Depremle ilgili büyük kayıpları önlemenin mümkün olduğuna dikkat çeken Barış, deprem haritalarının 4-5 yılda bir mutlaka yenilenmesi gerektiğine dikkat çekerek "Deprem bölgeleri haritalarına baktığımızda 1932 yılından tutun 2007 yılına kadar farklı farklı araştırıcılar mevcut bina tehlike haritalarını güncellemek durumunda kalmışlar. Bunların hiçbir resmi dayanağı yok" ifadelerini kullandı.
Şu an 4 tane resmi deprem bölgeleri haritası bulunduğunu ifade eden Barış, "İleride çok büyük depremler ile karşı karşıya kalacağımız için ekonomik olarak kayıpları önlemek ve çok değerli olan can kayıplarını önlemek bizlerin elinde. Deprem bölgeleri haritalarına baktığımızda 1932 yılından tutun 2007 yılına kadar farklı farklı araştırıcılar mevcut bina tehlike haritalarını güncellemek durumunda kalmışlar. Bunların hiçbir resmi dayanağı yok. Çünkü eksikler görüldüğü için 4-5 yılda bir yenilenmesi lazım. Yeni depremler olunca, depremlerle, zeminle ve faylarla ilgili yeni bilgiler elde ettikçe biz mutlaka bunları güncellemek durumundayız. Çünkü deprem araştırmaları hala süregelen hala bilgiler elde ettiğimiz çalışmalar. Resmi deprem bölgeleri haritası şuan 4 tane var. İlk deprem bölgesi haritalarına baktığımızda Türkiye?nin sadece belirli yerlerinde deprem tehlikesi var. Marmara?daki deprem fayı, Eskişehir fay zonu gibi fay zonları görülmüş ama Doğu, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile ilgili çok fazla bilgi yok. Bu 1945 yılında yapılmış haritada sadece belirli bölgeler deprem bölgeleri olarak belirlenmiş. Bu haritanın da yeterli olmadığı görülmüş. 1996 yılına baktığımızda dikkat çeken yer Karaman ve Aksaray 5?inci derecede deprem tehlikesi olan bölge. Yani tehlikesiz bölge ama 4.5 büyüklüğündeki bir depremde bile Karaman?da yaralanma ve ölümlerin olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla tehlikesiz diye bir bölgede yaşamayı Türkiye?de yaşayanların unutması lazım. Her yer tehlikeli aslında" diye konuştu.
"Aynı bölgede 6 büyüklüğündeki bir deprem ile 7,2 büyüklüğündeki deprem arasındaki fark neredeyse 50 kata yakındır"
Deprem tehlikesinin faylarla ilgili olduğunu kaydeden Barış, zemin etütlerinin düzgün yapılıp yapılmadığının kesinlikle riski azaltan ya da arttıran faktörler olduğuna dikkat çekerek "Bizde araştırılan en önemli kavramlar deprem riski ve deprem tehlikesidir. Deprem tehlikesi faylarla ilgilidir. Tektonik hareketlerle ilişkilidir. Kesinlikle azalmaz, kesinlikle uzaklaşmaz. Haritanın en önemli çıktılarından biri azaldığı yönünde ama bu şunu gösteriyor. Ya eski harita, 1996?daki harita yanlıştı ya da bunda bir takım eksiklikler var. Yoksa deprem tehlikesini azaltmamız mümkün değil. Riski azaltabilirsiniz. Riske baktığımızda potansiyel kayıp veya tehlikeyle hasar görebilirliği çarptığınızda riski ortaya koyabilirsiniz. Önlemler alarak riski azaltmak mümkündür. Bir fay hattının varlığı tehlikeyken bu fay hattı üzerinde kurulan kentlerin aldığı önlemler yada deprem şartnamesine uygun yapılıp yapılmadığı veya zemin etütlerinin düzgün yapılıp yapılmadığı kesinlikle riski azaltan yada arttıran faktörlerdir. Bir bölgenin deprem tehlike haritasının yapılmasında ihtiyaç, bölgesel planlarda kullanılıyor, çevre düzeni planlarında, yerleşim alanı yer seçiminde, imar planlarında, afet ve acil durum planlarında, zarar azaltma kentsel dönüşüm, depreme dayanıklı yapı, deprem zararlarının azaltılmasında tüm bu haritaların önemi var. Bu harita o yüzden çok önemli. Depremin nerede olduğu çok önemli, sizin şehrinize çok yakınsa Kocaeli gibi şehrin içinden bir fay geçiyorsa deprem tehlikeniz çok yüksek ama fay size 100 kilometre uzaktaysa deprem riski daha düşüktür. Aynı bölgede 6 büyüklüğündeki bir deprem ile 7,2 büyüklüğündeki deprem arasındaki fark neredeyse 50 kata yakındır. Açığa çıkan enerji ve sarsıntı 50 kattan daha fazla fark eder. Dolayısıyla büyüklük çok önemli" şeklinde konuştu.
"Bir büyük depremin ne zaman olacağını henüz bilemiyoruz"
"Bir yerde uzun zamandır deprem olmuyorsa, fay ve levha hareketleri çok fazlaysa şuan İstanbul?un tartışılan durumu bundan kaynaklanıyor" diyen Barış "Marmara?da olacak deprem 7,6 mı olacak 6,8 mi olacak. 350 yılda bir tekrar edenler var, bunlar 7? den büyük. 45 yılda bir tekrarlayan depremlerde var Marmara?da; onlar da 6,5- 6,8 arasında değişiyor. Bir büyük depremin ne zaman olacağını henüz bilemiyoruz. Ben yaklaşık ömrümün 30 yılını deprem araştırmalarında önceden belirlemede geçirdim ama hala kesin cevap yok. Onun için depreme hazırlanmamız gerekiyor" uyarısında bulundu.
"Haritanın en önemli ayağı deprem yapı yönetmenliğinde kullanılacak parametreler"
Bir haritanın en önemli ayağının deprem yapı yönetmenliğinde kullanılacak parametrelerin olduğunu ifade eden Barış, şunları söyledi:
"Haritanın en önemli ayağı deprem yapı yönetmeliğinde kullanılacak parametreleri vermesi. Binaları tasarlarken inşaat mühendislerinin binalardaki elastik tepki spektrumlarını, ivme spektrumlarını bilerek yapı şartnamesinde bu değerleri kullanması gerekiyor. Bunların inşaat mühendisliği öğrencilerine ve mühendislere öğretilmesi gerekiyor. Yine burada en önemli, bizleri ilgilendiren nokta zemin etkilerinin haritada dikkate alınması. Harita hazırlanırken hiçbir ayağında zemin bilgileri toplanmamış. Böyle bir şey yok. Biz İnegöl?deki böyle bir çalışmada İnegöl?ün 5-6 fayı için bütün zemin bilgilerini, yer altı su seviyesini ve inşaatın modelini, yapım yılını programa sokarak olası deprem senaryoları üreterek deprem olmadan bir şehrin hangi mahallerinin hangi sokaklarının ağır hasarlı veya orta ve hafif hasarlı olabileceğini önceden biliyoruz. Bu neden önemli, kentsel dönüşümde şehirde nereden başlayacaksınız. İlk depremde en tehlikeli depremde ağır hasar olacak bölgeleri yıkmanız lazım. Buraları yenilememiz lazım. Yine jeofizik ve zemin bilgisi çok önemli. Sonuçlara baktığımızda ilk defa 22 yıl sonra 200 kilometre dışında bütün fayları düzenleyerek tehlike haritasını hesapladık. Hiç deprem olmayan bir bölge, 2 bin 500 yıl sonra bile deprem üretebilir. Dolayısıyla çok dikkatli olmak gerekiyor."
9420,54%0,56
34,56% 0,23
36,22% -0,03
2995,69% 1,15
4956,37% 0,00