Tarih: 15.12.2021 09:12
“Mevcut sıkıntılar giderilmeden politik bir ‘emeklilik’ büyük sorunlara yol açar”
Emeklilikte Yaşa Takınlar (EYT) tarafından sık sık gündeme gelmesinin yanı sıra herkes tarafından sorun olarak görülen “emeklilik” ile ilgili İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Savaş Kutsal emeklilik sistemi ile alakalı sorunları ele alarak değerlendirmelerde bulundu. Kutsal, emeklilikle ilgili sorunların giderilmeden, geçmişte uygulanan süper emeklilik gibi anlık bir düzenlemenin büyük sorunlara ve açıklara sebep olacağını söyledi.
8 Eylül 1999’da yürürlüğe konan 4447 sayılı yasa ile emekli olmak için aranan sigortalılık süresi ve prim ödeme şartlarının yanında bir de yaş şartı getirildi. Bu anlamda emeklilikte yaşa takılan milyonlarca insan hükümetten kendileri için bir çözüm üretmesini bekliyor. Ayrıca birçok çalışan ve vatandaş ise yine aynı şekilde mevcut emeklilik yaşı ve sisteme dair sorunların giderilmesi için sürekli olarak emeklilikle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise son günlerde kamuoyuna yansıyan haberlere ilişkin bir düzeltme ihtiyacının oluştuğu belirtilerek, “Bakanlığımızın öncelikli gündeminde EYT ile ilgili bir çalışma bulunmamaktadır" ifadelerine yer verildi.
Emeklilik sisteminde yaşanan mevcut sorunlara dair Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Savaş Kutsal da anlık ya da geçici bir politika ile herhangi bir müdahalenin uzun vadede çok daha büyük sorunlar açabileceğinin altını çizdi.
“Süper emeklilik sonucu karadelik gibi kapanmayan bir açık oluştu”
Yaşanan sorunların da geçmişte uygulanan süper emeklilik uygulaması sonucu ortaya çıktığını vurgulayan Doç. Dr. Burcu Savaş Kutsal, “Aslında hukuki terimde ‘yaşlılık sigortası’ olarak adlandırılan bu sigorta dalı kotarılması en zor dallarımızdan biridir. Çünkü uzun vadede bir takım harcamaları bünyesinde barındırdığı için mali dengenin çok iyi gözetilmesi gerekiyor. Fakat geçmiş yıllarda popüler siyası eğilimler sonucunda süper emeklilik sistemleri uygulanarak herhangi bir hesaplamaya dayanmadan vatandaşların 5-6 yıl öncesinde emekli olmalarına imkân kılındı. Aslında ilk başta baktığımızda sosyal devlet ilkesi gereği devletimizin vatandaşa sağladığı bir avantaj gibi gözükse de günün sonunda sistemde çok büyük sorunlara yol açtı. Tabi ki de tek sebep bu değil. Yalnız herhangi bir hesaplamaya ve gerekçeye dayanmadan politik amaçlı dokunuşlar 1992 yılına kadar açık vermeyen kurumun, hatta devlete maddi anlamda aktarım bile sağlayabilen sosyal güvenlik kurumlarının 1992 yılından itibaren adeta karadelik gibi kapanmayan bir şekilde açık vermesine neden olundu. Bu politikalar sonucu oluşan açığı giderebilmek için emeklilik açısından daha sert ve katı uygulamaların, yüksek yaşların gündeme gelmesine neden oldu. Bu durum geçmişten gelen gereksiz müdahalelerin sonucu ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.
“Emeklilik yaşı ne çok erken ne çok geç olmalı yoksa ikisi de tehlikeli”
Hem kadın hem de erkeklerde emekli olma yaşı da aynı şekilde mevcut sistemde çok yüksek bir yaş olarak düşünülüyor. Çoğu kişinin bu nedenle ‘ben nasıl olsa emekliliğimi göremeyeceğim’ düşüncesi ile prim yatırmak istemeyeceğini de hatırlatan Kutsal, “Emeklilik yaşı konusunda ne kadar erken yaş belirlemek tehlikeliyse aynı zamanda yüksek bir yaşı belirlemek daha doğrusu ülke gerçeklerine uymayan yükseklikte bir yaşı belirlemek de o derece tehlikelidir. Bu, insanların tabiri caizse ölene kadar çalışmasına, hiç emeklilik aylığından istifade edememesine ya da çok kısa bir süre bu aylıktan faydalanabilmesine neden olur ki bu da insanların aslında ülkemizin kanayan bir yarası olan kayıt dışılığa sevk edecektir. Çünkü kimse prim ödemek istemeyecek. Yaş noktasında Avrupa geneline baktığımızda aslında 65 yaşın kabul gördüğünü görüyoruz. ILO’nun 102 sayılı sözleşmesinde de emeklilik yaşında öngörülen tavan yaş 65 yaş ama burada her ülkenin kendi demografik, sosyal, ekonomik, coğrafi koşullarına, o ülkede yaşayan insanların muhtemel ömür, hayat yaşlarına uygun bir yaşın belirlenmesi gerekiyor. İstihdam politikaları, aktüeryal denge de kurumlar açısından çok önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.
“Sorunlar çözülmeyecekse dokunmamak en iyisi olacaktır”
Son olarak da herkesin beklediği çözümlerin üzerinde iyi bir hesaplama yapmadan ilerlemenin mağduriyetler yaşatacağını ifade eden Kutsal, “Dolayısıyla burada yapılan düzenlemelere ya da yapılacak bir müdahale bunları gözeterek olmalı. Günü ve mağduriyeti anlık giderebilmek adına bir takım dokunuşlar yapılmasını savunabilsek de yine de bunun domino taşı etkisi oluşturacağını, orta ve uzun vadede yine mağduriyetlere ve içinden çıkılmayacak sonuçlara yol açacağını da göz önünde bulundurmak lazım. Zaten kurumun aktüeryal dengesinde, sistemde ve gidişatta sıkıntı var. Bunları gerçek anlamda mümkün olduğunca halletmeden, orta-uzun vadeli projeksiyonlarla bir takım saptamalarda bulunmadan, sadece anlık noktasal bir çözüm için dokunmamak daha doğru olacaktır. Dokunulacaksa da bunlar çözülerek, doğru tespitlerle, hesaplamalarla ve öngörülerle ilerlemek en doğrusu olacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
...