Ortaklığın giderilmesi davası (İzale-i Şuyu Davası) konusunda Avukat Elif Esra Kırımlı önemli bilgiler verdi.
Ortaklığın giderilmesi davası, paylı mülkiyet veya el birliği mülkiyetine konu taşınır/taşınmaz mallarda ortaklar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisine son vererek kişisel mülkiyete geçmeyi sağlayan, davanın tüm tarafları için benzer sonuçlar doğuran bir dava olduğunu anlatan Avukat Elif Esra Kırımlı, ?Bu davanın açılmasındaki amaç ortak mülkiyete sahip hissedarlar arasında çıkan anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıkların yargı yolu ile çözüme kavuşturulmasıdır. Özellikle mirasçılar bakımından büyük önem arz eden miras bırakanın taşınır/taşınmaz malları üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında mirasçılık belgesinde isimleri yer alan tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi gerekmektedir aksi durumda davanın bir sonuca ulaşması mümkün olmayacaktır? diye konuştu.
Söz konusu davanın görevli ve yetkili mahkemesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda hüküm altına alınmış olup taşınır/taşınmaz mal ve/veya hakkın paylaştırılmasına, ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiğini kaydeden Avukat Elif Esra Kırımlı, ?Taşınmaz hakkında açılacak olan ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazın bulunduğu il/ilçe sınırlarındaki o yerin Sulh Hukuk Mahkemesi kesin yetkilidir.
Ortaklığın giderilmesi davası matbu harca tabi bir dava olup dava sonunda yargılama giderleri ve vekalet ücretleri taraflara payları oranında yükletilmektedir. Her ne kadar davayı açan hissedar tarafından dava harcı ve giderleri ödenmek zorunda olsa da dava sonunda dava sonunda bütün hissedarlar payları oranında aynı şekilde etkilenecektir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca paylaşma iki türlü gerçekleşebilmektedir; bunlardan birincisi ?malın aynen bölüşülmesi? ikincisi ise ?satılarak bedelin bölüşmesi? şeklindedir. Bu konuda hissedarlar bir anlaşmaya varır ise mahkeme bu talep doğrultusunda ortaklığın giderilmesine karar verebilir. Öte yandan bu hususta ortaya çıkabilen anlaşmazlıkların baş göstermesi durumunda taraflardan birinin ortak malın aynen bölüşülmesini talep etmesi durumunda mahkeme öncelikle ortaklığın giderilmesi istenilen şeyin taksim edilebilir (bölüşülebilir) olup olmadığına bakıp ve ayrıca gerekli görürse alanında uzman bilirkişilerden bu hususta görüş alarak bir sonuca varacaktır. Eğer ki taşınmaz mal üzerinde önemli ölçüde bir değer kaybı ihtimali söz konusu olur ise mahkeme aynen bölüşülerek paylaştırılmasına karar veremez. Zira hissedarlardan herhangi birinin rıza göstermemesi durumunda da aynı sonuca varılacak olup taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz. Bir başka olasılık ise eğer taşınmaz mal üzerinde kat mülkiyeti kurulması mümkün ise Mahkeme kendiliğinden malda satış suretiyle ortaklığın giderilmesine de karar veremez? şeklinde konuştu.
Mahkeme durum ve koşulları uygun bulmaz taşınmaz malın aynen bölüşülmesinin mümkün olmadığı kanaatine varır ise özellikle de mal üzerinde değer kaybı söz konusu olacaksa malın açık artırmayla satılarak bedelin bölüşülmesine karar vereceğini dile getiren Avukat Elif Esra Kırımlı, açıklamasını şöyle sürdürdü; ?Satış yapılmasının mevzu bahis olduğu durumlarda ise mahkeme bir satış memuru görevlendirir ve taşınmaz malın satım işlemleri icra dairesi tarafından ?İcra-İflas Kanunu? hükümlerince gerçekleştirilir. Eğer bütün hissedarların rızası olur ise taşınmaz malın satışı öncelikle hissedarlar arasında artırmayla da gerçekleşebilir. Dava konusu olan taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç, çardak, tesis vb. gibi bütünleyici parçalarının da bulunması durumunda bunlarında arzla birlikte satılması gerekmektedir.
Ortaklığın giderilmesi davası tüm ortakların haklarını eşit bir şekilde koruyan bir dava türü olup dava sonucu bir kazanan ve kaybeden tarafın olmadığı bir davadır.?
Orjinal Habere Git