Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Siyasal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Görevlisi ve GAÜ Uluslararası Güvenlik Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Sadık Akyar, bugün Türk Hava Kuvvetlerine ilk teslimatı planlanan F-35 uçak projesi hakkında konuştu.
Müşterek Taarruz Uçağı geliyor
Dr. Sadık Akyar, F-35 projesinin ortaya çıkması, gelişmesi, Türkiye?nin projeye dahil olması ve gelinen aşamalar ile ilgili şunları kaydetti: ?Modern savaş uçaklarının özelliklerine baktığımızda iki tür dizayn öne çıkıyor. Bu dizaynlar; Hava-Hava muharebeleri için ?Avcı? F-16 türü ve Hava-Yer görevleri için ?Bombardıman? F-4 Fantom türü uçaklardır. Her ne kadar günümüzde uçaklar Av-Bombardıman görevlerinin her ikisinde kullanılsa da, havacılıkta böyle bir sınıflandırma yapılıyor. Bu nedenle F-35 uçağı, her iki tipteki uçakların görevlerini tek bir uçak üzerinde birleştirerek, tüm görevleri yerine getirmek için tasarlanmış bir savaş uçağıdır. Özellikle havacılık çevrelerinde, ABD?nin pilotlu olarak üreteceği son savaş uçağı olacağı belirtiliyor. Uçağın ismi, 2?nci Dünya Harbi?nde kullanılan ?P-38 Lighting? uçağından geliyor. Bu nedenle uçağın proje ismi ?Joint Strike Fighter (JSF)- Müşterek Taarruz Uçağı?, kod ismi ise F-35 Lighting II?dir. II ibaresi uçağa bu nedenle verildi.
Türkiye projeye 2002?de dahil oldu
Projenin ABD?de başlama tarihinin 1996 olduğunu dile getiren Akyar, ?Türkiye projeye, 12 Temmuz 2002 tarihinde Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararına istinaden yedinci uluslararası partner olarak katıldı. Projede toplam dokuz ülke yer alıyor. Bu ülkeler, projeye verdikleri finansal katkıya göre sınıflandırılıyor. ABD (Birincil üretici ve destekçi), İngiltere (Birinci seviye katılımcı), İtalya ve Hollanda (İkinci seviye katılımcı), Türkiye, Kanada, Avustralya, Norveç ve Danimarka?dır (Üçüncü seviye katılımcı). Ayrıca İsrail ve Singapur da, ?Güvenlik İşbirliği? katılımcıları olarak projede yer alıyor? ifadelerinde bulundu.
?Siyasi ve teknik çıkmazlar olabilir?
Türkiye seçim arifesinde olduğundan, ABD ile F-35 uçakları tedariki ve Rusya?dan S-400 sistemlerinin satın alınması ile ilgili gelinen aşamada siyasi ve teknik çıkmaz olarak iki olgunun ön plana çıktığına dikkat çeken Akyar konuya ilişkin şunları söyledi:? Görünen odur ki, Türkiye ve ABD arasında, Suriye Krizi, daha sonra S-400 füze sistemlerinin Rusya?dan tedariki konusunda oluşan siyasi çıkmaz özellikle, Suriye?nin doğusundaki Menbiç?in kontrolü üzerinde varılan mutabakatla aşılma yönünde mesafe aldı. Türkiye?nin Kandil bölgesine yaptığı harekat da göz önünde bulundurularak ilerleme devam ediyor. Bu krizin aşılmasında tarafların birbirlerini anlamaları için önemli konunun teknik çıkmaz olduğu düşünülüyor. Yani gerçekten ABD?li yetkililerin iddia ettiği gibi, Rusya?dan alınacak S-400 sistemlerinin teknolojik imkan ve kabiliyetinin, F-35 uçaklarının bazı özelliklerinin deşifre olmasına, özellikle uçağın STEALTH (Radar izi görünmezliği) konusunu akamete uğratması durumunda, söz konusu sistemler ile ilgili olarak Türkiye?yi önemli kararlar almaya zorlayabilir. Bu durumda akıllara, Yunanistan?ın elindeki S-300 füze sistemlerinin NATO ülkeleri ve F-35 uçakları için bir mahsur taşıyıp taşımadığı konusunu getiriyor.?