GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, çocuk eğitimi konusunda anne babaları uyardı. Çocukları ödüllendirirken aslında onlara kötülük yapıldığını belirten GİMDES Başkanı Dr. Büyüközer, "Tertemiz çocuklarımıza kötülük etmeyelim. Bazen ödüllendirme şeklimiz çocuğumuza farkına bile varmadan verebileceğimiz zararı tahmin dahi edemiyoruz. Bir iş yaptırma veya ödev yaptırma karşılığı hamburger, kola, cips, şekerleme vaatlerimiz olabiliyor, oysa bu ödülden çok kötülüktür kendi evladımıza." ifadelerini kullandı.
Yiyip içilenlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, "Gelin geçmişte yaptıklarımıza tövbe edelim, karar alalım ve yediklerimize içtiklerimize dikkat edelim. Yemek bizim amacımız değil yaşamak için bir araç kaynağımız olmalı." dedi.
"Tesirli olabilmek için önce kendimiz yapmalıyız"
Çocuklar üzerinde tesirli olabilmek için anne ve babaların bazı şeyleri hayatlarına uygulamak zorunda olduklarını hatırlatan Dr. Büyüközer, "Evlerde anneler biraz daha fazla çalışsa gereksiz işler yapacağına çocuklarıyla ilgilenip onlar için evde gıda adına üretim yapsa çocukların gözü dışarıda olmayacak ve dışarıdan olanı da talep etmeyecek. Ancak öyle bir durum ki bazı anne baba çocuktan daha çocuk olabiliyor, kendisi kontrolsüzce bir yeme tüketimi yaparken çocuk ne yapsın. Önce biz yaşayacağız sonra çocuğumuza eşimize akrabamıza v.s. yaşatacağız. Anneler televizyona ve dedikoduya ayırdığı zamanı çocuklarına ayırdığında sorunlar azalacak ve nesil Allah?ın izniyle bozulmayacak ve çocuklarımızın dünyası ile ahireti güzelleşeceği gibi bizim de ahiretimiz güzelleşecek belki de kurtuluşumuza vesile olacak." şeklinde konuştu.
"Boğazdan geçenlere dikkat"
Verilen eğitimin etkisinin olması için boğazdan geçen gıdaların helal olması gerektiğine dikkat çeken Dr. Büyüközer sözlerine şöyle devam etti: "Hadis-i şerifte buyuruluyor; "İnsan ölünce amel defteri kapanır. Üç sınıf insan hariç. Birincisi; sadaka-yi cariye (Cami, Kur?an-ı kerim kursu, hastane, köprü gibi) bir eser yaptıran. İkincisi; hayırlı evlât bırakan, üçüncüsü; talebe yetiştiren, faydalı kitap yazan. Bu, büyük bir bahtiyarlıktır. Dünya ile alakası kesilmiş olmasına rağmen; bu üç kişinin her biri kabrinde ibadet ediyor ve sevap kazanabiliyor."
"En kıymetli miras, iyi bir terbiye ve güzel bir ahlâk olmalıdır"
Dr. Büyüközer son olarak şunları kaydetti. "Hayırlı evlat yetiştirmek insanın en büyük gayesi olmalıdır. Mukaddes değerlerimizin muhafazası onlarla mümkündür. Nesil bozulursa bu mümkün olamayacaktır. Bizden sonra hayatımızı onlar devam ettireceklerdir. Bizim yerimize onlar geçecek. Ya bizim yüz akımız veya yüz karamız olacaklardır. Evlada bırakılacak en kıymetli miras da, iyi bir terbiye ve güzel bir ahlâk olmalıdır."
Orjinal Habere Git