Son günlerde tekrar gündeme gelen yerli ve milli ilaç, aşı dönemi ile ilgili açıklamalarda bulunan Gıda İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, ilaçların yerli ve milli olmasının yeterli olmayacağını aynı zamanda İslami şartlara da uygun olması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan?ın 6?ncı Türk Tıp Dünyası Kurultayında yıllardır dile getirdikleri aşılar ve ilaçlarla ilgili hassas konulara değindiğini belirten Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, "İlaçlar hakkında ne kadar haklı olduğumuzun dile getirilmiş olması bizleri memnun etmiştir. Fakat bu konunun sadece yerli ve milli olması asla yeterli değildir. Müslümanlar için, aynı zamanda İslami şartlara da uygun olması elzemdir. Gıdada ve kozmetikte GİMDES?in yoğun ve uzun bir zamanı kapsayan yorucu çalışmalarının da katkısı ile önemli mesafeler kat edilmiştir. İnşallah İslami şartları taşıyan, yerli ve milli ilaç ve aşılar da en kısa sürede üretilir ve Müslüman kardeşlerimiz Batı mantalitesi ile üretilen çoğu haram katkılar içeren bu ilaçlardan kurtulurlar." şeklinde konuştu.
"GİMDES yıllardır haramı yaygınlaştıran bu sistemle mücadele etmektedir"
Sadece yerli ve milli sloganın aldatıcı olacağını bildirdiklerini ifade eden Dr. Büyüközer, "Son ekonomik krizden sonra ülkemizde topyekûn bir kampanya başlatıldı. ?Yerli ürün, milli ürün? sloganı ile biz yetmez dedik. "Müslümanlar için bu slogan aldatıcı olur" dedik. Yerli de olsa milli de olsa Türkiye?de üretilen ürünlerin tamamına yakın içeriklerinde belirtilen katkı maddelerinin çoğunluğu dışarıdan ithal edilmektedir. Bu gün ülkemizde üretilen ürünlerin, ister gıda olsun, ister kozmetik olsun, ister ilaç ve sağlık ürünleri olsun bu ürünlerin üretiminde sayıları 4 bini aşan katkı maddesi kullanılmaktadır. Bu katkı maddelerinin hemen hemen yüzde 100?ü ithal edilmekte ve üreticilerin çoğunluğu gayrimüslimler olduğu için üretimlerinde, alternatifleri olduğu halde, alkolden tutun tüketilmesi haram kılınmış çeşitli hayvan kökenli içeriklere kadar bu ürünlerde kullanılmaktadır. GİMDES yıllardır haramı yaygınlaştıran bu sistemle mücadele etmektedir. İlaçta kullanılan L Sistain domuzun kılından yapılmışsa, jelatin domuzun kollageninden yapılmışsa bu ilacın yerlisi olmuş Avrupalısı olmuş ne fark eder bir Müslüman için. Bu sebeple, bu tehlikeye karşı yerli ve milli ürün sloganı yerine helal ve tayyib yerli ve milli ürün sloganı kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı.
"Tüm sağlık ürünlerinde de helal ve tayyib ürün kervanına destek verilmesini talep ediyoruz"
2005 yılından beri GİMDES?in hem yurt içine, hem yurt dışına bütün Müslümanlar için Türkiye?de üretilen 14 bin çeşit helal ve yerli ürüne helal ve tayyib sertifikası verdiklerini aktaran Dr. Büyüközer, "Milletimiz altı kaypak yeni sloganlarla meşgul edileceğine GİMDES?in önderliğinde 14 yıldır yerli firmalarımızla birlikte yürütülen gıdada, kozmetikte, olduğu gibi, ilaçta, aşıda ve tüm sağlık ürünlerinde de helal ve tayyib ürün kervanına destek verilmesini talep ediyoruz. GİMDES?in 2015 yılında organize ettiği uluslararası 6?ncı Helal Ve Tayyib Expo?da yapılan, ?Tıp, Eczacılık ve Kozmetikler: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı? sonuç bildirgesinde; Müslüman bilim adamları ve üreticiler helal ve tayyib şartlara uygun aşıların üretimi için çalışmalar yapmalıdırlar. Aşılar, jelatin, idrar ve dışkı, domuz bileşenleri, cenin parçaları, alkol, hayvan parçaları (domuz, köpek, eşek vs) gibi pek çok haram/yasak katkı maddelerini içerebilir. Ayrıca, civa ve alüminyum gibi pek çok zararlı zehirli kimyasallar aşıların üretiminde kullanılır. Bazı aşıların, otoimmiün hastalıkları, astım, ani bebek ölümü sendromu, otizm ve kanser gibi pek çok hastalıkla ilişkili olduğu bilinmektedir" dedi.
Dr. Büyüközer son olarak şunları kaydetti. "Helal ve tayyib ilaç standardı projesi, gıda, tıp ve kozmetik endüstrilerinde kullanılan pek çok ürünün helal ve tayyib olma şartlarının belirlenerek listelenmesi çok önemlidir. Helal ve tayyib şartları taşımayan ilaç üretiminden dolayı Müslümanlar büyük bir tehdit ile karşı karşıyadır. Müslüman bilim adamları ve ilaç üreticileri helal ve tayyib ilaç sektörüne yatırım yapmaya öncelik vermelidirler. Çünkü İslam ümmeti için tehlikeli ve üzücü olan bu durumun başka çözümü bulunmamaktadır."