Tarih: 23.05.2020 16:32
"Bayram tatlılarını bal ile hafifletin"
Katkısız balın şeker ihtiyacını en doğal şekilde karşıladığını dile getiren Etabal Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, balın hamur ve süt tatlılarında gönül rahatlığıyla kullanılabileceğini belirtti.
Bayramda bolca tüketilen şerbetli tatlılar ve şekerli ürünler birçok sağlık sorununu da beraberinde getirdiği belirtiliyor. Gereğinden fazla şekerli tatlı tüketilmesi başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere diyabet gibi birçok sağlık problemine zemin hazırlayabiliyor. Etabal Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, Türk kültüründe ve mutfağında önemli yeri olan bayram tatlılarını basit değişiklerle hafifletmek mümkün olduğunu açıkladı.
Hamur ve süt tatlılarında bal kullanma önerileri
Hamur tatlılarının 3 beyaz olarak bilinen beyaz un, rafine şeker ve tuzun kullanılmadan da hazırlanabileceğini belirten Aksoy, "Bayram kültürümüzün önemli bir parçası olan tatlılarımızı, sağlığımızı korumak için hafifletmemiz gerekiyor. Hamur tatlılarında beyaz un yerine daha sağlıklı siyez unu ve karabuğday unu kullanabiliriz. Tuzu mümkün olduğunca azaltmalıyız. Hamur tatlılarının şerbetinde ise dünyadaki birçok hastalığın sebebi olan rafine şeker yerine ham bal ile hazırlanan şerbetleri tercih etmeliyiz. Ham ve katkısız bal ile hazırlanan tatlı şerbeti vitamin, mineral ve protein bakımından rafine şeker ile hazırlanan şerbete göre daha besleyici ve doğaldır. Bu şekilde hamur tatlılarını hafifletebiliriz. Ham ve katkısız bal keza kazandibi, tavukgöğsü, muhallebi ve keşkül gibi birçok süt tatlısında da gönül rahatlığıyla kullanılabilir." dedi.
"Bu bayramda büyüklerimize bal gönderelim"
Bayram ziyaretlerinde aile büyüklerine birçok katkı maddesini içinde barındıran şekerlemelerin götürülmemesi gerektiğinin altını çizen Aksoy, rafine şeker ürünlerin kronik rahatsızlıkları olanlar için tehlikeli olduğunu belirtti. Bu bayramda koronavirüs nedeniyle ziyaretlerin yapılamayacağını hatırlatan Aksoy, "Büyüklerimize ve sevdiklerimize bu bayramda katkısız ham bal gönderebiliriz. Böylece geleneklerimizi sürdürürken sevdiklerimizin sağlığını da koruyabiliriz. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 2017’de yayınladığı obezite raporuna göre dünyanın yüzde 19,5’i obez olarak kayıtlara geçiyor. Türkiye ise yüzde 22,3 ile dünya ortalamasının üstünde yer alıyor. Bu rakamlar bize obezite ile mücadelede beslenme alışkanlıklarının değişmesi gerektiğini ifade ediyor." ifadelerini kullandı.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
...