleni bir şekilde hükümete yönelik devam ettirdiği, şiddeti ve vahameti giderek artan biçimde Gezi Parkı olayları, 17-25 Aralık yargı darbesi, MİT tırlarının durdurulması ve 15 Temmuz darbe girişimi şeklinde eylemlerine devam ettiğinin tespit edildiği” yer aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 61’inci Hükümet mensupları ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın aralarında bulunduğu MİT çalışanlarının müşteki olarak yer aldığı iddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, örgütün sözde emniyet imamı Çetin Özgür ve sözde yargı imamı İlyas Şahin, eski emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 15 şüpheli hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "gizliliğin ihlali" ve "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçlarından birer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl ile 53 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi. İddianamede, diğer 16 sanığın da "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "gizliliğin ihlali" ve "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçlarından birer kez ağırlaştırılmış müebbet, 26,5 yıldan 45,5 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezalarına çarptırmaları istendi.
Savcılıkça hazırlanan 154 sayfalık iddianame, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianame kabul edildiği taktirde şüpheliler önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak