Türk Tarih Kurumu (TTK) ve Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) iş birliğiyle Fatih Harp Tarihi Araştırmaları Entitüsü tarafından ?Harp ve Sulh: 300?üncü Yılında Pasarofça Antlaşması Uluslararası Sempozyumu? düzenlendi.
MSÜ Yeni Levent yerleşkesinde kampüsünde düzenlenen sempozyuma; Millî Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Güray Kırpık, yurt içinden ve yurt dışından birçok bilim insanı ile birlikte geniş bir davetli topluluğu katıldı.
Millî Savunma Üniversitesi?nin ev sahipliğinde gerçekleşen sempozyumda, Balkanlar ve Orta Avrupa?daki Osmanlı hâkimiyeti açısından önemli bir dönüm noktası olan Pasarofça Antlaşması, imzalanmasının 300?üncü yıl dönümünde bütün yönleriyle ele alındı. Etkinlikte Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında yürütülen müzakereler ve antlaşmanın Türk diplomasi tarihindeki önemine dair değerlendirmeler yapılırken antlaşma sonrasında belirlenen yeni sınırlar ve Osmanlı-Avusturya ilişkilerinin gidişatı da masaya yatırıldı.
?Tarihimizdeki birçok hadiseyi değerlendirmek zorundayız?
Batılılaşma yönünde adımların atıldığı Lale Devrinin başlangıcı sayılan antlaşma sonrasında yaşanan iç gelişmeler de sempozyumda ele alındı. İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, tarihten ders çıkarmak için galip gelinen harpler kadar mağlup olunan harplerin de değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
?Ben bir tarihçiyim. Bizler bilim adamı olarak tarihimizdeki birçok hadiseyi değerlendirmek zorundayız. Yaptığımız en büyük hatalardan birisi; genelde zaferlerimiz üzerine bu tür değerlendirmeleri yapıyoruz. Tarihte uğradığımız mağlubiyetleri de değerlendiremediğimiz için yeterince dersi çıkaramıyoruz. Tarihimizde övünç kaynağı olacak kısımlar vardır ama yaptığımız hatalardan da ders almamız lazım. Pasarofça antlaşması, Karlofça?nın rövanşını alırken Osmanlı Devleti?nin uğradığı bir mağlubiyetin sonucunda imzalanan bir antlaşmadır. Tuna nehrine yakın bir bölgede, Sırbistan?da bulunan bir kasabadır Pasarofça. Bu antlaşma iki ayaklıdır; birincisi Avusturya?ya karşı mağlup olunmuştur, Venedik mağlup edilmiştir. Mora?yı tekrar Türk topraklarına katarken bir taraftan da Sırbistan?ı ve Kuzey Bosna?yı Avusturya?ya kaybettik. Meşhur Yirmisekiz Mehmed Çelebi?nin murahhas olarak katıldığı bir antlaşma ve aynı zamanda tarihimizde meşhur olan Lale Devri?nin başlatan antlaşmadır.?
?Harp tarihi alanında milyonlarca belge var?
Prof. Dr. Erhan Afyoncu, harp tarihi alanında milyonlarca belge olduğuna vurgu yaparak, MSÜ?nün gelecekte önemli araştırmalara imza atacağını söyledi. Afyoncu, ?Üniversitemizin asıl görevi asker yetiştirmek; şuanda 12 bin civarında öğrencimiz var. Savunma Sanayine de destek olmak için teknik projeler yapıyoruz ama maalesef Türkiye?de Harp tarihi araştırmaları zayıf. Ben bir tarihçiyim, üniversitelerde harp tarihi araştırmaları biraz askeri arşivlere de rahat girilememesinden dolayı geri planda kalmıştır. Bu üniversite kurulduktan sonra kurduğum enstitülerden bir tanesi Fatih Harp Tarihi Araştırmaları Enstitüsü?ydü. Bu da onun etkinliklerinden bir tanesi. Bu konularda milyonlarca belge var. Milli Savunma Üniversitesi gelecekte önemli araştırmalara imza atacak? açıklamasında bulundu.
Askeri tarih ve diplomasi tarihi ilgililerinin de istifadesine açık olan sempozyumda, konuyla ilgili yeni bulgu ve sonuçlara ulaşılması hedefleniyor.