Tarih: 12.07.2021 09:47

Fazla pişen yemek ömrü kısaltıyor

Facebook Twitter Linked-in

İnsan ömrünün normalde 120 yıl kadar olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Hekimoğlu buna rağmen çevresel ve kalıtsal faktörlerin yanı sıra yemekleri uzun uzun pişirmenin de bir o kadar ömrü kısalttığını söyledi.
Bilimin gelişmesi ile birlikte insan ömrünün hastalıklar karşısında bir önceki nesillere oranla her ne kadar uzadığı söylense de hala daha ömrümüzü kısaltan birçok faktör söz konusu. Özellikle fizyolojik anlamda sayısız hastalıklara neden olanların başında ise yeme alışkanlığımız geliyor. Normal şartlarda insan ömrünün 120 yıl kadar olduğunu ifade eden Esenyurt Üniversitesi İç Hastalıkları Uzmanı ve öğretim üyesi Dr. Mehmet Hekimoğlu hayat tarzının ve kalıtsal faktörlerin yanı sıra beslenme alışkanlığımızın da ne kadar bir ömür süreceğimizi etkilediğini söyledi.
“Ne kadar çiğ tüketirsek o kadar sağlıklı”
Dr. Mehmet Hekimoğlu, gıdaların içeriğinde bulunan hem şekerin hem de proteinin ısıya maruz kalmasıyla glikotoksin miktarı olan AGE’leri arttırdığını bu yüzden de böbreklerimiz tarafından artık sindirilemeyecek boyuta geldiği noktada önce hücrelerin sonra da tüm fizyolojik sistemin bozulduğunu vurguladı. AGE miktarının artmasıyla vücudun daha da hızlı yaşlandığını söyleyen Dr. Hekimoğlu, “Yemeklerimizi ne kadar çiğ tüketirsek vücudumuza o kadar az AGE girer ve muhtemel hastalıkların önüne geçerek daha uzun yaşarız” dedi.
Hayvansal gıdalar, karbonhidratlı besinler ve hazır ürünler AGE miktarının en fazla olduğu ürünler. Anne sütündeki AGE oranının “0” olduğunu ve bu anlamda en ideal ve en sağlıklı besin olduğunu ifade eden Hekimoğlu sözlerine şöyle devam etti;
“Yemeklerimizi ne kadar fazla pişirirsek o kadar AGE miktarı artar ve hücreler bozulmaya başlıyor. Kanser hücrelerinden tutun da diğer bütün hastalıklara davetiye çıkaran sistem aslında bu sayede ortaya çıkıyor. Örneğin çiğ olarak alıp tüketeceğimiz etin glikotoksin miktarı 100 gramda 500 mg diyelim. Etin içeriğindeki şeker ve proteini belli bir ısıya maruz bıraktığımızda hem tat olarak şekerleniyor hem de renk olarak o pembe et kahverengi hale dönüşüyor. Oradaki renk değişimi ve tadın artması AGE’lerin artmasına neden oluyor. Yani insan sağlığı için çok sağlıksız ve zararlı. AGE miktarının artmış olması insan ömrünü kısaltıyor. İşin içinde şeker, diyabet hastalığı olunca, bu sefer bu sağlıksız durum katlanarak artıyor.”
“Aynı şekilde size göre yumurtalı bir kahvaltı çok sağlıklı gelebilir. Fakat yumurtayı haftada ne kadar yediğin ve kaç dakika pişirdiğin de bir o kadar önemlidir. Yani pişirme, birinci derecede önemli bir faktördür.”

Yemeklere limon sıkmak AGE oranını düşürüyor
AGE miktarını minimum seviyede tutmak için yemeklerin direk ateşe maruz bırakmadan (mangal vs) ve mümkün mertebe çok az pişirilmesi gerektiğini de aktaran Hekimoğlu, “Genellikle taze besinleri zamanında tüketmeliyiz. Gıdaların birazcık çiğ kalması çok daha sağlıklıdır. Besinleri hazırlarken mutlaka limondan ve sirkeden faydalanmalıyız. Özellikle yemeklerin üzerine limon sıkmak AGE oranını düşürür” dedi.
“Diyabetle birlikte AGE miktarı katlanarak artıyor ve daha hızlı yaşlanıyoruz”
Glikotoksin yani AGE’lerin vücudumuzda fazla olmasıyla ne gibi sağlık sorunların yaşanabileceğini de anlatan Hekimoğlu, diyabet hastalarında dikkat edilmemesi durumunda yaşlanmanın daha da hızlandığını hatırlattı. Hekimoğlu, “Normalde AGE’lerin yüzde 90’ı böbreklerle atılıyor. Geri kalan yüzde 10’un üçte biri vücutta birikiyor. Fakat sen vücuduna iyi bakmayıp AGE miktarını çok daha fazla arttıran beslenme alışkanlığına devam ettiğin zaman vücudun yorulmaya başlıyor. Önce böbrek fonksiyonları bozuluyor, diyabet de olduğumuz zaman tüm sistemlerimiz zarar görüyor. Aynı bir domino taşı gibi tüm vücut tek tek zarar görmeye başlıyor. Hatta böbrek de belli bir zaman geçtikten sonra bırakın o AGE’leri dışarı atmayı kendi AGE üretmeye başlıyor. O yüzden tüm sağlığımız elden gitmeden kesinlikle beslenme alışkanlığımızı değiştirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Yılda 2 kilo yerine 72 kilo şeker tüketiyoruz
Son olarak AGE miktarının en önemli unsurlarından bir diğeri olan ve toplum olarak çok fazla tükettiğimiz şekere de çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Hekimoğlu, “Yapılan bir araştırmaya göre normalde bir insanın bir yılda tüketmesi gereken şeker miktarı 2 kilo fakat Türk toplumu olarak bu tüketilen şeker miktarı kişi başı yılda 72 kilo. Rafine şekerden bağımsız olarak zaten yediğimiz hemen hemen her şeyde şeker var fakat üstüne biz de çok şekerli yemekler tüketen bir toplumuz. AGE miktarını arttıran ve sağlıklı hücrelere engel olan şekeri de aynı şekilde en minimum seviyeye indirmeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...