Göz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Barış Yeniad, ?Gerçek anlamda göz kapağı düşüklüğüne ?ptozis? denir ve her yaş grubunda rastlanabilen, göz kasının zayıflamasına veya hiç çalışmamasına bağlı olarak ortaya çıkan bir göz hastalığıdır. Doğumsal olarak göz kasının hiç gelişmediği durumlarda (konjenital ptozis) bebek bir veya her iki göz kapağı düşüklüğü ile doğar. Bu durumda en kritik soru ?göz kapağı göz bebeğini kapatıyor mu ?? olmalıdır. Eğer cevap ?evet? ise gözün tembel kalma olasılığı olduğundan göz kapağı acilen düzeltilmeli ve görme ekseni açık hale getirilmelidir. Sonradan gelişen ptozis, sıklıkla göz kapağını kaldıran kasın yaşa bağlı zayıflaması ile görülür. Göz kapağı giderek artan oranda düşer ve görmeyi engeller hale gelir. Yapılacak cerrahi ile göz kapağı seviyesi göz kası güçlendirilerek eski haline getirilir. Göz kapağı cildinin sarkmasına bağlı olarak gelişen göz kapağı düşüklüğü ise gerçek anlamda bir düşüklük değildir. Göz kapağını kaldıran kas sağlamdır, ancak cilt fazlalığına bağlı olarak cilt sarkar, kirpiklerin üzerine doğru gelir, hatta ilerleyen durumlarda görmeyi engeller. Alt göz kapaklarının altındaki torbalar da buna eşlik eden yaygın bir problemdir? dedi.
Bu semptomların kişiyi daha yaşlı veya daha yorgun gösterdiğini ifade eden Dr. Yeniad, ?Görmeyi etkileyen ciddi göz kapağı sarkıklığında kişi kendini, görmek için başını geriye doğru eğmiş ya da sık sık kaşlarını kaldırmış olarak bulabilir. Sabah kalktığında hasta göz kapağını açmakta zorlanır ve ağırlık hisseder. Günün ilerleyen saatlerinde yorgunluk ve görme alanını arttırmak için devamlı alın bölgesindeki kasları kullanmasına bağlı olarak göz ve baş çevresinde ağrı hissedilir. Sıklıkla alın bölgesindeki kırışıklıklar artar. Göz kapağındaki sarkıklığı ve fazla torbalanmayı önlemek için yapılan cerrahi ?Blefaroplasti? olarak adlandırılır. Lokal anestezi altında sadece kapakların uyuşturulması ile yapılan bu cerrahide hasta aynı gün evine gidebilir ve cerrahi sonrasında gözün kapatılmasına gerek yoktur. İyi bir cerrahi ile görme açısından hiçbir riski olmayan blefaroplasti operasyonunda temel amaç, fazla cilt ve yağlardan kurtulurken kişinin mizacını ve yüz şeklini değiştirmeden daha genç bir görünüm kazandırmak olmalıdır? diye konuştu.
Operasyon sonrasında 1 hafta boyunca aralarla soğuk kompresin iyileşmeyi hızlandırdığını kaydeden Dr. Yeniad, ?İki hafta içinde kapaktaki şişlik ve morlukların büyük çoğunluğu geçer. Hastalar bu süre içinde ağır efor gerektiren işlerden uzak durmalıdır. Günlük rutin işler ise hemen operasyon sonrasında yapılabilir. Blefaroplasti operasyonu tüm dünyada en sık uygulanan cerrahi işlemlerden biridir. Hastaların memnuniyeti yüksektir. Riski düşük bir operasyon ile genç bir görünüm elde etmek hastaların bu cerrahiyi seçmesinin en önemli sebebidir. Zaman içinde yaş alma devam ettiğinden yıllar içinde oluşan fazla cildin tekrar aynı işlem ile giderilmesi mümkündür? açıklamalarında bulundu.