Tarih: 20.05.2020 16:05

“Duygusal açlık krizlerine dikkat”

Facebook Twitter Linked-in

Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Diyetisten Eda Kandeğer, Covid-19 salgınında evde daha fazla zaman geçirmenin olumsuzluklarından birinin de duygusal açlık krizleri olduğuna dikkat çekerek, "Bu krizlerde yiyerek rahatlama hissetmek, anlık mutluluğa ve tatmin duygusuna teslim olmak bir çözüm değildir. Bağışıklığı güçlü tutmanın en temel taşı doğru, düzenli ve kaliteli beslenmektir. Ayrıca iştahınızı kapatmak yerine iştahınızı iyileştirebilirsiniz" dedi.
Can sıkıntısı, stres, yalnızlık, öfke gibi sebeplerden dolayı midemiz dolu olsa bile nedensiz açlık hissetmek ve aşırı yemek yeme durumunun duygusal açlık olabileceğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı, Diyetisyen Eda Kandeğer, “Duygusal açlıkta aslında fiziksel bir açlık söz konusu değildir. Stres, üzüntü gibi durumların tetiklediği olumsuz duyguların bir sonucudur. İçinde bulunduğumuz Covid-19 salgınında yaşanan duygu karmaşaları, endişe, stres, evden fazla vakit geçirmenin oluşturduğu öğün düzensizliği birçok kişide duygusal açlık krizlerine neden olmuş olabilir.” dedi.
"Kişi kendini boşlukta hissettiği zaman çılgınlar gibi yemek yiyebilir"
Diyetisyen Eda Kandeğer duygusal açlığın; bir anda gelen yeme isteği, belirli gıdalara karşı aşırı düşkünlük, tok olduğu halde sürekli yeme isteği, anında doymak istemek gibi belirtileri olabileceğini söyledi. Kandeğer, "Bu durum tamamen olumsuz duygulardan kaynaklıdır ve sonrasında suçluluk oluşturabilir. Kişi kendini boşlukta hissettiği veya olumsuz duygular hissettiği zaman çılgınlar gibi yemek yiyebilir. Özellikle de karbonhidratlı besinleri tercih eder. Bunlar genellikle fast food, çikolata gibi glikoz içeren besinler olur. Çünkü glikoz, beynimizin besinidir. Glikozlu yiyecekler tükettiğimiz zaman vücudumuz insülin hormonu salgılar ve beyin de böylece dış uyaranlara karşı o kadar iyi odaklanır. Böylece kişi içinde bulunduğu olumsuz duygulardan dışarıya odaklanarak uzaklaşmayı seçer. Bu anlık bir aldatma ve hissedilen duyguları çözmek yerine geçici aldatmaca oluşturan beslenme düzeni bozulduğu için aşırı hızlı kilo alma, alınan kiloları geri vermeme gibi sonuçlar oluşturur" ifadelerini kullandı.
Duygusal açlığın işaretleri hakkında da bilgi veren Kandeğer sözlerine şöyle devam etti: "Duygusal açlık yaşadığımızın işaretlerini aslında kendimizde fark edebiliriz. Duygusal açlık, kişinin çevresindekiler yemek yerken, açlık hissetmese bile onlarla yemek yemesi, boşluk hissettiğinde yapacak ya da oyalanacak bir şey olmadığında yemek yemesi, sık sık televizyon karşında yemek yemesi, kendini avutmak için yemek yemesi, gece uykudan uyanıp abur cubur yemesi, aceleci yemesi ve ne yediğini fark etmemesi gibi tepkilerle kendisini gösterir. Peki böyle durumlarda neler yapılmalıdır? Aslında olumsuz duygulara dayalı yeme isteğinde duygularla başa çıkmak için yeme isteğini ortadan kaldırmak için odağımızı başka yöne çevirip, anlık gelen bu ataklarla başa çıkabiliriz".
Yaklaşan yaz günleri öncesi evde uzun zaman hareketsiz kalanların, düzensiz beslenenlerin ve kilo vermek isteyenlerin sayısının hızla artığına dikkat çeken Kandeğer, "Sağlıklı kilo vermek için neler yapılabilir? Yaz mevsimi geldiğinde çoğu kişi psikolojik olarak kışın alınan kiloları verme telaşına düşüp internetten buldukları eşe dosta verilen diyetleri uygulamaya başlar. Bu diyetlerin toplam kalorileri bazal metabolizmanın çok altında olup protein ve diğer besin öğeleri açısından yetersizdir. Kişide su ve kas kaybı olacağı için gözlenen kilo kaybı kişiyi yanıltabilir. Şok diyetler hem bağışıklığı düşürür hem de metabolizmayı yavaşlatır. Eski beslenme düzenine dönüldüğünde ise verilen kilolar fazlasıyla geri alınır. Bu nedenle kişi kendi vücut yapısına, yaşına, cinsiyetine göre beslenme uzmanı kontrolünde tahlillerine varsa kronik hastalıklarına uygun hazırlanan diyet programını uygulamalıdır. Amaç her zaman kısa sürede kilo kaybı değil, sağlıklı beslenmeyi yaşam şekli haline getirmektir. Bu sebeple kilo vermek isteyenlerin öncelikle uzman bir diyetisyene başvurarak kendisine uygun beslenme programı edinmesi gerekir" diye konuştu.
Kandeğer, bu süreçte yapılması gerekenleri şöyle listeledi:
"Beslenme günlüğü tutmak ile başlayabiliriz. Bu günlük bize hangi zamanlarda hangi duyguların, duygusal açlık atağı yaşattığını keşfetmemiz ve bunu yönetmemiz çok daha kolay olacaktır.
Fiziksel olarak aç olmadığınız halde açlık atakları hissettiğiniz zaman, yağlı, şekerli karbonhidratlar yerine, meyve, yoğurt gibi sağlıklı atıştırmalıklar ve örneğin marul, maydanoz gibi hacim olarak büyük kalori olarak düşük yiyecekler tercih edilmelidir.
Kesinlikle temel öğünler atlanmamalıdır. Acıktığımda yerim yerine, ana ve ara öğünleri planlı bir şekilde takip etmeliyim düşüncesi ile hareket etmelidir.
Eğer ki canınız çok yemek yemek istiyorsa küçük ve kontrollü porsiyonlar halinde atıştırmalık tarzı bir şeyler yemek doğru olacaktır. Çünkü kendinizi baskılamak stres ve öfkeyi arttırabilir. Bu atak durumlarında serotonin seviyesine pozitif katkı sağlayan muz, çilek, hindistan cevizi gibi besinler tüketmeye özen göstermelisiniz.
Atak şeklinde gelen yeme krizleri başladığında kendinize kısa bir süre tanımalısınız. Örneğin fast food yemek istediyseniz, 15 dakika sonra yiyeceğim diyerek kendimize zaman kazandırmalıyız. Bu zaman dilimde bir bardak su içmek, bulunduğumuz ortamı değiştirmek (oda değiştirmek, balkona çıkmak, mutfaktan uzaklaşmak gibi) yeme atağını hafifletecek hatta yok edecektir.
Gece geç saatlerde gele yeme atakları için meyve, yoğurt, kuru yemiş gibi atıştırmalıkların yanı sıra rezene, papatya gibi sakinleştirici çaylar da faydalı olacaktır. İçine bir çubuk tarçın da tatlıya duyulan isteği kıracaktır.
Pilates, yoga, esneme gibi egzersizler de atakların azalması, negatif duyguların yönetilmesi açısından faydalı olacaktır.
Alışveriş listesi yaparken sağlıklı besinlere ağırlık vermek bu süreçte oldukça destekleyici olacaktır."



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...