Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Saydam, KKTC?nde kooperatifler ve kooperatifçilik üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Serdar Saydam ?Bilindiği üzere KOBİ (Küçük, Orta Boy İşletmeler) kavramı ve KOBİ ölçeği ülkeden ülkeye değişmektedir. Küçük şahıs işletmeleri veya küçük aile işletmeleri KOBİ olarak tanımlanmaktadır. Bu açıdan konuya baktığımızda, KKTC?deki tüm işletmelerin KOBİ olduğu görülmektedir. Buna Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT?ler) de dahildir. Kendine özgü bir işletme modeli olan ve KKTC?de geçmişi 1909?lara dayanan Kooperatifler KOBİ değil midir? KOBİ?ler sadece özel teşebbüse ve özel sermayeye ait olamayacağına göre; toplumsal dayanışmaya, bireylerin maddi ve manevi güçlerini birleştirmelerine ve ortak paylaşım esasına dayanan ve sosyal sermayeye ait olan Kooperatifler de birer KOBİ?dirler? dedi.
?Kıbrıs?ta kooperatifçilik İngiliz sömürgesi zamanında teşvik edildi?
?Kooperatifçiliğin Kıbrıs gibi İngiliz Sömürgesi olan bir ülkede, Sömürge İdaresi tarafından teşvik edilip başlatılması dikkat çekicidir. Kıbrıs?ta İngiliz Sömürge İdaresi tarafından, kendi iç dinamiğiyle değil, yukarıdan aşağıya bir kapitalistleşme süreci uygulanmıştır. Bu gelişim süreci doğal olarak sömürge bir ülke olarak Kıbrıs?ta yapısal değişikliklere de yol açmıştır. Nitekim "yukarıdan aşağıya kapitalistleşmeye paralel olarak "ticari tarım" geliştirilmiş ve kırsal kesimin kooperatifler aracılığıyla pazara yani piyasa ekonomisine açılması sağlanmıştır. Kıbrıs?ın içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal koşullar bu sürecin yaşanmasına neden olmuştur.
Saydam konuşmasının devamında Mevcut mevzuata göre kooperatifler, tarımsal üretimden sanayi üretimine, perakende pazarlamadan toptan pazarlamaya, ithalat ve ihracata, konut inşaatından ödünç para alıp ödünç para vermeye, kredi, finans, icar-satış ve bankacılık işlemlerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet göstermektedirler.
Kobilerin ortak amacı, ister Kooperatif Limited Şirket olsun, ister Özel Aile Şirketi Limited olsun büyük ölçekli üreticiye karşı küçük ölçekli üreticiyi korumak ve istihdam yaratıp işsizliğe çare bulmak, piyasada denge unsuru olmak diye özetlenebilir ?dedi.
?İkinci bir kooperatif kongresinin yapılmaması ise büyük bir eksikliktir?
Saydam konuşmasını ?1984 yılda yapılan Birinci Koopratifçilk Kongresi?nden sonra İkinci bir kooperatif kongresinin yapılmaması ise büyük bir eksikliktir. Yıllar önce Sanayi, Ticaret ve Kooperatfiler Bakanlığı varken günümüzde Kooperatifler bakanlık düzeyinde temsil edilmemektedir. Sanayi, ticaret gibi ekonominin üçüncü ayağı olan kooperatiflerin bakanlık düzeyinde ele alınmaları gerekmektedir. Eskiden olduğu gibi ilkokuldan başlayan kooperatifcilk eğitimi tekrar gündeme getirilmeli, kooperatiflerin ekonomimizin temel taşlarından biri olduğu unutulmamalıdır? diyerek sonlandırdı.