Tarih: 10.05.2020 10:01

’’Menopoz sonrası inme riskine dikkat’’

Facebook Twitter Linked-in

Dr. Öğr. Üyesi Berkan Kaplan, ’’55 yaştan sonraki her 10 yılda inme riski 2 kat artıyor. Ayrıca daha çok erkeklerde görülen inmenin, menopoz sonrası dönemde kadınlarda görülme sıklığında da artış var. Migren, uyku apnesive bazı enfeksiyonların inme ile muhtemel ilişkisi de bulunuyor’’ dedi.

Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Berkan Kaplan, 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü kapsamında halk arasında felç olarak da bilinen inmeye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Kaplan, dünyada her 6 saniyede 1 kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, ’’İnme, beyin ve omurilikten oluşan merkezi sinir sisteminde damarsal bir nedenle meydana gelen ani başlangıçlı bölgesel bir hasar ve buna bağlı olarak meydana gelen nörolojik bozukluklar olarak tanımlanır’’ dedi.

Beyinde etkilenen bölgeye göre bozulmaların meydana geldiğini ifade eden Dr. Kaplan, şöyle devam etti: ’’İnme, en sık damar tıkanıklığına bağlı olarak beyin dokusunun ihtiyacı olan oksijen ve besin maddelerinin temininde bozulmayla ilişkili ortaya çıkar. Aynı zamanda daha az sıklıkta beyin damarlarının yırtılarak beyin dokusu veya beyin zarlarının içine kanaması şeklinde de olabilir. Beyindeki her bölgenin vücudumuzun belli bölgesindeki işlevleri yönetme görevi olduğu için etkilenen bölgenin fonksiyonu ile ilişki bozulmalar ortaya çıkmaktadır’’.

’’15 dakikada bir kişi hayatını kaybediyor’’
Her yıl 17 milyon insanın inme geçirdiğine dikkati çeken Dr. Kaplan, ’’Dünya Sağlık Örgütü ve çeşitli çalışmalara baktığımız zaman dünya genelinde her yıl yaklaşık 17 milyon kişi inme geçirmekte ve bunların yaklaşık üçte 1’i hayatını bu sebepten dolayı kaybetmektedir. Bu da yılda yaklaşık 6 milyon kişinin bu sebepten vefat ettiğini, yani her 6 saniyede 1 kişinin bu sebepten dolayı hayatını kaybettiğini ve dünya çapında ortalama 6 kişiden birinin ömrünün bir döneminde inme geçirdiğini göstermektedir.Ülkemizde ise yaklaşık olarak her yıl 100 binden fazla kişi inme geçirmektedir. TÜİK verilerine göre 2018 yılında 36 binden fazla kişi inme nedeni ile hayatını kaybetmektedir. Yani Türkiye’de yaklaşık her 4 dakikada bir kişi inme geçirmekte ve her 15 dakikada bir kişi inme nedeni ile hayatını kaybetmektedir’’ şeklinde konuştu.

’’55 yaşından sonra risk artıyor’’
İnme ile ilgili değiştirilebilen ve değiştirilemeyen risk faktörlerinin bilindiğine değinen Dr. Kaplan “Yaş, cinsiyet, etnitisite, genetik ve aile öyküsü değiştirilemeyen risk faktörleridir. Bilindiği üzere inme için en önemli değiştirilemeyen risk faktörü yaştır. Yaşla beraber inme riskinde artış meydana gelir. 55 yaştan sonraki her 10 yılda inme riski 2 kat artıyor. Bununla beraber inme, erkek cinsiyette daha fazla görülmekle beraber menopoz sonrası dönemde kadınlarda görülme sıklığında artış olmaktadır” ifadelerini kullandı.

Migren inmeye neden olur mu?
Dr. Kaplan, hastalıklarla inme arasındaki ilişkiyi ise şu şekilde açıkladı: ’’İnme için bilinen en önemli risk faktörü hipertansiyondur. Hem kanama hem de damar tıkanıklığı ile ilişkisi kesindir. Diyabet, kolesterol yüksekliği (dislipidemi), sigara kullanımı, hareketsizlik, obezite ve kalpteki bazı ritim bozukluklarının inme ile kesin ilişkisi vardır. Migren, uyku apnesi, aşırı alkol kullanımı ve bazı enfeksiyonlarda ise muhtemel ilişki olmakla beraber diğer hastalıklardaki kadar net ilişki gösterilememiştir’’.

’’Konuşma ve görme bozukluğunu ciddiye alın’’
’’İnmenin en önemli özelliğinin ani başlangıçlı olmasıdır’’ diyen Dr. Kaplan, şu durumlarda acilen hastaneye gitmek gerektiğinin altını çizdi: ’’Ani başlangıçlı yüzde kayma, kol veya bacaklarda özellikle tek taraflı olan güçsüzlük, konuşma bozuklukları, ani gelişen denge bozuklukları ve özellikle görme alanının bir tarafının etkilendiği görme bozuklukları olduğunda inmeden şüphe edilmeli. İnme şüphesi olması durumunda hiç zaman kaybetmeden hastaneye başvurmak gerekmektedir. Belirtilerin, geçici olabileceğini düşünerek hastaneye başvurmanın gecikmesi tedavi için çok kıymetli olan zamanın harcanması anlamına gelmektedir. Bahsedilen belirtilerin kısa süreli olup geçmesi de bizim bu konuda rahatlamamıza neden olmamalıdır. Bir inme atağı öncesinde kısa süreli belirtilerin olup geçmesi, gelecek olan inme atağının habercisi olduğundan bu dönemde yapılan müdahaleler inmenin meydana gelmesini engelleyebilmekte ve hatta hayat kurtarıcı olabilmektedir’’.

’’Fast-food yerine Akdeniz tipiyle beslenin’’
İnme tedavisi ve inmeden korunma yollarına hakkında bilgili veren Dr. Kaplan, ’’Özellikle damar tıkanıklığı olan inme tipinde ilk 4,5 saat içinde damar açıcı tedaviler ve ilk 6 saat içinde damardan pıhtının çıkartılması yöntemi ilerleyen dönemdeki engellilik ve ölümün önemli ölçüde önüne geçilmesini sağlar. Özellikle erken dönemde her dakikada milyonlarca hücrenin kaybedildiği düşünülürse inmeye erken müdahalenin ne kadar önemli olduğu ortadadır. Erken tedavi süresini geçen damar tıkanıklıklarında ve kanamalarda, hastalık süreçleri ile ilişkili çeşitli ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Eğer inme geçirildiyse tekrarlanmasını engellemek için öncelikle inme ile ilişkili ek hastalıklar tedavi edilmeli veya kontrol altına alınmalı. İnmeye yakalanmamak içinse sigara ve aşırı alkol kullanımı gibi zarar alışkanlıkların sonlandırılması, özellikle fast-food tipi aşırı yağlı ve karbonhidratlı beslenme yerine Akdeniz tarzı beslenme alışkanlıkları ve düzenli egzersiz yapılması büyük önem taşıyor’’ diye konuştu.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...