Tarih: 24.05.2021 15:01

"Doğru beslenme, tiroid hastalıklarını iyileştirmeye yardımcı oluyor"

Facebook Twitter Linked-in

Bazı yiyecekleri tüketmek veya kaçınmak hipotiroidi olan kişilerde tiroid fonksiyonunu tamamen iyileştireceğine dair kesin kanıt olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydın, "Ancak bazı diyet değişiklikleri tiroid hormonunun gerektiği gibi çalışmasına yardımcı oluyor" dedi.

Medicana Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydın, hipotiroidi için en iyi beslenme şeklini, hangi yiyeceklerin tüketilebileceğini ve hangi besinlerden kaçınılması gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydın, "Bazı yiyecekleri tüketmek veya kaçınmak hipotiroidi olan kişilerde tiroid fonksiyonunu tamamen iyileştireceğine dair kesin kanıt olmadığını ancak bazı diyet değişiklikleri tiroid hormonunun gerektiği gibi çalışmasına yardımcı oluyor" ifadelerini kullandı.

"Deniz tuzunda iyot bulunmaz"
Uzm. Dr. Semiha Kaplan Ayaydın, "Tiroid hormonu üretimi için, dolaşımda diyet yoluyla veya takviyelerle alınan yeterli seviyelerde iyodür gerekir. Yetersiz iyot, bir kişiyi hipotiroidizm geliştirme veya kötüleştirme riski altına sokar. Ulusal Akademiler Tıp Enstitüsü, yetişkinlerin günde 150 g iyot almasını tavsiye ederken, hamile ve emziren kadınlara daha yüksek miktarlar tavsiye edilir (sırasıyla 220 mg/gün ve 290 mg/gün). Yaygın diyet iyot kaynakları arasında iyotlu tuz, deniz ürünleri (deniz yosunu ve balık dahil) ve bazı ekmekler ve tahıllar bulunur. Deniz tuzunun ismine rağmen doğal olarak iyot içermediğine dikkat etmek önemlidir. İyot seviyeleri bir kişinin idrarında veya kanında ölçülebilmesine rağmen seviyeler yalnızca son birkaç günde ki iyot içeriğini yansıtacağı için pek bir faydası yoktur. Çok fazla iyot almak, fazla iyot (iyot kaynaklı hipotiroidizm) veya aşırı tiroid hormonu (iyot kaynaklı hipertiroidizm) sonucu tiroidin fonksiyonun bozulmasına neden olur. Bu nedenle, Amerikan Tiroid Derneği günlük doz başına, 500 mg iyot içeren takviyelerden kaçınılmasını önermektedir" dedi.

"Yeterli miktarda soya tüketilmeli"
Genel olarak lahana, brokoli ve karnabahar gibi guatrojen olarak adlandırılan besinlerin tiroid hormonu üretimini azaltacağı için tüketiminden kaçınılması gerektiğini ifade eden Dr. Ayaydın, "Daha yakın tarihli klinik çalışmalar, bu sağlıklı yiyecekleri yemeyi tamamen bırakmaya kesinlikle gerek olmadığını doğrulamaktadır. Soya ürünleri, östrojen benzeri etkileri nedeniyle diyetle soya alımının hipotiroidizm riskini artırabileceği öne sürülmüştür. Yetişkin hastalarımıza makul, normal miktarda soya tüketiminin genellikle güvenli olduğunu tavsiye ederiz. Hipotiroidizmli bir hasta tiroid hormon ilaçları ile tedavi ediliyorsa soyadan tamamen kaçınmak için hiçbir neden yoktur. Selenyum, tiroid hormonu metabolizması için önemli bir mikro besindir. ABD’de erkeklerde ve hamile olmayan, emzirmeyen kadınlarda selenyum için önerilen günlük selenyum miktarı 55 mg’dır. Selenyumun zengin diyet kaynakları deniz ürünleri ve sakatat etleridir. ABD diyetindeki tipik kaynaklar ekmekler, tahıllar, et, kümes hayvanları, balık ve yumurtadır. Bazı çalışmalar, otoimmün tiroid hastalığında selenyum takviyesinin yararlı olabileceğini öne sürüyor. Çünkü düşük seviyeler, guatr ve tiroid nodülleri için artan risklerle ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, selenyum almanın tiroid fonksiyonuyla olan ilişkisi belirsizliğini korumaktadır" diye konuştu.

Dr. Ayaydın, sözlerini şöyle tamamladı: "Tiroid hormonu sentezinde daha önce önemli yere sahip olduğu söylenen çinko, bakır, magnezyum, florür, glütensiz beslenmenin tiroid hastalığı olan veya olmayan hastaların sağlığında bir rol oynayıp oynamadığına dair hiçbir veri yoktur. Sızdıran bağırsak sendromunun, şekersiz bir diyetin veya probiyotik kullanımının tiroidi etkileyip etkilemediğine dair kesin bir veri de yoktur. Hashimoto tiroiditi olan ve olmayan hastalar arasındaki gıda tüketim alışkanlıklarındaki farklılıkları araştıran yeni bir çalışma, Hashimoto tiroiditi olan hastaların daha fazla hayvansal yağ ve işlenmiş et yemeye eğilimli olduğunu, buna karşın bu rahatsızlığı olmayanların daha fazla kırmızı et, tam tahıl ve bitki yemeye eğilimli olduğunu buldu. Kahve hipotiroidizm tedavisi gören kişilerde oral emilimi azaltmaktadır. Çeşitli tiroid hastalıkları için önleyici veya tedavi edici bir ajan olarak D vitamininin potansiyel faydası belirsizliğini korumaktadır".



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
... ...