Esenyurt Belediyesi 30 Ağustos Zafer Bayramını, “Büyük Zafer 100 Yaşında” isimli söyleyişle kutladı. Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt ve çeşitli yazarların konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte milli mücadele günleri anlatılırken, sanatçı Cihan Yıldız da konuşmaların ardından sahne aldı.
Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlanmasının 100’üncü yılında Esenyurt Belediyesi, “Büyük Zafer 100 Yaşında” isimli söyleyişle milli mücadele dönemin andı. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda gerçekleşen etkinlikte vatandaşlar tarafından yoğun bir katılım yaşanırken, söyleşiye başta Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt olmak üzere, Yazar Yaşar Selman, Prof. Dr. Emre Kongar, Yazar Barış İnce ve sanatçı Cihan Yıldız katıldı. Milli mücadele dönemi, Kurtuluş savaşı ve Osmanlı Devleti hakkında konuşan katılımcılar, vatandaşlara dönemin koşullarını anlattı. Konuşmaların ardından sahneye çıkan sanatçı Cihan Yıldız ise yine o döneme ait şarkılarla vatandaşlara konser verdi.
“Şunu bilmemiz lazım, Biz neyi kutluyoruz”
Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, “Şunu bilmemiz lazım, biz neyi kutluyoruz. Kutladığımız zafer durup dururken, kendiliğinden mi oldu yoksa bu bir sürecin sonucu mudur? Bu sürecin sonunda çıkan sonucu da anlamamız lazım” diyerek milli mücadelenin bilinmesinin ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı. Konuşmasının devamında, “Birbirimizi kimliğimize, inancımıza, tercihlerimize ve cinsiyetimize göre ayrıştırdık. Nerede olduğumuzu, niye olduğumuzu, nereye gittiğimizi tartışmadan, konuşmadan ilerliyoruz. Bir insan nereden geldiğini bilmiyorsa ve önünde bir hedefi yoksa o zaman yolunu ve yörüngesini şaşırır. Dolayısıyla nereye gittiğini bilmeyen insanların karmaşık hareketleri içerisinde, kaotik bir ortamda yaşamış oluruz” diyerek günümüz hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
“Benim edindiğim rehber de bu”
Savaş sonrasında Atatürk’ün hedeflerine değinen Bozkurt, “Savaşı kazandıktan sonra Atatürk’ün dediği ilk şey çok önemli. Atatürk, ‘Asıl savaşımız şimdi başlıyor’ dedi. Yani bu askeri savaş kazanılmıştır, bizim savaşımız yeni başlıyor demektir. Çünkü neden; batmış bir ülke, her açıdan paramparça durumda bir ülke. Sosyolojik açıdan, ekonomik olarak, siyasi olarak. Dünya bu süreçte çok değişken ve devletinde bu süreçte kendi yerini bulması lazım. Bu yüzden Atatürk’ün tavsiye ettiği şey bilime, sanata, felsefeye ve özellikle eğitime yüzümüzü dönmemizdi. Bunun da ülke içerisindeki birliğin sağlanmadan olmayacağını onlarca konuşmasında söyledi, bulabiliriz. Benim edindiğim rehber de bu. Bir kere şunu söylemeliyim ki dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Dünyanın lider coğrafyasında yaşıyoruz. Bizim burada elde edeceğimiz sonuç sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki vatandaşları etkileyecek değildir. Dünyanın birçok coğrafyasında yüzünü bize dönmüş sorunlar yaşayan devlet var, onları da etkileyecektir. Bizim burada elde ettiğimiz sonuçtan onlarda kendilerine bir hedef belirleyeceklerdir” dedi.